Türkiye 18 yıl sonra dönem başkanı

Türkiye 18 yıl sonra dönem  başkanı
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Avusturya Büyükelçisi Ecvet Tezcan'ın, bir gazeteye verdiği demeçle ilgili olarak Avusturya Dışişleri Bakanı Michael Spindelegger'in bugün kendisini telefonla aradığını söyledi.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi dönem başkanlığını Makedonya'dan devralan Davutoğlu, AKPM Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu ile birlikte Türk basını için bir sohbet toplantısı düzenledi. Sohbet toplantısında gazetecilerin Avusturya Büyükelçisi Ecvet Tezcan'ın bir gazeteye verdiği demeçle ilgili olarak yönelttiği soruyu yanıtlayan Davutoğlu, ''Avusturyalı muhataplarımızda, belirli hassasiyetler oluşturan, onlar açısından diplomatik teammül açısından hassasiyetler doğurduğu anlaşılan ifadeler olduğu görülüyor'' dedi. ''Ecvet Tezcan'ın cezalandırılması mı sözkonusu, yoksa destek mi vereceksiniz?'' şeklindeki soruyu yanıtlarken, ''Konuyu böyle koymamak lazım'' diyen Davutoğlu, ''Türkiye ile Avusturya ilişkilerinin köklü, karşılıklı saygıya dayanan ve geleneği oturmuş ilişkiler olduğunu'' söyledi. Türkiye ile Avusturya'nın birçok farklı konuda farklı görüşlere sahip olduğunu, ama bunların her zaman karşılıklı olarak paylaşıldığını ve Türkiye olarak her zaman paylaşmaya hazır olduğunu belirten Davutoğlu, Avusturya Dışişleri Bakanı'nın geçen ay yaptığı ziyarette de Avusturya'da yaşayan Türk toplumunun sorunlarının açık yüreklilikle ele alındığını söyledi. Entegrasyon sorunu sadece Avusturya ile değil, Almanya ve Fransa ile de açık yüreklilikle, Başbakan ve Bakan düzeyinde tartışıldığını belirten Davutoğlu, ''Dolayısıyla bu anlamda entegrasyon tartışması yeni değil, bugün başlamış değil, bundan sonra da bitecek değil. Bu tartışmalar sürecek. Avrupa kıtasının geleceği ile ilgili, toplumlar arası ilişkiler konusunda açık yürekli bir paylaşma ortamının yürümesi, sürdürülmesi önemli'' dedi. Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti: ''Sayın Büyükelçimiz de yaptığı açıklamada, verdiği röportajda bunların kişisel görüşleri olduğunu en başından beyan ediyor ve kendi tecrübeleri ile, oradaki Türk toplumu içinde yaşadığı tecrübeleri yansıtmaya çalışıyor. Bu yansıtma esnasında da Türk toplumunun, oradaki Türk toplumunun yapması gerekenleri tasvir alıyor, bir ev ödevi gibi düşünürsek.'' Avusturya Dışişleri Bakanı'nın dün sabah kendisini aradığını anlatan Davutoğlu, ''Kendisi ile görüştüm. Bu röportajda, dost ve gerçekten birbirimizi çok karşılıklı saygı ile muamele ettiğimiz Avusturyalı muhataplarımızda, belirli hassasiyetler oluşturan, onlar açısından diplomatik teammül açısından hassasiyetler doğurduğu anlaşılan ifadeler olduğu görülüyor'' dedi. Davutoğlu, Michael Spindelegger ile görüştükten sonra hem Tezcan'ın mülakat açıklama metnini istediği, hem de Tezcan ile konuştuğunu anlatarak, ''Biz karşılıklı olarak bu tür hassasiyetleri anlayışla karşılamak durumundayız. Ancak entegrasyon süreci ile ilgili de tabii ki yaşanan sıkıntılar kamuoylarıyla değişik şekillerde paylaşılabilir''diye konuştu. Spindelegger ile konuyu bir kez daha görüşeceğini anlatan Davutoğlu, ''Kendileriyle bu hassasiyetleri konusunda yapılabilecekleri kendileriyle açık yüreklilikle görüşeceğiz. Ancak bunun tamamıyle iki dost ülkenin ortak bir meselesi olarak gördüğümüz entegrasyon sorunu konusunda yapılan kişisel samimi açıklamalar olarak değerlendirmek icap eder. Avusturyalı muhataplarımızla bütün bu çerçeveyi ele alıp, değerlendireceğiz.'' ''Geri çekilmesi sözkonusu mu ?'' şeklindeki soruya Davutoğlu, ''Şimdilik bu açıklamam ile yetinin. Avusturya Dışişleri Bakanı ile de görüşeceğiz. Bu çerçevede ele alacağız'' dedi. Yine başka bir gazetecinin sorusu üzerine Davutoğlu, Avusturya Dışişleri Bakanı'nın da bu yönde talepte bulunmadığını söyledi. AB konusunda Türkiye ile Avusturya'nın farklı görüşleri olabileceğini, ancak iki ülkenin Avrupa tarihinde en köklü ilişkilere sahip olduğunu vurgulayan Davutoğlu, ''Hiçbir Türk yetkilide Avusturya'yı rencide etmek gibi bir düşünce sözkonusu olamaz. Biz karşılıklı saygı ile asırlarca beraber diplomatik ilişkiler yürüttük. Dolayısıyla bugünkü görüşmemiz dostaneydi. Her türlü konuyu açık yüreklilikle konuşuruz'' dedi. -AKPM BAŞKANI DAVUTOĞLU- Sohbet toplantısında Davutoğlu'nu tebrik eden AKPM Başkanı Davutoğlu, Türkiye'nin dönem başkanlığını devralmasından büyük mutluluk ve onur duyduğunu ifade etti. Çavuşoğlu, bir Türk olarak ve AKPM Başkanı olarak faaliyetleri sırasında özellikle Kafkasya ve Balkanlarda, Davutoğlu'nu aktif dış politikasının avantajlarını gördüğünü ifade etti. Çavuşoğlu, Avrupa Konseyi'nin geleceği için Davutoğlu ile birlikte çalışacak olmaktan büyük memnulukluk duyduğunu da kaydetti. Bakan Davutoğlu, daha sonra Türkiye'ye dönmek üzere Strasbourg'dan ayrıldı. TÜRKİYE, AVRUPA KONSEYİ BAKANLAR KOMİTESİ DÖNEM BAŞKANLIĞINI DEVRALDI Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Dönem Başkanlığını Türkiye adına Makedonya'dan devraldı Dışişleri Bakanı Davutoğlu, bakanlar komitesinde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin dönem başkanlığı boyunca, Avrupa'da siyasi istikrar ve demokratik güvenliği sağlayan Avrupa Konseyi'nin, Avrupa ve uluslararası siyaset sahnesindeki rolünün, görünürlüğünün ve etkinliğinin arttırılması için çaba göstereceğini söyledi. Davutoğlu, Türkiye'nin dönem başkanlığı boyunca insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerini güvence altına alan ve ortak değerler ve ilkeler Avrupa'sını temsil eden örgütün güçlenmesini hedef aldığını ifade etti. Türkiye'nin, Avrupa Konseyi'nin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin reform sürecinin hızlandırılmasının dönem başkanlığı boyunca en fazla önem vereceği konuların başında geldiğini ifade eden Davutoğlu, Avrupa Konseyi'nin denetim organlarının güçlendirilmesi için ve Avrupa Birliği'nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne taraf olması konusunda çaba gösterileceğini söyledi. Davutoğlu, Avrupa toplumlarının çok kültürlülükten dolayı karşılaştığı sorunların giderilmesi için Türkiye'nin çalışacağını ifade etti. Avrupa Konseyi'nini reform süreci konusunda Avrupa Konseyi'nin Genel Sekreterliği ile yakın işbirliği içinde olacağını kaydeden Davutoğlu, şubat ayında AİHM'nin reform konusunda İsviçre'nin Interlaken kasabasında alınan kararlarının da yakın takipçisi olacağını söyledi. Davutoğlu, bu konuyla ilgili Türkiye'nin İzmir'de nisan ayında bir konferans düzenleyeceğini belirtti. Dışişleri Bakanı, Türkiye'nin önerdiği, Almanya'nın eski dışişleri bakanlarından Joschka Fischer'in başkanlığını yaptığı ve yine Türkiye'den Ayşe Kadıoğlu'nun üyesi olduğu "Seçkin Şahsiyetler Grubu"nun rolünün güçlendirilmesini için çalışacaklarını ifade etti. Avrupa Konseyi, yaşlı kıtada demokrasi ve insan hakları gelişmesi ve ilerlemesi için mücadele ediyor. Avrupa Konseyi'nin en önemli kurumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, üye ülkelerde insan hakları ihlaline uğrayan kişilerin etkili bir şekilde haklarını aradıkları bir merkez olma özelliği gösteriyor. İşkence ve kötü muameleyle mücadele, ırkçılık ve yabancı düşmanlığıyla mücadele komiteleri, Venedik Komisyonu gibi bir çok prestijli kurumu bünyesinde bulunduran Avrupa Konseyi, üye ülkelerin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne uygun hareket etmeleri konusunda etkili rol oynuyor. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) ve Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi gibi kurumları da içinde bulunduran Avrupa Konseyi, Avrupalı parlamenterlerin, demokrasi konusunda işbirliği ve gerekli denetimlerde bulunmasına ve yerel yönetimlerde demokrasilerin gelişmesine katkı yapıyor. AKPM başkanlığına ocak ayında seçilen Mevlüt Çavuşoğlu, bu görevi iki yıl sürdürecek. Türkiye son olarak, Hikmet Çetin'in dışişleri bakanlığında 1992 yılında Avrupa Konseyi dönem başkanlığını üstlenmişti. Türkiye'nin son dönem başkanlığındaki aktif politikasıyla, Avrupa Konseyi'nin Ukrayna ve Kafkasya'daki ülkelerle ilişkisi hızlanmış ve bu ülkeler daha sonra tam üye oyarak kabul edilmişti. Yine Türkiye'nin girişimiyle son dönem başkanlığında eski Sovyetler Birliği'den ayrılan ülkelerde demokrasinin ve insan haklarının yerleşmesi için önemli destek verilmişti.
10 Kasım 2010 22:19
DİĞER HABERLER