Türkiye darbeye karşı tek yürek oldu

Türkiye darbeye karşı tek yürek oldu
Maliye Bakanlığı'nın yaptığı denetimlerde hiçbir şey bulamadığı Koza İpek Holding'e tuhaf gerekçelerle kayyum atanması büyük tepki çekti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Koza İpek Holding ve bünyesindeki şirketlere hukuksuz şekilde kayyum atanmasıyla ilgili İpek Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tekin İpek'i arayarak bilgi aldı. Kılıçdaroğlu, telefonla aradığı Tekin İpek'e geçmiş olsun dileklerini iletirken, hukuksuz karara tepki gösterdi. Bu gelişmeyi eski Merkez Bankası Başkanı ve MHP milletvekili Durmuş Yılmaz, “Adamın şirketine resmen el konulmuş. Mülkiyet hakkına tecavüzden başka bir şey değil bu.” diye değerlendirdi. “Mülkiyet hakkına tecavüz olan yerde de bu ülkede insanlar yatırım yapmazlar, ellerini taşın altına koymazlar, üretmezler. Herkesin gönlüne korku salmaktır bu.” dedi.

Tam bir organize iş
CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin'in “Tam bir organize iş gibi gözüküyor. Maalesef ilk kez bu kadar kuralsız bir durumla karşı karşıyayız.” diye değerlendirdiği gelişmeyi CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, “Kaçak Saray, 1 Kasım sonrası, muhalefetin sesini duyuracağı hiçbir alan kalsın istemiyor.” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak ise etik hiçbir yönü bulunmayan müdahalelerin dış ülkeler tarafından seçime müdahale şeklinde algılandığına dikkat çekti.

30. MADDEYE GÖRE SUÇ
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, iddianame düzenlenmeden kayyum atanan ilk davayla karşı karşıya gelindiğine dikat çekerek, “Kayyum atanması için önce bir kişi hakkında dava açarsınız, iddianame düzenlersiniz. İddianameyle birlikte tedbir amacıyla kayyum atarsınız. Bu durum, iddianame düzenlenmeden kayyum atanan ilk davadır. Böyle bir dava türü yoktur. Tamamen siyasi nedenlerden dolayı böyle bir operasyon yapılmıştır. Kayyum atamanın hukuki hiçbir gerekçesi olamaz. Çünkü basın kurumuna kayyum atanması Anayasa'nın 30. maddesine aykırı ve Anayasa'yı ihlal suçudur.” dedi.

Bu eşkiyalıktır, kabuledilebilir yanı yok
CHP Genel Başkan Yardımcısı Enis Berbeoğlu, kayyum atanması kararının siyasi olduğunu belirterek, “İpek Medya Grubu, havuz medyasının devamı olarak amaçlanmaktadır. Bu iş sadece bir savcının kararıyla yapılacak bir iş değildir. Bu bir eşkıyalıktır. Bunun kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur.” dedi. CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi de hukukun hiçe sayıldığını belirterek, “Çünkü CMK 133. maddesi bir terör örgütünün varlığından bahseder. Ortada bir terör örgütünün varlığı kanıtlanmış değildir. Muhalif sesler susturuluyor.” değerlendirmesinde bulundu.

İktidar olağanüstü yönetime yöneldi
Koza İpek Holding ve bünyesindeki şirketlere kayyum atanmasına Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak'ta tepki gösterdi. İktidarların işlerinin iyi gitmediğini, bir takım problemlerin karşılarına dikildiği, sıkıntıya gireceklerini ve girdiklerini gördükleri zaman olağanüstü yönetimlere başvurduklarını belirten Kamalak, “Rakipleri sindirme, ezme, yok etme bunlardan biridir. Ama bunlar geçer. Türkiye için geçmiş olsun.” dedi.

Bu muhalefeti susturma operasyonudur
BBP lideri Mustafa Destici, kararın siyasi olduğunu vurgulayarak, “Türkiye'de basın üzerine büyük baskı vardı. Getirilen yasaklarla iyice sınırlandırıldı. Mahkeme henüz karar vermemiş, bir savcının iddianame hazırlamasıyla bir tek hakimin karar vermesiyle Türkiye'nin en önemli en büyük şirketlerinden birine kayyum atayabiliyorsunuz. Oraya tarafsız isimler atanmayacak göreceğiz. Neticede yayın politikası değiştirilecek. Ülkemiz, demokrasimiz açısından gerekten utanç verecek bir durum. Zulümle, haksızlıkla kimse abad olmamıştır. Bu muhalefeti susturma operasyonudur. Seçime 5 gün kala muhalefetin sesini duyurduğu, halka ulaştığı kanallardan birisine yapılmış bir operasyon.” dedi.

Korkunun ecele faydası yok
Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ise seçime sayılı günler kala objektif bütün düşüncelerin sesinin kesilmeye çalışıldığını belirterek, “Digiturk'ün, Türksat'ın uygulamaları ortada. Hürriyet Gazetesi'ne yapılan saldırı ortada. Öyle zannediyorum ki iktidar seçim sonuçlarından ciddi kaygı duyuyor. 5 gün içinde yapabileceği son atılımları son baskı önlemlerini gerçekleştirmeye çalışıyor. Hep inandığımız bir şey var; korkunun ecele faydası yok.” dedi.

Türkiye'ye deli gömleği giydiriliyor
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal hukuk dışı gelişmeyi “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ihtirasları doğrultusunda Türkiye'ye deli gömleği giydirilmek isteniyor.” diye değerlendirdi. Uysal, “Keyfîliğin, sınır tanımazlığın son noktası. Demokrasiyi savunan sivil, siyasi bütün aktörlerin bu meseleye yeterince taraf olmamasının buna sebebiyet verdiği kanaatindeyim. Herkes bu meseleyi bir eşik haline getirerek birlikte hareket etmeli.” dedi.

DÜPEDÜZ ÇÖKME OPERASYONU
AKP'nin bireysel özgürlüklere düşman olduğu kadar, özel teşebbüse de düşman olduğunun ortaya çıktığını kaydeden MHP İzmir Milletvekili Oktay Vural, “Artık Türkiye'de kimsenin can emniyeti olmadığı gibi mal emniyeti de yoktur. ‘Makul şüphe' adı altında herkesin mal varlığına el koyabilirler. Bu çökme operasyonudur. Bir sulh ceza hakiminin aldığı kararla toplum tehdit edilir hale getirilmiştir. Yargıçlar adeta, majestelerinin hakimi haline gelmişlerdir. Ancak korkunun ecele faydası yok.” dedi.

ANCAK DİKTÖTÖRLÜKLERDE GÖRÜLÜR
Gelişmenin doğrudan doğruya basın özgürlüğünün tümüyle askıya alınması olduğunu söyleyen HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen ise “Bu sadece diktatörlüklerde görülecek bir olay. Türkiye'yi uluslararası arenada ve genel kamuoyu önünde ciddi biçimde rencide edecek bu tutumun faturasını bütün bir ülkenin ödeyecek olması da büyük bir ayıptır.” dedi.

27 Ekim 2015 07:02
DİĞER HABERLER