Türkiye’de gözaltına alınan Alman vatandaşı: Çocuklarım mahvoldu

Yurtdışı yasağından dolayı uzun süre Almanya'ya geri dönemeyen N.D.’den sonra, kardeşi de benzer gerekçelerle tutuklanmış.
Geçtiğimiz Ekim ayından bu yana, 14 Alman vatandaşı Kürt'ün Türkiye'de tutuklanması ya da gözaltına alınması üzerine Almanya Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'ye yönelik seyahat uyarısını güncelleyerek, Kürt vatandaşlarına Türkiye seyahatlerinde dikkatli olma uyarısında bulundu.

Alman Der Spiegel dergisinin Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından aktardığı bilgilere göre, Alman vatandaşı olan Kürtlere karşı Türkiye'de bir tutuklama furyası var.  Bahsi geçen süreçte, Türkiye'ye seyahat ederken tutuklanan ya da gözaltına alınıp yurtdışı yasağı getirilen kişilerin tamamı Kürt. Tutuklama ya da gözaltılara maruz kalanların yakınları ve akrabalarından edinilen bilgilere göre ise isnat edilen suçlamaların başında Alman-Kürt derneklerine üyelikler geliyor. 

Geçtiğimiz Salı günü, Alman Dışişleri Bakanı Heiko Maas da, "Son zamanlarda Almanya'da, Kürt dernek çalışmalarında yer alanların veya bunlarla birlikte aktif faaliyet yürüten aktivist Almanlar'ın, Türkiye'de tutuklanma vakaları gittikçe artıyor" demişti.

'BENZER GEREKÇELERLE KARDEŞİM TUTUKLANDI'
Artıgerçek.com'un haberine göre Bu yılın Ocak ayında akrabasının cenazesine katılmak amacıyla gittiği Türkiye'de, gözaltına alınıp aylarca sürdürülen yurtdışı yasağından dolayı Almanya'ya geri dönemeyen N.D. adlı Alman vatandaşından sonra, kardeşi de son süreçte benzer gerekçelerle tutuklanmış. "Ben Ocak ayında amcamın oğlunun cenazesinden dolayı Dersim'e gitmiştim ve dönüş yapacağım zaman, havaalanında hakkımda şikayet olduğu gerekçesiyle gözaltına alındım. Şimdi burada dile getirmek istemediğim sebeplerden dolayı -ki bunların içinde yasadışı hiçbir şey yok- mahkemeye çıktım. Örgütlerin propagandasını yaptığım iddia edilen dosyada, yurtdışı yasağı şartıyla bıraktılar beni. Aylar sonra yasak kalktığında bile zar zor gelebildim evime. Çocuklarım mahvoldu. Ancak şimdi de benzer gerekçelerle kardeşimi tutukladılar."

N.D., Türkiye'den çeşitli görevler adı altında Almanya'ya gönderilen istihbaratçıların varlığının deşifre edilmesi gerektiğini belirtiyor; "Türkiye'den Almanya'ya imam, konsolosluk görevlisi ve çeşitli işletmelere çalışan adı altında çok sayıda istihbaratçı geliyor. İlgili kurumlara, Almanya'nın bunlara karşı bir önlem alması gerektiği uyarısında bulunduk defalarca. Son zamanlarda biraz daha dikkatli bir politika izleniyor olsa da hala bunların büyük oranda engellendiğini söylemek çok zor."

Mağdurlar, Almanya'da istihbarat faaliyetlerinden elde edilen bilgilerin varlığına da dikkat çekiyor. N.D.,  "Alman-Kürt derneklerinde aktif olan, AKP'nin uyguladığı politikaların protesto edildiği gösterilere katılan ya da insanların kendi aralarında konuştuğu meselelerin bile Türkiye'de kovuşturma sebebi olabildiğini" dile getiriyor.

'İNSANLAR KONUŞAMAZ HALE GELSİN DİYE MUHBİR VATANDAŞ POLİTİKASI UYGULANIYOR'

Türkiye'de uygulanan muhbir vatandaş uygulamasının bir benzerinin de Avrupa'da kurgulanmaya çalışıldığı iddiasını ortaya atan N.D., "İnsanlar artık konuşamaz duruma gelsin diye memlekette muhbir vatandaş politikası uygulanıyor. Geçen süreçte medyaya da bu meseleyle alakalı çok sayıda haber yansıdı. Kendi kardeşini, karısını-kocasını ihbar eden ve onları tutuklatan yığınla insan var. Bir akıl tutulması yaşanıyor resmen. Avrupa'da ve özellikle Almanya'da da bunun birçok örneği görülmeye başlandı. Konsolosluklardan para ya da başka destekler alan insanlar bir ajan gibi ortalıkta faaliyet yürütüyor. Bu, topluma büyük zarar veren bir şey."

N.D., Türkiye'de gözaltına alınmasına giden süreçte polislerin ellerindeki bir listede yüzlerce insanın adının yazılı olduğunu belirtiyor ve şöyle devam ediyor; "Benim gözaltına alınacağım zaman, havaalanında sorumlu olan polis ve yardımcısının bir liste üzerinde isim taraması yaptığını gördüm. Belki yüzlerce insanın isminin yazılı olduğu bu listede, yakalanan kişilerin isimlerinin üzerine onay niteliğinde işaretler yapıyorlardı. Günümüz dijital dünyasında bu listelerin bu şekilde hazırlanmış oluşu dikkat çekicidir. Avrupa'da gayriresmî uygulamalarla elde edilen şeylerin, insanları yakalamada kullanıldığı intibası oluşturdu bende. Telefonumda da dakikalarca kendileri açısından delil olabilecek veriler aradılar." şeklinde gelinen durumun vahametini dile getirdi. 

Yaşanan bu son olaylarla birlikte daha önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yaptığı açıklamayı yeniden gündeme geldi. Soylu konuyla ilgili olarak; “Avrupa’da, Almanya’da öyle terör örgütünün toplantılarına katılıp da ondan sonra gelip Antalya’da, Bodrum’da, Muğla’da tatil yapanlar var ya, onlar için de tedbir aldık şimdi. Hadi gelsinler bakalım havalimanlarından içerisi girsinler. Gözaltına alıp yallah, öyle kolay değil. Dışarıda hainlik yapıp, içeride, Türkiye’de keyfini, sefasını sürmek bundan sonra kolay değil” ifadelerini kullanmıştı.
03 Kasım 2019 10:46
DİĞER HABERLER