Eğitim verdikleri ülkelerde herkesin büyük takdirini toplayan Türk okullarını kapatmak için AKP'nin başlattığı girişim Türkiye'yi ayağa kaldırdı.
Türk okullarını kapatma çabası Anayasa'ya da uluslararası hukuka da aykırı
Siyasetçilerden yazarlara, sanat dünyasından akademisyenlere kadar herkes, Anadolu insanının binbir fedakarlıkla kurduğu ve Türkiye'nin göğsünü kabartan okulları kapatmanın ülkeye büyük zararlar getireceğini vurguluyor. Eski bakanlardan Mehmet Keçeciler, kapatma girişiminin bir öfkenin sonucu olduğunu söylerken, eski AKP'li başbakan yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır da bu çabanın Anayasa'ya ve uluslararası hukuka aykırı olduğuğunu belirtiyor. Anavatan hükümetinde bakanlık yapan Halil Şıvgın da "Bu okulların kapatılması için yurtdışında gayret gösterilmesini, Dışişleri Bakanı'nın böyle bir gayretin içinde olmasını doğru bulmam." diyor. Eski bakanların görüşleri şöyle:
Eski Bakan Mehmet Keçeciler: Yurtdışındaki okulların son derece faydalı olduğunu biliyorum, inanıyorum. Kendim de bizzat birçok okulu yerinde gördüm. Son derece lüzumlu ve o ülkenin geleceğinde söz sahibi olacak gençler yetiştiriyorlar. Onlar da kendi ülkelerinin idaresini ele alırlarsa Türkiye kazançlı çıkar. Eğer bu okullar kapatılırsa son derece üzüntü verici olur. Özellikle Türk dünyasındaki okulların kapatılmasına en çok Rusya Federasyonu sevinmişti. Onların ekmeğine yağ sürülmüş olur. Turgut Özal da okulların açılması için o dönemdeki Türkmenbaşı dahil herkese mektuplar göndermişti. Okulların kapatılmasıyla ilgili yapılanlar herhalde öfkeyle yapılıyor. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti bu hatadan dönmeli.
AKP Kurucusu ve eski başbakan yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır: Apaçık anayasaya aykırı bir çalışma bu. Ben okulları gezen gören birisiyim, bu okulların kapatılması yerinde de değil, birtakım değerlere de aykırı. Geçen gün Bursa’da Bişkek baro başkanı ile görüştüm, Kırgızistan’daki Sebat Okulları ile ilgili çok olumlu şeyler söyledi. ‘Kapatılması söz konusu mu?’ diye sordu, ben mümkün olmadığını ifade ettim. Hem hukuka aykırı hem yerinde değil. Hem ulusal hem de uluslararası hukuka aykırı. AK Parti bu yerel seçimlerin galibi oldu. Bir zaferi elde edenin o zaferi elde ettiğinde ne yapması gerektiği bizim örf ve âdetlerimizde, geleneklerimizde belli. Bunların dışındaki tutum ve davranışlar kabul edilemez. Birleştirici olması gereken, herkesi kucaklaması gereken Başbakan’ın tutum ve davranışlarını doğru bulmuyorum. Parti programına da aykırı. 2002 seçimini hatırlıyorum o seçimden sonra yapılan konuşmaları hatırlıyorum. Bir başarıyı, bir zaferi elde eden kişi zafer geldiğinde ne yapması gerektiğini bilen kişidir. Burada zafer kendisinden de menkul değildir böylesine bir takdir vardır. Bu takdire göre partisinin ve kendisinin niçin daha çok kişiyi kucaklamadığını düşünecek, bu konuda değerlendirme yapacak bir tutum içinde olması gerekir.
Eski bakan Halil Şıvgın: Dünyada her ülke kendi dilinin ve kültürünün yayılması için çalışır. Fransızlar, Almanlar, İngilizler kültür merkezleri kurarlar. Türk okulları da bizim dilimizi ve kültürümüzü yaymak için oluşturduğumuz bir çaba. Bu okullar, Türk dilini ve kültürünü yaygınlaştırmaya yönelik faaliyet yapan birer kuruluş. Türkiye’nin faydasına olan bu kuruluşlarla ilgili Türkiye’de tasarruf yapabilirsiniz. Yurtdışıyla ilgili bu yöndeki çalışmaları, bunların kapatılması için yurtdışında da gayret gösterilmesini, Dışişleri Bakanı’nın böyle bir gayretin içinde olmasını doğru bulmam. Konuya akılla ve sağduyuyla yaklaşılması gerekir. Bunlar yapıldı mı? Yapılmadı. Devlet öncülüğünde okul açılmasının başarıya ulaşmadığını daha önce gördük. Rahmetli Turgut Özal’la birlikte Milli Eğitim Bakanlığı’nı harekete geçirdik. MEB yurtdışında okullar açtı, başarıya ulaşamadı. Başka denemeler de oldu başarıya ulaşamadı. Bu işler görevlilerle olmuyor, gönüllülerle oluyor. Görevler sonuç çıkmıyor, gönüllerden sonuç çıkıyor. Bu gönüllü bir hareket.
Eski bakan Hasan Celal Güzel: Kimin tarafından kurulursa kurulsun Türk okullarının Türkiye’ye, Türkçeye büyük hizmetlerde bulunduğu kanaatindeyim. 17 Aralık’ta benim de hak verdiğim bazı yanlışlıklar, bu gerçeği değiştirmez. Ama istisna haricinde ben, bu hayırlı ve faydalı hareketin desteklenmesi, en azından kösteklenmemesi gerektiği kanaatini muhafaza ediyorum. Bu arada şunu da söyleyeyim. Esasen Cemaat de bu kadrolaşma meselesini bir tarafa bırakıp artık kendisini daha çok hayır ve eğitim hizmetlerine vermelidir. Buna mukabil siyasi iktidar da daha önce yaptığı gibi bu okulları desteklemeye devam etmelidir.
‘Türk okulları, muhteşem bir kültür seferberliğidir’
Yılmaz Büyükerşen (Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı): Ben bir Türkçeciyim. Türk dili bizim yalnız harcımız değil, bizi bir arada tutan betonumuzdur. Dilimizin bir dünya dili olması için elbette çalışmamız gerekir. Dilimize hizmet verene destek olmak, doğru bir yoldur. Türkçemizin bir dünya dili olmasından daha güzel bir şey olabilir mi? Ben yurtdışındaki bazı okulları görme fırsatı buldum. Rusya’nın Kazan bölgesinde değişik ülkelerden çocukların, üst düzey bürokratların çocuklarının Türkçe öğrendiğini görünce fevkalade duygulanmıştım. İstiklal Marşı okuyorlardı, Türkçe şarkılar söylüyorlardı. Yurtdışında açılan Türk okulları, muhteşem bir kültür seferberliğidir, muhteşem bir modeldir. Hepimizin buna destek olması lazım. Biz belediyemizin tüm imkanlarını bu faaliyetler için seferber ediyoruz. Ne zaman isterlerse, Türkçe Olimpiyatları için tüm salonlarımızı tahsis etmeye hazırız.
Baskıyla okulları kapatmak Türkiye’nin tanıtımını engeller
Menajer Ahmet San: İzmir’de ortaokulu Saint Joseph’te okudum. Orada beni Hıristiyanlığa zorlayacak bir şey yoktu. Fransız kültürünü insanlara işliyorlardı. Doğal olarak Fransız edebiyatını, Fransız kültürünü içselleştirdim. Şimdi Türkçemizi 160 ülkede öğretmek, Türk örf ve âdetlerini öğretmek çok ama çok büyük bir başarı. Çünkü dünyada binlerce kişi bu okullar sayesinde Türkiye’ye ve Türkçeye sempati duyuyorlar. Bizim kültürümüzü içselleştiriyorlar. Bunda nasıl bir kötülük olabilir anlamak mümkün değil. Okulların bulunduğu 160 ülkede eğer bir yanlışlık varsa zaten o ülkenin hükümeti buna müdahale eder hukuk kuralları çerçevesinde. Bu okulların kapatılması Türkiye’nin tanıtımına, Türk değerlerini yeni nesillerin içselleştirmesine mani olur. Bu durum beni üzüyor. Ayrıca Türkçe Olimpiyatları da devam etmeli ve gereken bütün destek verilmelidir.
Türk okullarını kapatma ihanettir
MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural: Kapatma girişimi son derece yanlış. Bu açıkçası yabancı ülkeler menfaatine, Türkiye'nin menfaatini yok sayan bir düşmanlıktır. Türk'e karşı düşman, yabancıların yanında olan gayri milli bir davranıştır. Bu, bizim ihraç ürünlerimizi yabancılara almayın demek. Bu bir ihanet. Bu okullar yabancı ülke kanunlarına göre yapıldığına göre, sen de bunu devlet olarak biliyorsan ve devlet olarak kendi vatandaşlarının değerlerini kötülüyorsan, düşman olarak görüyorsan, yabancılarla işbirliği yapıyorsun demektir. Yarın şunu da çıkarabilirler; ‘Ya şurada şunu yaptılar en iyisi şu beyaz ürün eşyalarını sakın almayın ha. Bize karşıdır bunlar.' Bu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin gücünü kişisel ve siyasi menfaatleri için kullanmak demektir ki, gerçekten kabul edilmesi mümkün değildir. Orada Türk okullarının olmasından Sayın Başbakan neden rahatsızdır çünkü orada Türk bayrağı sallanmaktadır. Ondan rahatsız olmaktadır. Bu bakımdan bu girişimi kendi vatandaşlarına kendi değerlerine düşmanca tavır takınan bir zihniyetin yansıması olarak gördüğümü ifade etmek istiyorum.
Gazeteci-Yazar Lale Kemal: Türk okullarının eğitimleri ve müfredatları son derece çağdaş. Kapatılmaları yazık oluyor. Sayın Başbakan'ın bu okulları kapatma tasarrufu genelde Hizmet Hareketi'nin üzerine gitme olayı. Bu olay, Türkiye'yi ve bu okullarda okuyan binlerce öğrenciyi etkileyecekken Türkiye'nin imajını da sarsacak nitelikte. Türkiye'nin okulları bunlar. Türkiye için prestij, dünyada marka değeri. Ben buna gönülden inanıyorum. Bu okulları kapatma çalışmaları, Türkiye'nin kendi kendini vurması gibi bir durum. Türkiye'nin itibarını zedeliyor, kendi elinle topuğuna sıkıyorsun. Sayın Başbakan hukuk dışına çıkan kim varsa üzerine gidebilir. Fakat bunu topyekûn Türkiye'nin değerlerinin üzerine giderek sorunu çözmesi hem Türkiye'ye zararlı, hem Türkiye'nin itibarına zararlı. Sonuçta bugüne kadarki iddialarının hiçbirinin kanıtını getiremedi Sayın Başbakan. Kanıtlasın, kamuoyunu ve yargıyı ikna edecek kanıtlar ile kendi iktidarını yasa dışı düşürmeye çalıştıklarını iddia ettiklerinin üzerine gitsin. Ama yargı yoluyla. Fakat Sayın Başbakan toptancı yaklaşıyor.
Eski MHP Milletvekili İsmail Köse: Okulları gittim gördüm. Çok güzel hizmet ediyorlar. İster içeride olsun ister dışarıda okulları kapatma girişimi çok yanlış. İslam dininin ilk emri 'oku'. İslam’ı referans aldığını söyleyen bir siyasi hareketin eğitim müessesesini kapatma girişimi çok yanlış. Allah'ın koyduğu emre muhalefet vardır. Buralarda milli ve manevi değerlere bağlı çocuklar yetiştiriliyor. Hem gözümle gördüm hem de şahit oldum. 10 binin üzerinde polis, hakim ve savcı tasfiye edildi. Benim yüreğimi yaktı. Adamlar Güneydoğu'da KCK devleti kurmuş. Buna 'paralel' demiyorsunuz, dinine ve milletine bağlı nesiller yetiştirenler için kullanıyorsunuz.. Bu eğitim müesseselerini ister Türkiye'de ister dünyada genelge yayınlayarak veya dostluk yolunu kullanarak kapatma girişimi vahimdir. Milletin ahı bu kurumlara engel olanların peşlerini bırakmaz.
Eski Beşiktaş Teknik Direktörü Rasim Kara: Ben her zaman eğitimden yanayım. Eğitim her zaman gerekli olan bir şey. Desteklemek lazım. Ben Azerbaycan'da birkaç Türk okulunda panel verdim. Hiçbir sakıncasını görmedim. Desteklenmelerini istiyorum.
ZAMAN