Türkiye cezaevlerinde 179 bin 611 kişi var

Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü verilerine göre 13 Ocak itibariyle cezaevlerinde 179 bin 611 kişi bulunuyor. Bu sayının 140 bin 35'i hükümlü, 13 bin 882'si hüküm özlü, 25 bin 694'ü ise tutuklu. Hükümlü ve tutukluların 6 bin 468'i kadın, 170 bin 759'u erkek, 2 bin 384'ü çocuklardan oluşuyor. Suç dağılımlarına göre ise 179 bin 611 kişinin 8 bin 44'ü terör, 169 bin 400'ü adli ve 2 bin 167'si ise örgütlü suçlardan cezaevinde bulunuyor. Türkiye'de 290 kapalı, 59 açık, 3 çocuk kapalı ceza infaz kurumu, 2 çocuk eğitimevi, 4 kadın açık ceza infaz kurumu ve 5 kadın kapalı ceza infaz kurumu var. Cezaevlerinin toplam kapasitesi 180 bin 176.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan 'Hükümlü ve Tutuklu Hakları Alt Komisyonu', AK Parti İstanbul Milletvekili Mehmet Metiner başkanlığında toplandı. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, ceza infaz kurumlarının genel durumuna ilişkin sunum yaptı.

14 BİN KİŞİ ELEKTRONİK OLARAK TAKİP EDİLİYOR

179 bin 611 kişiye ulaşan doluluk oranının azaltılması açısından sürdürülen ceza infaz projeleri olduğunu dile getiren Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, 56 bin 772 kişinin denetimli serbestlik kapsamında takip edildiğini ifade etti. 2 bin 492 kişinin elektronik kelepçeyle izlendiğini belirten Yıldırım, 12 Ocak 2016 tarihi itibariyle 14 bin 749 kişinin elektronik olarak takip edildiğini söyledi.

İzlemenin 24 saat esasına göre yapıldığını ve sistemdeki yazılımın ihlalleri anında operatöre bildirdiğini, kolluk müdahalesi gerektiğinde ise kolluk kuvvetleri ile hemen irtibat kurulduğunu anlatan Yıldırım, aile içi şiddette ise mağdur ile şüphelide ayrı aparatların bulunduğunu ifade etti. Şüphelinin mağdura yaklaşması durumunda mağdurun aranarak uyarıda bulunulduğunu, aynı şekilde şüphelinin de aranarak uyarıldığını dile getiren Yıldırım, fiziki yapısı uygun olmayan ilçe cezaevlerinin kapatılarak, çağın gereklerini yerine getirebilen cezaevleri açma yaklaşımı sergilediklerini belirtti.

571 KİŞİ HAKKINDA İNFAZIN GERİ BIRAKILMASI KARARI VERİLDİ

Önümüzdeki 4 yılda 165 cezaevi açılmasını, 131 eski cezaevinin kapatılmasını planladıklarına dikkat çeken Yıldırım, yaşamını ceza infaz kurumunda idame ettiremeyecek olanların infazının geriye bırakılmasına ilişkin yasa üzerine 6 bin 431 kişinin başvuru yaptığını açıkladı. Raporlar da dikkate alınarak başvuranlardan 572'si hakkında infazın geri bırakılması kararı verildiğini dile getiren Yıldırım, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünde 51 bin 109 personel bulunduğunu, bunun 47 bin 374'ünün ise ceza infaz kurumlarında görev yaptığını söyledi.

Komisyon Başkanı Metiner'in Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'e tecrit uygulandığı yönündeki iddiaları sorması üzerine Yıldırım, "Tecrit diye ifade edilen husus bir infaz kavramı değildir. Her türlü uygulamayı infaz mevzuatının ya da yönetmeliğinin emirleri doğrultusunda yapıyoruz. Tecrit ile herkesin anladığı yalnız bırakma, kimseyle görüştürmeme ifadesi anlaşılıyorsa, bu kişilerden birisi kuruma yerleştirildiği 26 Kasım 2015 tarihinden bugüne kadar 71 milletvekili ile 53 saat, 139 avukatla 120 saat, 19 yakını ile 8 saat olmak üzere toplam 229 kişi ile 181 saat açık ve kapalı görüş yapmıştır sayın Can Dündar." karşılığını verdi.

CEZAEVİNDE BULUNANLARDAN SADECE 4'ÜNÜN SARI BASIN KARTI VAR

Tamamen dış aleme kapatmak diye bir şeyin söz konusu olmadığını vurgulayan Yıldırım, infaz mevzuatının öngördüğü disiplin cezalarını gerektiren eylemler olduğu zaman ziyaretçiye kapatma şeklinde uygulanmasının mümkün olabileceğini kaydetti. Dündar ve Gül için böyle bir durumun söz konusu olmadığının altını çizen Yıldırım, Dündar ve Gül'ün 4 Ocak 2016 tarihinde yaptıkları ilk yazılı başvuru üzerine İdare Gözlem Kurulu kararıyla bir araya getirildiklerini söyledi,

Cezaevinde bulunan Gültekin Avcı'nın ise kendi başvurusuyla yalnız kaldığını savunan Yıldırım, Metiner'in "Cezaevlerinde kaç gazeteci tutuklu ve hükümlü var?" sorusunu da bu konunun tanımlanabilen bir konu olmadığını söyledi. Uluslararası kurum ve kuruluşların gazeteci olarak tanımladığı listelerde kişi sayısının az olduğunu dile getiren Yıldırım, "Gazeteci olduğu ifade edilen kişilere ilişkin bildirilen isim ve listelerin birbiriyle uyumlu olmadığını gördük. Kişinin gazete dağıtımcısı olduğunu görüyorsunuz. Bazen de kişi gazeteci olduğunu söylese de hangi kurumdan olduğunu belirtmiyor. Tüm listeleri üst üste eklediğinizde, bu listelerde bulunan 200'ün üzerinde isimden sadece 4'ünün sarı basın kartı olduğunu, 5'inin SGK'da kaydını görüyorsunuz." şeklinde konuştu. CİHAN
14 Ocak 2016 17:10
DİĞER HABERLER