'Türkiye dediğini yapar'

'Türkiye dediğini yapar'
Kıbrıs Rum yönetimi eski dışişleri bakanlarından Nikos Rolandis, Rum yönetimini ''tarihten ders almamakla'' eleştirerek, çıkarılacak petrolden Kıbrıslı Türklere net karın yüzde 20-25'inin verilmesini önerdi.
Rum yönetiminin 2003'de Mısır'la imzaladığı sözde ''Münhasır Ekonomik Bölge'' anlaşmasına imza atan Rolandis, Rum yönetiminine petrol konusunda yeni uyarılarda bulundu. Nikos Rolandis, Kathimerini gazetesine verdiği demeçte, Türkiye'nin, Rum yönetiminin Doğu Akdeniz'de tek yanlı sondaj çalışmalarına başlamasına karşılık doğrudan müdahale yerine başka bir tepki yöntemi seçtiğini, ancak bunun tehlikenin geçtiği anlamına gelmediğini söyledi. Rum dışişleri bakanlığı ve Glafkos Klerides hükümeti zamanında Ticaret bakanlığı yapan, hidrokarbon yatakları konusunu da ilk gündeme getiren kişi olarak bilinen Rolandis, Türkiye'nin şu anda farklı bir tepki yöntemi seçmesinin gelecekte müdahale seçeneğini düşünmeyeceği anlamına gelmediğini kaydetti. Türkiye'nin Kıbrıs'ın batısında sondaj yapmasını ''daha da kötü'' diye niteleyen Rolandis, ''Çünkü, büyük miktarda petrol rezervi olduğu görülen batı tarafında sondaj ile gelecekte sıcak olay çıkması ihtimalinin göz ardı edilmesine izin vermeyen bir ortam oluşturuyor'' dedi. ''KIBRIS'I KESİN OLARAK TAKSİM EDİYORUZ'' Yunanistan'ın Rumları korumak için savaşa girecek durumda olmadığını ifade eden Rolandis, özetle şunları söyledi: ''Bunun ötesinde, Kıbrıs'ı kesin olarak taksim ediyoruz. Yunanistan'ın son 35 yıldır Ege petrollerine karışmaması tesadüf mü? Bizi korumak için savaşa girebilecek durumda mı? Bu nedenle, Kıbrıslı Türklerle, mantıklı bir oran, mesela net karın yüzde 20-25'inin ya da çözümden sonra veya belirlenecek bir zamanda Kıbrıslı Türklere ödenmek üzere özel bir fona aktarılması temelinde anlaşma yapmamızı önerdim. Unutmayınız ki Türkiye, Deniz Hukuku Sözleşmesi'ni imzalamadı ve kendisini bağlamadığını söylüyor. Sözleşmeyi ne ABD, ne de İsrail imzaladı. (Başbakan Recep Tayyip) Erdoğan'ın bölgenin lideri olmak, Arapları yanına almak niyetini ortaya koyduğu şu anda diğerleri nasıl hareket eder, bilmiyorum... Bakınız Lübnan itirazlara başladı. Lübnan demek Hizbullah, Hizbullah demek de İran demektir... Bazıları, 'petrolü çıkartalım ve sonra Kıbrıslı Türklere bağıralım, onları ezelim ve çözümü bulalım' diyor... Sorunlar bu şekilde çözülmez. 1960'lı yıllarda Makarios da aynı zihniyetteydi; 'Türkleri ceplere koyun, kendi yağlarında kavrulsunlar ve gelip kabul etsinler' demişti... Kabul etmediler. Maalesef tarihten ders almıyoruz. Tarihten ders almayan insanlar da hatalarını tekrarlamaya ve yeniden bedel ödemeye mahkumdur.'' Kıbrıs müzakereleriyle ilgili olarak, ''Zannederim artık taksim evine girdik'' ifadelerini kullanan Rolandis, ''Biz Türkiye'nin uzlaşmazlığından söz edebiliriz. İstediğimizin ne olduğunu söyleyebiliriz. Ancak dünyanın geriye kalanı böyle görmüyor. Uluslararası alan bizim yanlışlarımızı da gördü'' dedi DAHA ÖNCE DE UYARMIŞTI Nikos Rolandis daha önce de, Rum yönetimine, sözde ''Münhasır Ekonomik Bölgesi'' içerisinde petrol ve doğalgaz arama çalışmalarıyla ilgili Türkiye'nin uyarılarını dikkate alması çağrısı yaparak, ''Türkiye dediğini yapar'' demişti. Rolandis, petrolde Kıbrıslı Türklerin de hakkı olduğunun altını çizerek, Rum yönetimine Türkiye'nin müdahalesini önlemek için Kıbrıslı Türklerle bu konuda uyuşmayı önermişti.
25 Eylül 2011 18:37
DİĞER HABERLER