İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, Kurtulan’ın da aralarında olduğu 13’ü tutuklu 21 sanık hakkındaki iddianameyi kabul etti.
Terör örgütü KCK soruşturması kapsamında İstanbul’da hazırlanan 4. iddianame kabul edildi. Eski BDP Van Milletvekili Fatma Kurtulan ve eski DEHAP Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’nda aralarında bulunduğu 21 sanık hakkında dava açılmış oldu. Örgütsel eylemleri organize ettiği ifade edilen Kurtulan’ın ‘terör örgütü yöneticisi olmak’ suçundan 22,5 yıla kadar hapsi istendi. İddianamede gizli tanığın 33 er olayı, PKK’nın kuruluşu, Aydınlık gazetesi ile PKK ilişkilerine dair ifadeleri yer aldı.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ümit Zafer Çolak tarafından hazırlanan 387 sayfalık iddianamede gizli tanık Bahar’ın ifadelerine yer verildi. 33 er olayıyla ilgili de bilgiler aktaran gizli tanık, “Turgut Özal, ülkenin gelişmesinde en büyük kambur olarak gördüğü PKK’yı bitirmek istedi. Ancak Ergenekon zihniyeti buna izin vermedi. Geriye dönüp baktığınızda, çözümün konuşulduğu dönemlerin ya canlı bombalı saldırı yada sansasyonel bir eylemle kesintiye uğratıldığını ve yeniden kanlı çatışmaların devam ettirildiğini görürsünüz. Bunun en bariz örneğini Özal’ın şüpheli ölümü ve 33 er olayında yaşadık. Olaya katılan Mordem kod isimli örgüt mensubuyla bizzat konuştum. Eylem günü Elazığ-Bingöl yolunda yol uygulamasına götürülüyorlar. 50-60 arası silahsız asker konvoyla önlerine çıkıyor. Çocuk bu olaydan sonra bunalıma girmişti, çünkü ‘bizi yol uygulamasına gönderenlerle, silahsız askerleri bizim üzerimize gönderenler irtibatlıydı’ diye net bir ifadeyi kendisi bizzat kullandı. Gelen askerlerin bir bölümünü alıyorlar başka bir yere götürüyorlar bir kısmını da fazla geldiği için alamıyorlar. Devletin bu olaydan kesin haberi var. Akşama kadar silahsız askerler PKK’nın elindeyken harekete geçmeyen devlet, askerler taranarak hayatlarını kaybettikten sonra operasyona başlıyor, helikopterler kalkıyor.” ifadelerini kullandı.
Eyleme katılan Mordem kod adlı teröristin bu olayın çok karanlık olduğunu söylediğini belirten gizli tanık, “Öcalan ise sorumluluğu kendisinde görmüyor. Bu olayların olduğu dönemde Fikri Karadağ’ın o bölgede komutan ve istihbarattan sorumlu kişi olduğunu biliyoruz, halen Ergenekon’dan tutuklu. Gazi olaylarını başlatan kahvelerin taranmasında ilk kurşunu sıkan kişi olduğu ortaya çıkan Osman Gürbüz’le de irtibatlı olduğu anlaşılan Fikri Karadağ, 33 er olayında olay yerine ilk giden kişi. Askerler taranıncaya kadar kılını kıpırdatmayan ordu, eylem gerçekleştikten sonra harekete geçiyor, bu çok üzücü ve düşündürücü.” dedi.
PKK’nın kuruluşuna ilişkin de bilgi veren gizli tanık Bahar şunları anlattı: “PKK terör örgütü 1978 yılında Diyarbakır Fis köyünde kuruldu şeklinde bilinse de aslında 1978 yılı öncesinde Abdullah Öcalan’ın Ankara Dikmen ve Tuzluçayır’da yapmış olduğu toplantıların akabinde temelleri atılmıştır. Bu temellerin atılması esnasında Pilot Necati Kaya ve KESİRE Öcalan (Yıldırım) etkin rol oynamıştır. Özel Harp’in elemanı olduğu bilinen Pilot Necati’nin evinde bir dizi görüşmeler tertiplenir. Tuzluçayır’da bir ittifak yapılır, garson olan Rıza Altun ve beraberindeki yarı çete yarı devrimci, çoğu Türk olan, liseli ve yerel mahalleli yüzlerce kişi devletin eliyle PKK’ya transfer edilir. Rıza Altun, PKK öncesi Aydınlık grubuyla ilişkilidir. Daha sonraki yıllarda PKK’nın kadro ihtiyacını o kişiler karşılamışlardır. Yani PKK’nın kuruluşu, Aydınlık grubu mantalitesindeki kişilerce gerçekleştirilir. Bu anlamda, Öcalan’ın talimatıyla PKK’ya ait “Yeni Ülke Gazetesi” çıktığında, Doğu Perinçek kontrolündeki 2000’e Doğru dergisinde çalışan 19 kişilik kadronun bu gazeteye geçmesi manidar değil mi? O dönem 2000’e Doğru dergisi, PKK lehine yayın yapan tek dergidir.”
İddianamede Öcalan ile avukatlarının yaptığı görüşmelerin Kandil’e nasıl iletildiği de şemalarla anlatıldı. Şemaya göre, görüşme yapan avukatlar ortak bir mail adresinin taslaklar bölümüne görüşmeleri kaydediyor. Mailin şifresini bilen örgüt elemanları da taslaklardaki bilgileri alıp örgüte iletiyor.
Öcalan ile avukatlarının yaptığı görüşmelerin nerelerde okunduğuna dair şema da iddianamede çizildi. Şemaya göre görüşme notları BDP, Siyaset Akademisi, DİHA, Fırat Basım Yayım ve Asrın Hukuk Bürosu ile Mezopotamya Kültür Merkezi’nde okunuyor. Ayrıca görüşme notlarını okuyan şahıslar da şema halinde belirtildi. Görüşme notlarını okuyanlar arasında İbrahim Tatlıses’e suikast davasında yargılanan avukat Ruhşen Mahmutoğlu da yer alıyor.
İddianamede bir numaralı sanık olarak yer alan Fatma Kurtulan’ın kadınlara yönelik örgütün Sosyal Alan Merkezi altında KCK/TM yapılanması içerisinde üst düzey yönetici konumunda olduğu belirtildi. Örgütsel eylem ve etkinlikleri organize ettiği belirtilen Kurtulan’ın, örgütün kırsal alanında faaliyet gösteren örgüt mensupları ve diğer örgüt mensupları ile ilişki ve irtibat içerisinde olduğu, yasak yayın bulundurduğu, ayrıca; terör örgütünün üst düzey yöneticileri tarafından örgütsel amaçlı olarak oluşturulan e-posta adreslerinin kullanıldığı ‘illegal/kapalı haberleşme ağına’ dahil olarak sadece üst düzey örgüt mensuplarına gizli gönderim yöntemi ile gönderilen ‘görüşme notlarının 2. hallerini’ okuduğu vurgulandı.
İddianamede 2 numaralı sanık olarak yer alan eski DEHAP Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın PKK/KCK terör örgütünün Sosyal Alan Merkezi altında yapılanan Sosyal Komiteye bağlı olarak BDP bünyesinde üst düzey yönetici konumunda faaliyet gösterdiği, örgüt mensupları ile ilişki ve irtibat içerisinde olduğu, ayrıca; terör örgütünün üst düzey yöneticileri tarafından örgütsel amaçlı olarak oluşturulan e-posta adreslerinin kullanıldığı ‘illegal/kapalı haberleşme ağına’ dahil olarak sadece üst düzey yöneticileri tarafından bilinen gizli şifreler ile erişim sağlanabilen e-posta adreslerinden ‘görüşme notlarının 1. hallerini’ ve sadece üst düzey örgüt mensuplarına gizli gönderim yöntemi ile gönderilen ‘görüşme notlarının 2. hallerini’ okuduğu kaydedildi.
İddianamede aralarında Fatma Kurtulan ve Tuncer Bakırhan’ın da olduğu 21 sanığın “silahlı terör örgütü yöneticisi olmak” suçundan 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.