Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), 1 Kasım'da yakaladığı tek başına iktidar fırsatını iyi değerlendirebilirse siyasetten ekonomiye bütün sahalarda eski güzel günlerdeki dinamizm yakalanabilir.
(...)
Kaleminden kin ve nefret damlayan bazı zevatın mütekebbir hali de ilave edildiğinde ‘Balkon konuşması ile bu hadiseler nasıl telif edilebilir?' diyenler olabilir. ‘Gazeteci' sıfatı taşısa da mesleğin yüz karası isimlerin sözlerinden mütevellit yeise kapılmak kimseye fayda getirmez. Ekranlarda uçuşan tehditkâr sözler ne AKP'yi ne de Davutoğlu'nu bağlar. Davutoğlu ‘Kimseyi dışlamayacağız, herkesin hukuku muhafaza edilecek.' taahhüdünün arkasında durduğu müddetçe merhametten bînasip zavallılara gülüp geçin.
Kabinede kimlerin olacağı Davutoğlu için ilk kritik kavşak. Şahin isimler mi yer alacak, yoksa daha ılımlı isimler mi? Bakanlık sayısının 30'a çıkarılacağı iddiaları ne derece doğru? Kırmızı plakalı lüks makam arabalarının bütçe üzerindeki yükü ortada iken yeni bakanlar, yardımcıları, müsteşarlar ve topyekûn teşkilat ihdas etmek israftır. Almanya'da, İngiltere'de bizden daha az bakanlıkla yapılan işler Türkiye'de niye aksıyor? 30 değil 300 bakan olsa neye yarar? Birilerine unvan vermek uğruna kıt kaynakları yeni bakanlıklar için harcamak ilk düğmeyi doğru iliklememektir.
Hükümet mesai başı yapmadan başkanlık sistemini raftan indirmek de 78 milyonu balkon ideallerinden uzaklaştırmak için kurulmuş bir tuzak. Hükümetin önceliğinin başkanlık için anayasa değişikliği olması halinde 2016 da referandum meşguliyeti ve sandık yorgunluğundan ‘kayıp sene' olacaktır.
Seçim geçince asgari ücreti komisyona havale eden, taşerona kadroda kıdem vb. şartları öne sürenler kırmızı plaka sayısının artmasına da itiraz etmeli. Kırmızı plaka derdine düşenler yeşil doların yükselmesine de şaşırmayacak.
Dolar pazartesi 2,75'e kadar geriledi. Ne vakit Yalçın Akdoğan başkanlık tartışmasını açtı, o andan itibaren yükselmeye başladı. Yüzde 49 tek başına iktidar rüzgârı böylece heder edilmiş oldu. Parti sözcüleri hususen seçimi müteakip ilk günlerde balkon konuşmasında çizilen rotada hareket edebilselerdi dolar 2,60'a kadar gerileyebilirdi. Borsaya daha fazla yabancı sermaye gelebilirdi. ABD Merkez Bankası Başkanı, aralık ayında faiz artışına başlayacaklarını tane tane anlattı ki geçmiş olsun.
Şaşırtıcı gelebilir, lakin FED fırtınasında kur ve faiz riskini azaltacak yegâne faktör Davutoğlu'nun balkon konuşmasıdır. Başbakan, balkon konuşmasına sadık kalması halinde Türkiye'yi sermaye için yeniden cazibe merkezi haline getirebilir. Yakalanan fırsat, kırmızı plakaya feda edilemeyecek kadar kıymetli.