Türk Okullarına her kesimden destek geldi

Türk Okullarına her kesimden destek geldi
Başta siyasetçiler ve aydınlar olmak üzere toplumun farklı kesimleri Türk Okullarının Türkiye için önemine işaret ederek hükümete uyarıda bulundu.

AKP hükümetinin eski Ticaret ve Sanayi Bakanı Ali Coşkun, Türk okullarını kapatma girişimlerine tepki gösterdi. “Yurtdışındaki yüzlerce okul, o ülkelerde işadamlarımıza da kapılar açtı. Türkiye’nin en iyi şekilde tanınmasına hizmet ediyorlar. Şanlı bayrağımız dalgalanıyor, İstiklal Marşı’mız söyleniyor. Okulların açılışına vesile olan ve emeği geçenlere şükran borçluyuz. Oralarda hizmet eden kardeşlerimizi kutluyoruz.” dedi.

Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasından sonra Hizmet Hareketi’ni hedef alan hükümet, yaklaşık 170 ülkede eğitim veren Türk okullarını da kapattırmaya çalışıyor. Bu konuda okulların bulunduğu ülkelere yönelik girişimler dikkat çekerken, söz konusu çaba kamuoyunda tepki topluyor. Başta siyasetçiler ve aydınlar olmak üzere toplumun farklı kesimleri okulların Türkiye için önemine işaret edip hükümete uyarılarda bulunuyor. Bu isimler arasında AK Parti’nin ve hükümetin önemli kademelerinde bulunmuş eski politikacılar da yer alıyor. Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş’ın ardından eski Ticaret ve Sanayi Bakanı Ali Coşkun da, Türk okullarının ortaya koyduğu hizmetlerin altını çizdi. Coşkun, Türkiye’nin dünyada en iyi şekilde tanıtılmasını sağlayan eğitim kurumlarının iş dünyasına olan katkılarını da gözler önüne serdi. Kapatma girişimlerinin aksine bu okullar için emek verenlere Türkiye’nin şükran borçlu olduğunu dile getirdi. Türk okullarının öğretmenlerini kutlarken, ortaya atılan iddialara “Hizmetin doğru olduğunu bilen hizmetine devam eder.” cümlesiyle karşılık verdi. Konuyu Türkçe Olimpiyatları’yla birlikte ele alan Coşkun’un değerlendirmeleri özetle şöyle:

“Türkçe Olimpiyatları bir sonuçtur. Bu olimpiyatları temelde oluşturan yurtdışındaki Türk okullarıdır. Yurtdışında açılan yüzlerce Türk okulu, o ülkelerdeki iş adamlarımızın da ilişkilerinde kapılar açtı, hizmetler yaptı. Bu okullar Türkiye’nin en iyi şekilde tanınmasına hizmet ediyor. Oralarda şanlı bayrağımız dalgalanıyor, İstiklal Marşı’mız söyleniyor.

Biz birçok seyahatimizde ziyaret ettiğimiz okullarla gurur duyduk. Emeği geçenleri, gerek maddi destek verenleri, gerekse genç yaşta oralara giderek öğretmenlik yapan kardeşlerimizi tebrik ettik, bağrımıza bastık. Birçok ülkede de bu ülkelerin ileri gelen siyasi kadroları dahil veyahut büyük işadamları çocuklarının bu okullara girmesi için bizden ricalarda bulundu. O bakımdan aslında okulların açılışına vesile olan, açılmasında tüm emeği geçenlere şükran borçluyuz. Öğretmenleri, orada hizmet eden kardeşlerimizi kutluyoruz.

Oradaki başarılar neticesinde de göğsümüzü kabartan Türkçe Olimpiyatları iftihar ettiğimiz bir olay. Türkiye’yi tanıtan bir olgu. Olimpiyatları, Türkçemizin dünya dilleri arasında yeniden en ileri seviyeye gelmiş bir dil olarak yaşanmasını sağlayan bir bayram düzenlemesi olarak değerlendiriyorum. Gazetelerde birtakım haberler var. Gönül arzu eder ki gazetelerde yer alan haberler doğru çıkmasın. Hizmetin doğru olduğunu bilen hizmetine devam eder.”

Okullar, Türk cumhuriyetlerindeki kardeşliği yeniden tesis etti

Şair-yazar Yavuz Bülent Bakiler: 1980 yılında Sovyetler’e gittim. Orada Türk okulları açılmadan önce ve sonra bölge ülkelerini inceleme imkanı buldum. Azerbaycan toprakları işgal edildiğinde Türkmenistan’ın Milli Eğitim ve Kültür bakanlarına ‘Hiç olmazsa Azerbaycan’a bir avuç pamuk gönderseniz.’ dedim. ‘Soydaş olduğunuz halde neden bu kadar birbirinize uzaksınız?’ diye sorduğumda ‘Bize ne onlardan! Türkmen başka, Azerbaycanlı başka.’ dediler. Neden? Çünkü Rus emperyalizmi ile büyümüşlerdi. Bu okullar açıldıktan sonra durum tamamen değişti. Farklı ülkelerdeki Türk okullarındaki öğrenciler artık ‘Bizler Türk’üz, bizler Müslüman’ız.’ diyorlardı.

Bu okullarla yeni baştan Türkçeye, Türklüğe ve Türkiye’ye dönüş oldu. Şimdi Başbakan bu okulları kapatmakla kayıtsız ve şartsız Rus emperyalizmine bir zemin hazırlıyor. Bu, felaketlerin en büyüğüdür. Türklükten kopunca o insanlar İslâm’dan da kopuyor. AK Parti’deki birtakım bakan ve milletvekillerini anlamak mümkün değil. Bu gaflet değil, gafletin ötesinde bir harekettir. Eğer Türkiye kalkınmak, çağdaş medeniyet seviyesine yükselmek istiyorsa, Batı dünyasıyla dirsek temasını kaybetmemek kaydıyla, kayıtsız ve şartsız bütün Türk cumhuriyetleriyle siyasî, iktisadî ve kültür münasebetleri içerisine girmeye mecburdur. Ama Başbakan bunu koparmaya çalışıyor.

Çocuklarım, Türk okulları sayesinde Kanada’ya uyum sağladı

Eski milli futbolcu Zafer Biryol: Yurtdışında üç yıl Kanada’da yaşadım. Çocuklarım da oradaki Türk Nil Akademisi’nde okudu. Okuldan ve öğretmenlerimizden çok memnun kaldık. Yabancı bir ülkeye gittik ama bu okullar sayesinde çocuklarım çok çabuk uyum sağlamıştı. Başka gittiğim ülkelerde de bu okulları ziyaret ettim. Güney Kore’de ve Avustralya’da da gördüm. Bu okullardan rahatsız olunması bana çok acayip geliyor. Türk bayrağını dünyanın hemen her ülkesinde dalgalandıran bu insanlara karşı böyle bir girişimde bulunmayı, onlara karşı yapılmış saygısızlık olarak değerlendiriyorum.

Dünyanın farklı ülkelerine hicret etmiş gençleri gördüm orada. Gambiya’daki Türk okulunun kapatılma haberlerini duyunca birçok arkadaşım Gambiya’nın varlığından bile haberinin olmadığını söyledi. Bu insanlar Türkiye’nin adını Peygamber Efendimiz’in (sas) adını tanıtmaya çalışıyorlar. Kapatma girişimi yanlışından dönülecektir. Onlar zannediyorlar buralara gidenler o ülkeler tarafından araştırılmıyor. Bütün dünya bu insanları yüzlerce kez takip edip, araştırmışlardır. Bunun sonucunda bunlardan bir zarar gelmez düşüncesi hakim olmuştur. Dolayısıyla bu insanlar başka okullar da açabilmişlerdir.

Bu okullar, Türkiye’nin başarı örneğidir

Eski Başbakan Yardımcısı Ekrem Pakdemirli: Bu okulların kapatılması yanlış olur. Türkiye’de kanunlar çerçevesinde faaliyet gösteriyor, kanunlara aykırı ise işlem yapılır. Yurtdışındakiler oradaki mevzuatlara göre çalışıyor. Bu okullar, oralarda ülkemizin adını duyuran kurumlardır. Eksiği varsa kapatma değil de düzeltme mahiyetinde girişimde bulunulmalı. Kapatmak çare değil. Kapatmaya kalkarsak, dış ülkelerde sıkıntıya düşeriz. Adamlara, ‘Sen şu okulları kapat’ demekle haklı olduğumuzu gösteremeyiz. Konuya en uzak olan rahmetli Bülent Ecevit bile, ‘O okullara laf ettirmem.’ dedi. Bu sözleri Meclis’te söylerken ben de oradaydım. Bu okullar, Türkiye’nin başarı örneğidir.

Afrikalı çocuğa Türkçe öğreten neden cezalandırılır?

CHP Aydın Milletvekili Metin Lütfü Baydar: Birçok ülkede Türk okullarını ve üniversitelerini gezme fırsatı buldum. Bu okullarda çocukların Türkçe konuşması, İstiklal Marşı okuması, Atatürk posterlerinin açılıyor olması, her Türk vatandaşı gibi beni de çok etkiledi. Bu okullarda bir ideal uğruna çalışan genç öğretmenlerle tanıştım. Türkçeyi tanıtıyorlar, reklamını yapıyorlar. Bu hizmetlere yönelik bir karalama kampanyası başlatılmasından büyük üzüntü duyuyorum, çok acı bir durum. Hükümetin yapması gereken, bu okulların geliştirilmesi için destek vermektir. Orta Asya ülkelerinde bu okullar sayesinde kurulan güçlü iletişime şahit olduğumda şaşırmıştım. Bu okulların kesinlikle desteklenmesi gerekir, ilk günden beridir bu düşüncedeyim. Afrikalı çocuklara Türkçe şarkılar söyleten insanımız neden cezalandırılıyor, anlamış değiliz. Bu ülke için birileri bir şeyler yapıyorsa, bunun hakkını teslim etmektir yöneticilik.

Okulları, siyaset malzemesi yapmaktan vazgeçin

Eski DYP Milletvekili Ümmet Kandoğan: Çok kısa süre öncesine kadar bakanlar ve AK Parti milletvekilleri bu okulların ülkemiz adına ne kadar önemli olduğunu dile getiriyorlardı. Ne oldu da bu kadar kısa sürede övdükleri, göklere çıkardıkları okulların kapatılmaları için büyük bir gayret içerisine girdiler? Zamanın TBMM Başkanı Bülent Arınç’la Sudan’daki okulu gözyaşlarıyla açtık. Fedakâr öğretmen ve yöneticilerimiz ülkemizi en iyi şekilde temsil etti. Türk bayrağını oralarda dalgalandırdılar. Hükümetin, okulları kapatma düşüncesinin yanlışlığını kısa süre sonra göreceğini açıkça ifade etmek istiyorum. Bu okulların siyasî düşüncelerle kapatılmaya çalışılması, millet nezdinde kabul görmeyecektir. Bu okulları siyaset malzemesi yapmaktan vazgeçin. Gambiya’daki Türk okulunun kapatılması inşallah son örnek olur. Kendi okullarınızı kapatmayı dünyanın hiçbir ülkesine izah edemezsiniz. Devletler, böyle hizmet eden okulları dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun destekler.

11 Nisan 2014 08:08
DİĞER HABERLER