DİSK Devrimci Turizm İşçileri Sendikası Marmara Bölge Şubesi koronavirüs salgını günlerinde turizm sektöründe çalışan işçilerin durumlarına ilişkin, "Turizm işçisinin bugünkü mağduriyeti yarın daha da derinleşecek" başlığıyla bir açıklama yayınladı.

"Sektörde mağduriyet yaşayan tüm arkadaşlarımız kayıtlı ya da kayıtsız çalışsın, sendikalı olsun ya da olmasın bize ulaşabilir. Yalnız değiller, bir telefon uzaklığındayız.

Dayanışmayla Virüsü Mücadeleyle Sermayeyi Yeneceğiz" ifadelerinin kullanıldığı açıklamanın tamamı şu şekilde:

"Tüm dünyada salgın haline gelen Covid-19 maalesef ülkemizde de her geçen gün artan vaka sayısıyla ciddi bir seyir izliyor. 

Salgına karşı alınan ve alınmayan tedbirler yaşayacaklarımızın boyutunu belirliyor. “Evde Kal” çağrılarının karşılığı işyerleri açık olduğu sürece çok dar kalmaktadır. Kendinizi evinizde hatta odanızda izole edin, tavsiyesi gerçekliğe aykırıdır ve küçük bir azınlık için başarılması mümkündür.

“Hastalıktan mı ölelim yoksa açlıktan mı?” ikilemi biz emekçilerin en önemli sorunudur. Hiçbir tedbir alınmadan çalışılan işyerlerinden doğru hastalığın çok hızlı bir şekilde yayılması bu koşullarda önü alınamaz bir gerçektir. Zorunlu olarak kapatılan ya da kapasitesi düşürülen işyerleri için ise uygulamaların işçileri koruyan boyutu yoktur ya da çok sınırlıdır.

Pek çok sektörde yaşanan/yaşanacak mağduriyetler hızla turizm sektöründe kendini göstermiştir. Bağlı bulunduğumuz turizm sektöründe işyerlerinde hızla kapatmalar ya da kapasite düşürülmesi yaşanmıştır.

Hükümetin kararıyla 100 bine yakın işyeri kapanmıştır ve bunların büyük bir çoğunluğu turizm sektöründen. Lokanta, otel, seyahat acentesi, kafe, eğlence mekanı, spor salonu, kuaför ve güzellik salonları hepsi turizm sektöründe faaliyet yürüten işyerleri ve bunların hemen hepsi kapanmıştır.

İşsizlik oranının yüksek olduğu sektörde yakın zamanda sezon açılacaktı. Çok sayıda sezonluk çalışan arkadaşımız işe başlayacaktı. Mevsimlik işçi gibi çalışan bu arkadaşlarımız sezonda çalışır ve geri kalan zamanda bu kazançlarıyla geçinir. Şu an bu arkadaşlarımız ciddi bir mağduriyet içindedir.

Sektörümüzde aynı zamanda ciddi bir oranda göçmen işçi çalışmaktadır. Bu arkadaşlarımız pek çoğu ücretleri dahi ödenmeden işten çıkarılmıştır. Kayıtsız çalıştıkları için hiçbir yasal yoldan hak talep edememektedirler.

Turizm işçisi birdenbire kendini ya işsiz buldu ya da ücretsiz izne ayırma, yıllık iznin zorunlu kullandırılması dayatmasıyla karşılaştı. 

Sektörde çok yüksek oranda işten çıkarmalar yaşanıyor. İşçiler kıdem ve ihbar tazminatları dahi ödenmeden işten çıkarılıyorlar.

Ücretsiz izne ayrılan işçiler büyük bir belirsizlik içinde. Bazı işyerlerinde ücretsiz izin iş sözleşmesinin askıya alınması şeklinde işletiliyor. Bu durumda işçinin sigorta primi yatırılmıyor ve kıdemi işletilmiyor. 

Hükümetin açıkladığı kısa çalışma ödeneğinin kullanılması süreci sıkıntılı bir şekilde işletilecek. Ödenek için oluşturulan bütçe işçiden kesildiği halde ücretler işçiye işveren aracılığıyla ödenecek. Burada işverenin aracı olması sıkıntılar yaratabilir. Bu ödeneğin doğrudan işçiye ödenmesi en doğru yöntemdir.

Bu süreçte taleplerimiz şunlardır:

Elektrik, su, doğalgaz, tüketici kredisi ve prim borçları ertelensin, temel hizmetler ücretsiz olsun.

 Patronların ekonomik kaybı gerekçe gösterilerek işçileri işten çıkarmaları, zorunlu ücretsiz izin ve zorunlu yıllık izin kullandırmaları yasaklansın.

Kişisel hijyen ve korunma malzemeleri işçilere ve halka ücretsiz olarak dağıtılsın.

Çalışanlara ücretli izin verilsin.

 İşsizlik Fonu sermaye için değil işçiler için kullanılsın.

 İşsizlere sağlık, hijyen ve temel giderler için düzenli ödenek ayrılsın.

Sektörde mağduriyet yaşayan tüm arkadaşlarımız kayıtlı ya da kayıtsız çalışsın, sendikalı olsun ya da olmasın bize ulaşabilir. Yalnız değiller, bir telefon uzaklığındayız.

Dayanışmayla Virüsü Mücadeleyle Sermayeyi Yeneceğiz!