“BELLEĞİM SÜRGÜNLER, İŞKENCELER VE HAPİSLE DOLU”

Özgür Politika gazetesine açıklama yapan Nistiman Erdede, “Okul tezim Diyarbakır Cezaevi vahşetiydi. Silvan’da faili meçhuller arasında büyüdüm. Babam sürgünler, işkenceler, hapisler yattı. Belleğim bunlarla dolu. Amacım, yaşadığım ülkede yaşanan gerçekleri, tüm çıplaklığıyla sanat ve estetiği de esas alarak görünür kılınmasına çalışarak karşı bir duruş sergilemek. Bu sergi bütün bunlar için bir kamuoyu oluşturmayı amaçlıyor. Hedef kitle İsviçreliler. Sergi ile ülkemizde yaşananların ne kadar görmezden de gelinse, inkar da edilse gerçeğin ortadan kaldırılamayacağını ve yaşandığını göstermek istedik.” dedi.

UMUT VE ÖZGÜRLÜK DE VAR

Fotoğraf evi Photobastei‘e açılan sergiye ayrıca Zürih’te yaşayan, sanat ve tasarım üzerine çalışan Manuela Hitz umut ve özgürlük başlıklı çizimleriyle, tarih ve hafızayı kimin belirlediğini sorgulayan eserleriyle tanınan Sally Schonfeldt, kadın gazeteciliği ve sansür konulu eserleriyle, İsviçre’de internet ortamında dijital çalışmalar yapan çağdaş sanatçılar Mediengruppe Bitnik çatısı altında katılıyor. Ferhan Mordeniz, Ercan Richter, Hüsamettin Bahçe, Melih Sarıgöl, Oktay İnce, Yousif Salih de eserleriyle sergide yer alan diğer sanatçılar.

İLK KÜRT FİLMİ DE GÖSTERİLECEK

Sergide Kürtlerle ilgili ilk film olarak kabul edilen Zare de gösterilecek. Ermeni yönetmen Hamo Beknazaryan’ın 1926 yapımı sessiz dramı Zare, Êzîdîleri konu alıyor. Zürih mülteci sanatçıların girişimiyle kurulan göçmen derneği Migrart tarafından organize edilen Kırık Omurga sergisi 21 Kasım’a kadar açık kalacak.