Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi, yayınladığı açıklama ile Covid-19 kapsamında Türkiye'ye ayrımcı ceza infaz yasasını düzeltmek için acil yasal adım atma çağrısı yaptı.
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (PACE) "COVID-19: Türk Ceza İnfaz Kanunu'nun ayrımcı etkilerini düzeltmek için acil yasal adımlar çağrısında bulunuluyor" başlığıyla bir yazılı açıklama yayımladı. Açıklamada, PACE Türkiye İzleme Eş Raportörleri Thomas Hammarberg (İsveç, SOC) ve John Howell (İngiltere, EC / DA) ile görevli raportör Boriss Cilevics'in (Letonya, SOC) önceki ifadeleri referans verildi.
Açıklamanın girişinde üç raportörün daha önce yaptığı “Covid-19 pandemisinin aşırı kalabalık cezaevlerinde yayılmasını önlemek için 90 bin mahkumun erken veya şartlı tahliyesine izin veren Ceza İnfaz Kanunu'nun 14 Nisan'da kabul edilmesini memnuniyetle karşıladığı, ancak bazı tutuklu ve hükümlü gruplarına ilişkin ayrımcı yaklaşımının teessüfle karşıladıklarını” sözlerine dikkat çekildi.
Açıklamanın devamında ise şu ifadeler yer aldı:
"Mahkumların, alıkonulan kişilerin ve cezaevi personelinin sağlığını korumak için acilen ihtiyaç duyulan önlemlerin alınması memnuniyetle karşılanmaktadır. Bununla birlikte, Türk parlamentosunun haksız yargılamalarda 'terörizm' ile suçlanan siyasetçilere, gazetecilere, akademisyenlere ve diğer sivil toplum aktivistlerine eşit şekilde muamele etmemesini ve eşit tıbbi önleyici tedbirlerin alınmasına izin vermemesini derin bir şekilde teessüf ederiz.
Salgınla mücadelelerinde Türk halkı ve yetkilileri ile tam dayanışma içerisindeyiz. İnsani bir yaklaşım benimsemek ve siyasi nedenlerle tutuklananlara, özellikle ciddi sağlık sorunlarıyla boğuşanlara kasıtlı ve ek zarar vermemek, Türk yetkililerin itibarına olacaktır. Biz, bu nedenle, kendilerini, bu mahkumların da serbest bırakılmasını sağlamaya davet ediyoruz.
Yetkili makamlara, bir Avrupa Konseyi üye Devleti olarak, Avrupa Konseyi'nin işkence karşıtı komitesi CPT tarafından gözaltı kurumlarında Kovid-19 ile mücadele konusunda verilen tavsiyeleri tam ve ciddi bir şekilde dikkate almaları gerektiğini, aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin(AİHM), siyasi olarak motive edilmiş önceki tutuklama kararları nedeniyle tutuklanmış pek çok diğer kişiyle birlikte önde gelen siyasetçi Sayın Demirtaş ve yardımsever Kavala'nın serbest bırakılması gerektiği kararını hatırlatırız. Onların kaderi, dile getirdikleri görüşlerinden dolayı alıkonan veya hapsedilen diğer birçok Türk vatandaşı ile ortaktır. Kovid-19 salgını ile mücadele bağlamında, bu durum daha dayanılmaz bir hal almıştır.
Bu nedenle Türk yetkililerin bu adaletsizliği gidermek için gerekli yasal adımları atmasını bekliyoruz. (Türkiye'de) muhalefetin, Avrupa Konseyi'nin değerleri ve normlarını rehber alacak şekilde hızlı bir karar almasını umduğumuz Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuş olması konusunda bilgimiz var. Şu anda 100. yıldönümünü kutlayan Türk parlamentosunun denetim güçlerinden tam olarak yararlanmasını ve infaz yasasının etkilerini takip etmesini ayrıca umuyoruz."