Türkiye özellikle son birkaç yıldır yabancı yatırımın adresi ülkeler listesinde yer almıyor.
Siyasi kriz, ekonomik kriz, güven vermeyen uygulamalar, hukuk devleti ilkesinin tahribatı ve demokrasiden uzaklaşılarak otoriter bir rejim inşa etme çabaları bu tabloda önemli bir yere sahip.
Ancak doğrudan yabancı yatırımcılar, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için itici bir güç ve hayati öneme sahip bir mekanizmanın önemli dişlilerinden biri olsa da Türkiye son yıllarda bu cazibesini yitirdi.
Dünya Gazetesi yazarı Levent Alkan, da 3 Temmuz tarihli Dünya Gazetesi'ndeki yazısında, "Neden yabancı yatırımcı için cazibemizi kaybettik" sorusuna yanıt arıyor. Gelişmiş Ülkeler'in 2007 yılında başlayan krizden olumsuz etkilendiğini ve son yıllarda dur-kalk şeklinde yürüyen bir yabancı yatırımcı akışı olduğuna dikkat çekiyor.
Yabancı yatırımcının bir ülkeye yönelmesinin ardında yatan sebeplere dikkat çeken Alkan, "DYY, yatırımcısına yönetime dahil olma yeteneği sağlar. Karlılığı artırmak için kendi ülkesi dışındaki yatırımı uygulanabilir (feasible) gördüğünde hemen harekete geçer. Merkez dışındaki her yatırımı karlılık odaklıdır. Ölçümleri verimlilik etrafında şekillenir. Ucuz işçiliği kullanır. Her türlü teknolojik yeniliği taşıyabilir. Üretimde, hizmette ve iletişimde küresel rekabet üstünlüğü sağlayacak her türlü yeniden yapılandırmayı (reengineering) hayata geçirir" gibi temel kriterlere dikkat çekiyor.
Yine benzer şekilde yabancı yatırımcının ulaşım ağı güçlü ve kolay erişimi de göz önünde bulundurduğunu anlatan Alkan, güvenebileceği bir siyasi ortamın yanı sıra, hukuk sisteminin de bu güveni pekiştirici bir unsur olduğunu vurguluyor.
Alkan yazısını şu satırlarla sürdürüyor:
"Ülke genelinde TOKİ destekli sayısız inşaat yatırımına giriştik. Otoyolları ülkenin büyük şehirlerinden başlayarak yaygınlaştırdık. Havayolu ulaşımına çok büyük yatırımlar yaptık. Temel yatırımlarımızın ekseni İstanbul oldu. Oysa yabancı yatırımcıya yönelik yapmamış gereken demiryolu-liman bağlantılarının hiçbirini yapmadık. Mesela Konya’ya gelen hızlı tren hattını limanla bütünleştiren bir yatırım yapmadık. Bu adım Konya ovasıyla Nevşehir bölgesindeki genişi araziyi yatırıma küresel uygun hale getirmek için yetecekti. Sanayi için ucuz enerji üretimi yatırımlarına çok geç kaldık. Sonuçta küresel DYY (yabancı yatırımcım) için satabileceğimiz sadece ucuz işçiliğimiz ve know-how altyapımız olabilmiştir."