St Andrews Motueka Uniting Church ile Adalar İncisi Foundation’ın (PIF) ortak organizesiyle, Yeni Zelanda’ya iltica eden ve yaklaşık 60’a yakın Hizmet Hareketi mensubu için düzenlenen dört günlük programda duygulu anlar yaşanırken, Türkiye’de tutuklu bayanların cezaevinde yaptığı el işlemeli hediyeleri Yeni Zelandalı bayanları ağlattı.
Yeni Zelandalılar, Hizmet Hareketi mensubu aileleri bağrına bastı. Yeni Zelanda’daki turizm beldesinin kalbi sayılan Motueka Kasabası sakinleri, Türkiye’deki zulüm nedeniyle, ülkelerine iltica eden aileleri, dört gün boyunca evlerinde misafir etti. Yürütülen cadı avı nedeniyle dünyanın çeşitli ülkelerine dağılan Hizmet Hareketi mensupları, dünyanın ucu sayılan Yeni Zelanda’nın turizm beldesi Motueka Kasabası sakinleri tarafından evlerde ağırlandı. Kasaba sakinleri 14 aileden oluşan 60’a yakın mülteciyi, dört gün boyunca, evlerinde ağırlayarak, dolu dolu bir tatil keyfi yaşattılar.
ORGANİZASYON BOYUNCA YER YER DUYGUSAL ANLAR YAŞANDI, GÖZYAŞLARI SEL OLDU:
Adalar İncisi Foundation (PIF) ile St. Andrews Motueka Uniting Church’ün ortak organizesiyle yapılan programda yer yer duygusal anlar yaşandı. Mülteci olarak gelen aileler ebru sanatını icra ederken, tasavvuf müziği ve çeşitli ilahileri seslendirenler unutulmaz anlar yaşattı. Ev sahibi Yeni Zelandalılara keyifli dakikalar yaşatılırken, her iki halkın mutfağını yansıtan renkli sofralar hazır edildi. Dört günlük bu kısa misafirlik günlerinde Türkiye mutfağının leziz yiyeceklerinden olan baklava yapmayı misafirlerinden öğrenin Yeni Zelandalı hanımlar, mülteci davetlileri ile yerli misafirlerine ikramda bulundular. Ülkelerine iltica etmiş mağdur ailelerle empati kurmak amacıyla yapılan ve ilk olma özelliğini taşıyan dört günlük Motueka Kasabası programı, kısa zamanda önemli dostluk köprülerinin kurulmasına vesile oldu. Ayrıca, aynı çatı altında vakit geçiren Müslüman ve Hristiyan aileler, karşılıklı olarak inanç ve kültürel değerlerini paylaşma imkânı buldular. Karşılıklı olarak çok anlamlı hatıralar paylaşıldı.
KİLİSE DE ÇAĞRI FİLMİ VE HABEŞ KRALI NECAŞİ’NİN SÖZLERİ DUYGULANDIRDI:
Öte yandan program çerçevesinde, kasaba sakinlerinden oluşan St. Andrews Motueka Kilisesi üyeleri ve misafir mülteci aileler, toplu olarak Çağrı filminden Habeşistan’a hicret sahnesinin izlenmesi sırasında yer yer duygusal anların yaşandığı belirtildi. Peygamberimiz Hazreti Muhammed (SAV)’in; ”O, ülkesinde kimseye zulmedilmeyen kraldır” diyerek övdüğü, zulüm ve baskıdan kurtulmak için Mekke’den hicrete yolladığı sahabelere ülkesinin kapılarını açan dönemin Habeşistan Kralı Necaşi ile yapılan diyaloga yer verildi. Çağrı filminde yer alan bölüm, İngilizce alt yazılı olarak büyük bir ilgiyle izlendi.
KİLİSE BAŞKANI MARSAH: BU PROGRAM YENİ ZELANDA’DA BİR İLK
St. Andrews Motueka Uniting Kilisesi Başkanı Janet March, projeye dâhil oldukları için başta misafir ailelere ev sahipliği yapan kasaba sakinlerine teşekkür etti. Yıllardan beri sığınmacı ve mülteci kabul eden Yeni Zelanda’da böyle bir programın ilk olma özelliğini taşıdığını söyledi. Marsh; “Bu programı “The Welcome Mat” diye adlandırıyoruz. Bu ziyaret Yeni Zelanda’da bir ilktir. Bu kadar çok bölünmenin olduğu günümüz dünyasında, bir farkındalık oluşturmak çok önemli. Bu tür programları geliştirerek, ortak bağlar kurmak hayati bir adım.”dedi. Kur’an-ı Kerim de geçen Meryem Süresine dikkat çeken Kilise Başkanı March, Hz. Meryem kıssasını okuyarak; “Hz. Meryem kıssası İlcil ‘de de Kuran’da da geçiyor. Farklı açılardan ama aynı hikaye. Hz. Meryem’in ismi Kur’an’da İncil’den daha fazla geçiyor. Ayrıca beni motive eden şey, hepimizin İbrahim’i inançtan olmamız. Bu nedenle birbirimizle konuşmak ve birbirimizi anlamak, kucaklamak ve mağdur ve mazlumları kucaklamak için atılan adımlar ne kadar küçük adımlar olsa da bu adımları atmaya devam etmemiz gerektiğini düşünüyorum.” diye konuştu.
MÜLTECİ OLMAK BİR TERCİH DEĞİL
Tüm masrafların kasabanın değişik kurum ve kuruluşları tarafından karşılandığını belirten programın koordinatörü ve St. Andrews Motueka Uniting Kilisesi Başkanı Janet Marsh, mülteci olmanın bir tercih olmadığını, savaşlar ve siyasi düşüncelerden dolayı insanların ilticaya zorlandığına dikkat çekti.
TÜRKİYE’DE TUTUKLU BAYANLARIN CEZAEVİNDEN GÖNDERDİĞİ EL İŞLEMELİ HEDİYELER AĞLATTI
Bu arada programın son gününde misafir mülteci aileler ve ev sahibi Yeni Zelandalı aileler arasında çeşitli hediyeler birbirine verildi. Cadı avı nedeniyle Türkiye’de tutuklu bayanların hediyeleri Yeni Zelandalı bayanları ağlattı. Hapishanede olan bayanların el işlemeli kolye hediyesini alan Ann Danleles, gözyaşlarını tutamadı. Yeni Zelanda’da bir ilk olma özelliğini taşıyan ‘misafir mülteciler’ programının koordinesini bizzat yapan Ann Danleles, kendisinin de yıllarca cezaevinde görevli olarak çalıştığını belirterek, suçsuz günahsız olarak demir parmaklıklar arasındaki bayanlarla ilgili empati yapabildiğini kaydetti.
Aileler bu programla oluşturulan dostlukların devamı için kurulan ilişkilerin sürdürülmesinde mutabık katıldılar. Veda zamanında ise birbirine sarılan aileler gözyaşlarını tutamadı. Öte yandan Adalar İncisi Foundation (PIF) Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Solak, programın anısına, Hz. Adem ve Hz. Havva’yı temsil eden özel bir hayat ağacını St. Andrews Motueka Uniting Kilisesi yöneticilerine takdim etti. .
ZAMAN-Avustralya