Turan Odabaş: Ahirete inanan bu zulümleri yapmaz

Turan Odabaş: Ahirete inanan bu zulümleri yapmaz
Emniyet Müdür Yardımcısıyken istifa ederek Milli İttifak içinde Malatya milletvekili adayı Turan Odabaş, "Ben bunların Allah, ahiret inancı olduğuna inanmıyorum. Çünkü öldükten sonra diriltileceğine inanan insan bu zulümleri yapmaz. Yalan, hırsızlık ve yolsuzluk üzerine kurulu bu düzenin ilelebet gitmesi mümkün değil" dedi.

'7 HAZİRAN SEÇİMLERİNİ FELAKET ÖNCESİ SON ÇIKIŞ NOKTASI'

BBP ile SP'nin ortaklığın oluşturulan Milli İttifak'ın Malatya milletvekili adaylarından Odabaş, yaptığı açıklamada, 2011'den bu yana Malatya Emniyet Müdürlüğü'nde asayiş şube müdürlüğü ve müdür yardımcısı olarak görev yaptığını, memleketin vahim bir noktaya gelmesi üzerine siyasete girdiğini ifade etti. Son dönemde devlet eliyle vatandaşlara zulüm yapıldığını ifade eden Odabaş, yaşanan sürecin 28 Şubat ile 12 Eylül darbelerinden bile ağır olduğunu dile getirdi. 7 Haziran seçimlerini felaket öncesi son çıkış noktası olarak nitelendiren Odabaş, şöyle devam etti: "Yarın çocuklarım 'baba sen bu süreçte nasıl bir şey yapmadın, vicdanen nasıl rahatsız olmadın' dediklerinde 'boş durmadım, bu felaketi dilimin döndüğünce anlattım' demek için siyasete girdim. İçinde yaşadığımız şu süreci gelecekte anlatmakta zorluk çekeceğiz. Hukukla, akılla, vicdanla bağdaşmayan bir zulüm süreci var. Sadece 28 Şubat değil, 12 Eylül'de Evren'in yaptıklarını bile gölgede bırakacak uygulamalar var. Adaletin ve hukukun sıfırlandığı, polisin ve askerin hizaya getirildiği, zulmün devlet eliyle yapıldığı bir süreçte bunların karşısında doğruları haykırmak lazım. Gerçekleri aktarmanın en iyi yolu olarak siyaseti ve Büyük Birlik Partisi'ni gördüm. Bunun için buradayım. Dönüşü olmayan bir yola girildi. Bu felaket öncesi son çıkış yolu. Eğer 7 Haziran öncesi doğruları anlatamazsak daha sonra anlatmaya fırsatımız imkanımız, ortamımız, platformumuz olmayacak.Emniyet bünyesinde birçok projeyi hayata geçirdik. Proje tecrübelerimizi ve mesleki deneyimimizi millete aktarmak, milletin üzerinde oynanan projeyi anlatmak için ses soluk buradayız. Neticeyi halk edecek tabiki Allah'tır. Herkesin bir projesi varsa gerçek planlayıcı Allah'tır. Hak ve hakikat yolunda yolunda devam etmek için buraya geldik."

'YAZICIOĞLU'NUN KAZA İLE ÖLDÜĞÜNÜ DÜŞÜNMÜYORUM'

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun kaza ile öldüğüne inanmadığını savunan Odabaş, "Bilindiği gibi Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun şehit oldu. Ben o helikopterin bir kaza olmadığını düşünüyorum. Ben Muhsin Yazıcıoğlu'nun kaza ile öldüğünü düşünmüyorum. Bunun bir cinayet olduğunu düşünüyorum. Bunun bütün delilleriyle ortaya çıkarılması gerektiğini düşünoyorum. Bunun bir vefa borcu olduğunu düşüyorum." dedi.

'BUGÜN BUNLAR 'ÇALMADIK' DİYEMİYOR. 'HERKES ÇALDI' DİYORLAR'

Emniyet bünyesinde sürdürülen cadı avına da değinen Odabaş, "İlk olarak emniyetle başladı ama bu planlı ve projeli bir uygulama. İlk engel emniyet gibi göründüğü için oradan başlandı. Ancak tosladılar. Herkesi inandırmak için paralel diye bir safsata ile ortaya birtakım iddialar ortaya attılar. Aslında paralel denilen kişiler para ile satın alınamayanlar. Eski Emniyet İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Hayati Başdağ hiçbir titreme olmadan, dimdik 'haram lokma yemedim' diye haykırdı örneğin. İnsanlar kaçmıyor. Çünkü hesap veremeyecek hiçbir şeyleri yok. İddianameler hazırlanmıyor, çünkü iddianameye konu edilecek suç yok. Bu net ve açık şekilde ifade masumiyeti anlatıyor. Ama bugün bunlar 'çalmadık' diyemiyor. 'Herkes çaldı' diyorlar. Böyle bir tavır İslam inancının neresinde var. Gerçi bunların kendi iradesinde de yok. Çünkü bir projenin eseri. Yalan, hırsızlık ve yolsuzluk üzerine kurulu bu düzenin ilelebet gitmesi mümkün değil. Cadı avı polis ile başladı, daha sonra adliyeye sıçradı, daha sonra eğitime. Şimdi sokakta bile cadı avı var. 3 kişi bir araya gelip konuşmaya korkar oldu. İktidara muhalif olan esnafa maliyeci gönderiyorlar. İktidar, devletin bütün unsurlarını silah olarak kullanıyor. Tabi ki bunlar kimsenin yanına kâr olarak kalmaz. Yapılan zulmün cezasını katlamalı olarak görecekler. Bunları sonlarını düşünemiyorum. Yani bu zulümleri yapanların ahiret inancı olduğundan da şüpheliyim. Çünkü Allah'a ve ahirete inanan insan, ölümden sonra dirilişe inanan insan, hesap vereceğine inanan insan bunları yapamaz. Bu zulmün hesabı mutlaka sorulacaktır. Hesap verilemeyecek hiçbir işin altına bürokratlar girmemeli. Yazılı verilse bile yapmamalılar. Çünkü kanuna karşı yapılanların hesabı mutlaka sorulur. 28 Şubat örneği var. Bin yıl sürecek dediler, bakın kaç yıl sürdü. Bizim de hiç kimseye veremeyecek hesabımız yok. Geçmişimiz, yaptıklarımız, yapacaklarımız temanıdır" diye konuştu.

'BAZI İNSANLARIN PARAYLA SATIN ALINAMAYACAĞINI HESAPLAYAMADILAR'

17-25 Aralık soruşturmaları çerçevesinde alınan ses kayıtları için iktidarın 'dublaj, montaj' savunmasına da dikkat çeken Odabaş, "Şu anda hukuk mercileri iktidara göre şekillendi. Ses kayıtlarının montaj olup olmadığı istenilse çıkartılabilir. Ancak bu montaj söylemi algıyı yönetmek için kullanılıyor. 15 yıl İstanbul'da görev yaptım. Orada profesyonelce çalışıldığını gördüm. Oradaki delillendirmelerin kimsenin yorum yapamayacağı açıklıkta olduğunu biliyorum. Bunun ucunun nereye gideceği belli. Bilindiği gibi eski Çevre Bakanı 'Ben herşeyi başbakan talimatıyla yaptım' demişti. Herşey rant üzerine kurulu. Ancak bazı insanların parayla satın alınamayacağını hesaplayamadılar. 'Hırsız' lafından bile alınıyorlar. Yani özdeşleşmiş durumda. Herkes buna inandı. Vatandaş hırsıza, rüşvetçiye, vatanı bölenlere oy vermemeli. Sokakları, esnafı geziyoruz. Herkes kan ağlıyor. İstikrar diye bir şey kalmadı." şeklinde konuştu. CİHAN
28 Mayıs 2015 10:59
DİĞER HABERLER