Star Gazetesi dün Yönetim Kurulunda Başbakan Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan ve kızı Esra Erdoğan'ın da bulunduğu TÜRGEV Vakfının Başkanı Arzu Akalın ile bir röportaj gerçekleştirdi.
Gazetenin yaptığı röportajda 17 ve 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet sürecinde öne sürülen bir çok iddia Başkan Akalın tarafından doğrulandı. AKP İstanbul İl Başkanlığı'nda da 5 yıl çalışan geçtiğimiz Mart ayında olağanüstü genel kurul ile TÜRGEV'e başkan olan Arzu Akalın, Historia AVM'deki ortaklık, Sevda Tepesini imar değişikliği sonucu verildiği iddia edilen Royal Protocol şirketinin 99 milyon 990 bin 990 dolar bağış, 17 Aralık'ın bir numaralı ismi Reza Zarrab'ın yaptığı bağış, Mevlana Kapı Yurdunun bila-bedel Fatih Belediyesi tarafından verilmesi ve İbn'u Haldun Üniversitesi arsasının TÜRGEV'e hazine tarafından tahsisi edildiğini tek tek anlattı. Akalın iddiaların aksine yapılan bağışlarda kanunen bir sıkıntı olmadığını savundu.
TÜRGEV Vakfının 9'u İstanbul'da 12 kız öğrenci yurdu olduğunu söylerken daha önce Taraf Gazetesinin de gündeme getirdiği İstanbul'da iki ayrı yerde bulunan Palet Monsetessori okullarının olduğunu söyledi. Vakfın hedefleri arasında Türkiye'nin 81 ilinde yurt açma olduğunu belirten Akalın İbn'u Haldun Üniversitesi'nin de bünyelerinde olduğunu açıkladı.
Historia AVM'de yüzde 25 hissemiz var
Arzu Akalın'ın itiraf niteliğindeki açıklamalarından biri İstanbul Fatih'te bulunan Historia AVM'ye ortak olduğu iddiasıydı. Akalın bunu kabul ederek “Biz bu ihaleye katıldık, bir başka vakfıyla birlikte. Yüzde 25 bizim yüzde 25 diğer vakfın (Ensar Vakfı) olacak şekilde” şekliden konuştu. MHP'nin Fatih belediye başkan adayı Metin Örel, Historia'nın Fatih Belediyesi tarafından TÜRGEV'e peşkeş çekildiğini iddia etmiş “110 milyon lira bedelle ihaleye çıkarılan bu yer 85 milyon liraya satılmıştır. Buranın aylık geliri yaklaşık 1 milyon liradır.” diye konuşmuştu. Akalın da ihaleye girdiklerini ancak diğer şirketlerin evraklarındaki eksiklerden dolayı hisse alamadıklarını ifade etti.
Reza Zarrab TÜRGEV'e bağış yaptı
TÜRGEV Başkanı Arzu Akalın 17 Aralık soruşturmasının bir numaralı şüphelisi İran asıllı işadamı Reza Zarrab'ın vakıflarına bağış yaptığını açıkladı. Akalın “Reza bağışta bulundu. Resmi kayıtlarımızda var, rakamı hatırlamıyorum ama astronomik bir rakam değil.” diye konuştu. İnternette yayınlanan ve sosyal medyanın yanı sıra basılı, görsel medyada dile getirilen Zarrab'ın bir telefon konuşmasında “Bir bağışta bulunacaktım vakfa da yollayacaktım oraya.” dediği ortaya çıkmıştı.
Üçüncü Havalimanı ihalesini alan işadamlarına ihalenin fiyatını ispat olarak gösterdi
Arzu Akalın TÜRGEV'e bağış yapanlar arasında üçüncü havalimanı ihalesi alanların da olduğunu kabul etti. Akalın bu bağışlarda bir sıkıntı olmadığını belirterek “İhaledeki prosedürleri okudum. İhalelinin tamamen şeffaf yapıldığı, ihaleye dört farklı şirketin katıldığı, kapalı zarftan açık artırmaya geçildiğinde o dört şirketten her birinin yavaş yavaş pazarlık güçleri olmaması sebebiyle geri çekildiklerini açıkladıkları ortada. Ve ihaleyi kazanan şirketler de cumhuriyet tarihinde en yüklü ihale bedelini ödeyen şirketler. TÜRGEV'e bağış yaptılar da ihaleyi aldılar varsayımından gidersek o zaman bu insanların cumhuriyet tarihinin bu en büyük ihale bedelini ödememesi gerekirdi.” gibi bir savunma yaptı.
Sevda Tepesi İmarı değişikliği yaptıran şirket bağış yaptı
TÜRGEV'in tartışmalı konularından biri de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dile getirdiği 99 milyon 990 bin 990 dolar bağıştı. TÜRGEV Başkanı bu bağışı da kabul etti. Ama bağış karşılığında bir imar değişikliği olmadığını hatta kendisinin bizzat İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden bunu araştırdığını iddia etti. Akalın “Şehircilik Bakanlığı'nın, İBB'nin imar planında değişikliği ilgili kurumların bir mağduriyeti gidermek için ve fakat sınırlı bir imar değişikliği için yaptıkları ve yasal zemin içinde kaldıkları görülüyor.” şeklinde konuştu. Sevda Tepesi ile alakalı Cumhuriyet Gazetesi İmar planı karşılığı Sevda Tepesini alan Royal Protocol şirketinin vakfa bağış yaptığı iddia edilmişti.
Mevlana Kapı Yurdu'nun verilmesiyle biz değil, devlet kazanıyor' savunması
Star Gazetesi röportajında Akalın Fatih Belediye'sinin Silivrikapı Yurdu olarak başlayıp bitirdikten sonra TÜRGEV'e bedelsiz olarak devredilen yurda ilginç bir savunma yaptı. Akalın “Belediye mevzuatında belediyelerin sağlık eğitim alanında çalışan kamuya yararlı dernek ve vergi muafiyeti olan vakıflara bu tür katkı yapabileceği, ortak hizmet projeleri yapabileceği tanımlanmış olan bir durum. Bunu bedelli de yapabilirler bedelsiz de. Dolayısıyla Fatih Belediyesi, mevzuatta tanımlanmış olan bir tasarruf yetkisini kullanmış, kendi mekanizmalarını çalıştırarak, belediye meclisinde oylayarak bir karar almış ve uygulamış. Bir belediyenin eğitim gibi bir konuda bir vakıfla işbirliği yapması kınanacak değil takdir edilecek bir konu.” diyerek yurdun başkalarına değil de TÜRGEV'e verilmesini çok normal bir durum olduğunu iddia etti. Ayrıca Akalın sözleşmenin sona ermesiyle belediyenin arsayı tekrara devralacağını söyleyerek zaten belediyenin olan binayı tekrar onlara vereceğini belirtti. Akalın bunu bir taltifmiş gibi göstererek herkes tarafından desteklenmesini istedi.
İbn'u Haldun arazisi Hazinenin ama üstüne yapılacak olan üniversite bizim
CHP milletvekili Nur Serter'in dile getirdiği, TÜRGEV Vakfı'nın İstanbul Başakşehir'de İbni Haldun isimli bir üniversite inşa edeceği konusu ile alakalı da konuşan başkan Akalın “Orada evet bir projemiz var ve o gayrimenkulün kullandırtılmasıyla alakalı gerekli yasal başvurular yapılmış ve 30 yıllık bir intifa hakkı tesisi için gerekli işlemler yürümektedir. Hazine arazisi üzerinde Vakfımız lehine 30 yıllık bir intifa hakkı tesis edildiğinde bu arsanın mülkiyet hakları Türgev'e geçmiş olmuyor. Aksine 30 yıl sonunda üzerine yapılacak Üniversite binası ile birlikte tüm bina devletin mülkiyetine geçmiş oluyor. Bu konunun özellikle doğru anlaşılması gerek.” dedi.
Dershaneleri yok ama camia dershaneden dolayı savaş açmış (!)
Başkan Akalın Fadime Özkan'ın ‘Türgev ile paralel cemaatin yolu nerde çakıştı?' sorusuna ise alakasız bir cevap verdi. Akalın, TÜRGEV'in bünyesinden hiç dershane olmamasına rağmen Camia'nın kendilerine bu meseleden dolayı savaş açtığı gibi komik bir gerekçeyi dile getirdi. Akalın'a göre dershaneler TÜRGEV'in nesil yetiştirmesini çekemediğini ondan dolayı kendileriyle uğraştığını iddia etti.