Alparslan Türkeş'in oğlu Ahmet Türkeş, neden AK Parti'den milletvekili adayı olduğunu anlattı.
"AK Parti Türkiye'yi büyütmek, yüceltmek için önemli işler yaptı."
AK Parti'den İstanbul 2. bölge 7. sıra milletvekili adayı olan MHP'nin merhum luderi Alparslan Türkeş'in oğlu Ahmet Kutalmış Türkeş, adaylık sonrası ilk kez STAR'a konuştu. AK Parti'nin Türkiye'yi büyüttüğünü söyleyen Ahmet Kutalmış Türkeş, “Türkiye'yi büyütmek, Türk halkını mutlu, müreffeh, özgür ve saygın bir yaşama kavuşturmak en büyük milliyetçiliktir” dedi. Ahmet Kutalmış Türkeş, AK Parti'yi tercih nedenini de STAR'a anlatırken “Babamın hatırasına, fikirlerine uygun şekilde davranıyorum” ifadesini kullandı.
Herkesin merak ettiği, AK Parti'nin sürpriz adayı Ahmet Kutalmış Türkeş'in sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
Neden AK Parti'den aday oldum
MHP'nin kurucu genel başkanı, Başbuğ'u Türkeş'in oğlusunuz. Siyasete bakışınız ve AK Parti'den adaylığınızla ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Alparslan Türkeş MHP'nin efsanevi genel başkanı olarak Türk siyasetine damgasını vuran en önemli şahsiyetlerden biridir. Türkeş soyadını taşımak ve böyle tarihi bir şahsiyetin oğlu olmak benim için en büyük gurur kaynağıdır. Nefes aldığım müddetçe bunun bilincinde olacağım. Aynı zamanda bu isme layık olmak gibi ağır bir sorumluluk taşıdığımın da bilincindeyim. Bir baba ile oğul arasındaki ilişkiler siyasal ilişkilerin ötesinde anlamlar taşır. Elbette babamın karakteri, fikirleri, ülkeye bakışı, duyarlılıkları, sevgisi benim hayatımı, düşünce dünyamı biçimlendirmiştir. Babam bize millet ve memleket sevdası aşıladı. Onun milliyetçilik anlayışı, millete ve memlekete hizmet etmeye, aziz milletimizin itibarını her alanda yüceltmeye dayanıyordu. Siyaset de bu çerçevede anlam kazanıyor, hepimizin önüne kutsal bir dava koyuyordu. Bugün AK Parti'den aday olmam, bu anlayışı siyasete yansıtma çabasını yansıtıyor. Türkiye son dönemde çok büyük bir dönüşüm geçirdi. Dönüşüm süreci önümüzdeki dönemde devam edecek. Babamın bize öğrettiği hassasiyetlerin bu süreçlere yansımasına önem atfediyorum. Onun hatırasına, fikirlerine uygun şekilde davranıyorum. Eğer milletvekili seçilirsem, Türkiye'nin büyük dönüşümüne bu anlayışla katkıda bulunmaya çalışacağım.
Dünyada Türk algısını değiştirdi
AK Parti'nin babanızdan öğrendiğiniz anlayışlara uygun politikalar ortaya koyduğuna inanıyor musunuz?
AK Parti Türkiye'yi büyütmek, Türk insanını yüceltmek için önemli çalışmalara imza attı. Bu en büyük milliyetçiliktir. En önemlisi de bütün dünyada ‘Türk algısı' değişmeye başlamıştır. Bugün Ortadoğu'da, Balkanlar'da, Avrupa'da, Orta Asya'da ‘Türk' olmak, ‘Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak' özel bir anlam taşıyor. İtibarımız, saygınlığımız geçmişle kıyaslanmayacak oranda arttı. Büyük devlet olmaya, bölgesel ve küresel bir aktör olmaya başladık. Türkiye'nin, Türk insanının başarıları dünyanın dört bir yanında konuşulmaya başladı. Artık itilen, kakılan, dışlanan, hor görülen, küçümsenen insanlar değil, itibar edilen, önemsenen, övgüyle bahsedilen insanlar haline geldik.
Orhun Yazıtları'na sahip çıktı
AK Parti'nin Türk dünyasıyla ilişkileri sözde değil özde olmaya, daha somut işbirliklerine dönüşmeye başladı. Türklük açısından önemli olan Orhun yazıtlarına AK Parti iktidarı tarafından sahip çıkıldı. Milliyetçilikten dem vuran bir çok siyasetçi ne bu anıtlara el attı, ne de Moğolistan'ın yolunu biliyordu. Başbakanımız Erdoğan, sadece bu anıtlara sahip çıkmadı, anıtların bulunduğu bölgeyi önemli yatırımlarla tanıştırdı, dünya halklarının gezip görmesine uygun bir esere dönüştürdü.
Değişimi tribünden seyretmeyiz
Siz nasıl bir milliyetçilik anlayışına sahipsiniz?
Milliyetçiliği dışlayıcı, ayrıştırıcı bir özellik gibi görmek ve göstermek çok yanlıştır. Biz bu coğrafyada binlerce yıldır kardeşlik hukuku içinde yaşıyoruz, çok farklı kökenlerden insanlar bir ve beraber olduk, iç içe geçtik. Milletimiz, ortak tarih, ortak medeniyet, ortak değerler temelinde güçlü bir sosyal dokuya sahip oldu. Biz hiç dışlamadık, hep kucakladık; hiç hor görmedik, hep hoşgördük; hiç ötekileştirmedik, hep özümsedik; hiç ayrımcılık yapmadık, hep sahiplendik. Bugünün dünyasında farklı bir anlayışa da yer yoktur. Milliyetçilik muhafazakar anlayışla yoğrulur, demokratik bir perspektifle geliştirilir ise bugünün dünyasına söyleyecek çok şeyi vardır. Ama etnik ayrışmayı, kutuplaşmayı, çatışmayı körükleyecek bir anlayış milliyetçilik diye sunulursa bunun çağdaş demokratik dünyaya söyleyecek fazla bir şeyi olamaz. Eğer milletimizin değerlerini yadsıyan, dünyanın gerçeklerini göz ardı eden bir anlayışa sahip olunursa bunu ne milletimiz benimser, ne de başarılı bir siyaset ortaya çıkar. AK Parti'nin milletin değerlerini önemseyen, küresel ve yerel gerçekliği nazara alan bir siyaset ortaya koyduğunu düşünüyorum. Bu çerçevede söyleyecek sözü olan herkesin bu dönüşüm süreçlerine gücü yettiği oranda katkıda bulunması milli bir görevdir. Dünya ve Türkiye dönüşürken biz gelişmeleri tribünlerden seyredemeyiz. Biz Türkiye sevdasıyla hareket ediyoruz ve yüreğimizin sesine kulak vererek süreçlere katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Başbuğ Türkeş'in yetiştirdiği bir insan olarak bunu kutsal bir görev bildim. Bu tereddütle verilmiş bir karar veya anlık bir karar da değildir. Yeri geldiğinde eleştiri için kullanılan “siyasi hevesler” için verilmiş bir karar da değil. Ülkesine karşı sorumluluk duyan, bunun yerine getirilmesinde siyaseti bir imkân olarak gören bir genç olarak AK Parti'yi tercih ettim. Ne hırs ve hevesle hareket ederim, ne de kişisel bir ikbal peşindeyim. Babamdan aldığım efkarı ve inancı kendime rehber ederek, bu yolda mücadele edeceğim.
Hiçbir hareketi karalamıyorum
Yani Babanızın değerlerine bağlı kalarak AK Parti'de önemli bir misyon üstleneceğinize inandığınızı mı söylüyorsunuz?
Babamın çizgileri, değerleri çok açıktı. Türk milletini sevmek, onun varlığına derin bir sevgi ile bağlanmak, akılcı bir siyasetle bunu gerçekleştirmek. Milliyetçilikle milleti demokraside buluşturmak. Sosyal ve siyasi meseleleri uzlaşarak çözmek. Kendisi çizgisinde kırık olmadan hayatını milletine adamışken, aynı zamanda Nazım Hikmet'ten şiir okurken, ya da Ermenilere karşı pozitif bir tavır sergilerken kucaklayıcı bir anlayışı temsil ediyordu. Bu değerlere sonuna kadar bağlıyım. Güncel meselelerde başka partilerin yürüttüğü siyaset kendi yorumları ve tercihleridir. Siyasetin akılcı rekabete dayanması gerektiğini düşünüyorum. Hiçbir partiyi küçümsemiyorum, kendimi hiçbir hareketi karalamak, yargılamak gibi bir konumda görmüyorum. Türkeş soyadının, basit siyasi polemiklere alet edilmesine, siyasi tarafgirlikle kısır tartışmalara konu yapılmasına da üzülürüm.
Tanınmak için bir gayretim olmadı
33 yaşındaki Ahmet Kutalmış Türkeş, “Tanınmamak çok büyük ayrıcalık” diyerek bugüne kadar objektiflerden özellikle uzak durduğunu şöyle anlattı: “Alparslan Türkeş'in oğlu şeklinde bilineyim diye bir gayretim olmadı. Kendimi saklamayı, fazla tanınmadan yaşamımı sürdürmeyi özellikle istedim. Babamın cenaze töreninde fotoğraflarım çekilmişti. Onun dışında hep uzak kalmayı başardım. Bugüne kadar basında yer alan fotoğraflarımı göremezsiniz. Ama siyaset sahnesinde basınla ölçülü bir yakınlaşmamız doğal olarak olacak.”
Bilkent mezunu yurtdışında eğitim gördü
Alparslan-Seval Türkeş evliliğinden 16 Ekim 1978'te dünyaya gelen Ahmet Kutalmış Türkeş, Alparslan Türkeş'in vefatından sonra eğitim için ABD'ye gitti. Los Angeles, Washington, İsviçre ve Kıbrıs'ta geçen 3 yıldan sonra Ahmet Kutalmış Türkeş Türkiye'ye döndü. Bilkent Üniversitesi Ekonomi bölümü lisans ve İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde Uluslararası Finans yüksek lisans mezunu olarak iş dünyasına atıldı.
Babamdan dolayı hep siyasetin içinde olduk
ÇocukluĞunun büyük bölümünün Ankara'nın Oran semtinde geçtiğini söyleyen Ahmet Kutalmış Türkeş, “Siyasete ve Ankara'ya yabancı değiliz. Babam Alparslan Türkeş'ten dolayı hep siyasetin içindeydik. Onunla beraber aynı evde, aynı olayları yaşadık” diye konutu. Bugüne kadar siyasetin içinde aktif olarak yer almadığını söyleyen Kutalmış Türkeş, siyasete giriş kararı sonrasında yakın çevresinden ve arkadaşlarından büyük destek gördüğünü anlattı.
Tek hedefim vatanıma milletime hizmet etmek
12 Haziran seçimlerinde milletvekili seçildiğiniz takdirde ne tür bir rol üsteleneceksiniz? Meclis'te ne hedefliyorsunuz?
AK Parti'nin ortak akılla yönetildiğini, kurum ve kuralların demokratik bir şekilde işletildiğini biliyorum. Süreçler keyfilikle, fevrilikle, kişisel inisiyatiflerle gerçekleşmiyor. Her milletvekili de parti disiplini içinde bu süreçlerde etkin olmaya, düşüncelerini süreçlere yansıtmaya çalışır. Biz de ideallerimiz ve inancımız çerçevesinde partimizin ortak hedeflerine ulaşmak için mücadele edeceğiz. Kendimi kimseden daha değerli ve özel görmüyorum. Millete hizmet davasına inanan herkes, makamı ve konumu ne olursa olsun değerlidir, önemlidir. Siyaset vasıtasıyla memleketime milletime hizmet etmek istiyorum. Bunun yolu belli. Meclis'e devam edeceksiniz, yasama organının bir ferdi olarak sürece katılacaksınız, yasalar konusunda fikirler ortaya koyacaksınız, ülke meseleleriyle ilgili kanaatlerinizi paylaşacaksınız. Ben de bunları yapacağım. Tıpkı şimdi yapmaya başladığım gibi...
Bahçeli'den Ahmet Türkeş yorumu
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ahmet Kutalmış Türkeş AK Parti'den aday gösterilmesine, “Evlatları babalarının partisini tercih etmede yarar var” şeklinde yorum yaptı. MHP Ankara İl Başkanlığı'nı ziyaret eden Bahçeli Ergenekon sanığı Engin Alan'ın adaylığı ile ilgili soruya, “Bunlara aldırış etmiyoruz. Güneydoğu'da mücadele eden Alan, MHP'nin adayıdır. İnşallah kendisini Meclis'te göreceğiz” diye konuştu. Diyarbakır'a gidip gitmeyeceğine dair bir soruya da Bahçeli, cevabı verdi: “Bütün illerimize gitmeye devam edeceğim. Kalan illere de gideceğim. Günü geldiğinde Diyarbakır'a gideriz.”
Yakup Bulut