Türkiye'nin bu sene yüzde 4'ten fazla büyüyeceğini söyleyen SPK Vedat Akgiray, mevcut durumda bile 10-15 yıl içerisinde dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisine girebileceğimizi söyledi
Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı (SPK) Vedat Akgiray, Türkiye'nin bu sene yüzde 4'ten fazla büyüyeceğini düşündüğünü ifade etti.
Türkiye'nin mevcut durumda bile 10-15 yıl içerisinde dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisine girebileceğini belirten Akgiray, bundan daha büyük bir seviye için sermaye piyasalarının desteklenmesi gerektiğini söyledi.
Akgiray, Stratejik Düşünce Enstitüsü'nce düzenlenen ''Büyüyen Ekonomi, Yükselen Türkiye ve Sürdürülebilir Kalkınma İçin Sermaye Piyasasının Önemi'' konulu konferansta yaptığı konuşmada, dünyada finans piyasalarında hızlı bir etkileşim yaşandığını belirterek, bu nedenle çok karmaşık bir yapının ortaya çıktığını söyledi.
Özellikle serbest fonların payının son yıllarda arttığını ifade eden Akgiray, ''2007 öncesi bu fonların aralarındaki istatistiklere ilişkin veriler yok gibiydi. 2010 için aynı resmi çizersek yüzde 90'a yakın korelasyon ortaya çıktı. Bu çok korkunç bir şey'' dedi.
Türkiye ekonomisinde son dönemlerde yaşanan gelişmelere de değinen Akgiray, Türkiye'nin her yıl 50-60 milyar dolar enerjiye para vermesine karşın istikrarlı bir büyümeye sahip olmasının ilginç bir durum olduğunu dile getirdi.
''Türkiye bu sene yüzde 4'ten fazla büyür''
Son günlerde Türkiye ekonomisinin büyüme rakamlarının çok konuşulan konular arasında olduğunu anlatan Akgiray, ''Benim kişisel görüşüm bu sene büyüme yüzde 4'ten fazla olur'' diye konuştu.
SPK Başkanlığı yaptığı son 3 yıldır Türkiye'nin itibarının her ay arttığını gördüğünü belirten Akgiray, ekonomi alanındaki bu başarının arkasında siyasi ve sosyal nedenler olduğunu da söyledi.
Dünya ekonomisine bakıldığında ise tüm dünyada borç stokunun 190 trilyon dolara ulaştığını kaydeden Akgiray, ''Bu da nasıl oldu? Benim 100 liram var. Bunu borç olarak veriyorum. Bu borç 20 kere el değiştiriyor. Sistemde 2000 lira borç oluşuyor. Bu zincirde bir halka koptuğu zaman, 100 lirayı ayıralım, 1900 lira borç oluyor ortada. Borçlar zamanında ödenmediği zaman 1900 liralık bir çöküş söz konusu'' değerlendirmesinde bulundu.
Merkez bankalarının anılan borcun telafi edilmesi için piyasalara para sunduğuna dikkati çeken Akgiray, ''Merkez bankalarının toplam bilanço büyüklüğü 8 trilyon dolar arttı. 'Bu para nereye gitti?' diye sorsak çok şey çıkacak ortaya. Ama bu soruyu sordurmazlar, cevabını da buldurmazlar'' ifadesini kullandı.
''İlk 10'a girmek için sermaye piyasaları desteklenmeli''
Büyümenin finansmanı konusunda dünya genelinde ciddi bir yapısal değişikliğe gidileceğini anlatan Akgiray, bazı araştırmalara göre 2020 yılına kadar dünyadaki sermaye açığının 12 trilyon dolara ulaşacağını, bu farkın büyük bir çoğunluğunun da Türkiye, Çin gibi hızlı büyüyen ülkeler de yaşanacağını ifade etti.
Borçla büyümenin sürdürülebilir olmadığının artık anlaşıldığını dile getiren Akgiray, ''Ülkemizi dünyanın en iyi 10 ekonomisi arasına sokmak istiyoruz. Ama bunu yaparken doğru tercihler yapmak zorundayız. Borçla bu olmaz. Türkiye mevcut yapıda bile 10-15 sene içerisinde ilk 10'a girer ama biz biraz daha akıllı olursak bir anda küme yükseliriz. Bunun için sermaye piyasalarına destek olmamız lazım'' dedi.
Türkiye'nin artık 1 trilyon dolarlık bir ekonomi olduğunu belirten Akgiray, böyle bir ekonomide aynı oranda sermaye tabanının olması gerektiğini, ancak şu an Türkiye'nin bu oranın 1/4'üne sahip olduğunu söyledi.
Akgiray, ''Eğer 2 trilyon dolarlık bir ekonomi olacaksak, 2,5 trilyon dolarlık bir sermaye tabanının olması lazım'' diye konuştu.
Sorular
Konuşmasının ardından katılımcıların sorularını yanıtlayan Akgiray, zaman zaman çeşitli kuruluşların yaptığı büyüme tahminlerinin neden tutturulamadığına ilişkin bir soru üzerine dünya ekonomisindeki aktörlerin aldığı kararların ya da yaşanan bazı gelişmelerin tahminlerin yeniden gözden geçirilmesine neden olduğunu kaydetti.
Akgiray, bir başka soru üzerine de gereğinden fazla kredi kullanarak büyüme modelinin risklerine de dikkat çekerek, ''Kredi kullanırsam, o kredinin bir vadesi var. İşler yavaşlar, arz-talep dengesi oynarsa ödeme riskim doğacaktır. Sermayem güçlü ise bu oynaklığı karşılayabilirim. Daha az borçlanarak, daha güçlü sermaye ile büyümek gerekir'' değerlendirmesinde bulundu.
Akgiray, bir katılımcının ''Krediler konusunda ödeme niyeti olanla olmayanı ayırıyor mu?'' şeklindeki sorusuna da ''Borç miktarının bankaya gösterilen teminatın bedelinden çok fazla olmaması lazım. Birden fazla yerden sürekli kredi alınıyorsa bu yanlış'' ifadesini kullandı.