Türkiye ekonomisiyle ilgili büyük tehlike

Türkiye ekonomisiyle ilgili büyük tehlike
Erdoğan’ın BDDK’ya müdahale çağrısının ardından, karalama kampanyasına ekonomistlerden tepki yağdı.

Aylardır hizmet hareketi ve gönül verenlerine karşı yürütülen kara propagandaya hız vermeden hukuksuz bir şekilde devam eden CUmhurbaşkanı Erdoğan'ın, işin sonunda ülke ekonomisinin batma ihtimali yüksek olsa da, BDDK’ya müdahale çağrısının ardından yeniden gündeme gelen Bank Asya’yı karalama kampanyasına ekonomistlerden tepki yağdı. Zaman'a konuşan ekonomistler adım adım yaklaşan felaketle ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundular:

'KURUMLARIN YERİNDE OLMASI HEPİMİZ İÇİN FAYDALI'

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in eski Türkiye temsilcisi Ayşe Botan Berker, bankacılık sisteminin politik herhangi bir amaç uğruna alet edilmemesi gerektiğini söyledi. Mevcut durumun yabancı yatırımcının bakış açısını da olumsuz yönde etkileyeceğine işaret eden Berker, “Hukukun üstünlüğü her zaman hepimizin dikkat etmesi gereken bir konu. Her zaman bu tür kurumların yerli yerinde duruyor olması, uzun dönemde hepimiz için bu ülke için faydalı.” dedi.

'SADECE BANKALAR DEĞİL, ŞİRKETLER DE ETKİLENİR'

Ekonomi uzmanı Uğur Gürses siyasetçilerin kamu gücünü kullanarak, politik veya başka sebeple anlaşamadıkları grupların şirketlerini, bankalarını batırmaya çalışmaları sistemik riskin kapısını aralayacağı uyarısında bulundu. Bu durumun sadece bankalarda değil, şirketlerde de tedirginliğe yol açacağını belirten Gürses, “Doğrudan yatırımları azaltır, ülkeye yatırım gelmez. Yapılan tartışmalar dışarıda gürültü meydana getiriyor, siyasetçilerin bu konuşa burnunu sokmamaları gerekir.” diye konuştu.

'ANLAMADIĞIM NASIL GÖZDEN KAÇTI VE BİR ANDA EL KOYUYORUM DENİYOR'

Ekonomi yorumcusu Yavuz Semerci, bu konuda tek yetkilinin BDDK olduğuna işaret etti. Semerci, şöyle konuştu: “Prosedürü bellidir. Bunun dışındaki konuşmalar olumlu olumsuz spekülasyondur. Bankanın sermaye yeterlilik rasyosunu tutturup tutturamamasına karar verecek olan da BDDK’dır. Bir gecede el koydum demek sistematik risktir, büyük haksızlıktır. Elbette sektör içinde sıkıntı oluşturur. Yabancılar açısından Türkiye itibar kaybeder. Bank Asya ile iş yapan firmalar açısından belli sorunlara yol açabilir.

Anlayamadığım kısım şu: Nasıl olur ki bir bankanın bankacılık yapısındaki olumsuzluklar gözden kaçar da, uyarı yapılmaz da bir anda el koyuyorum denir!
Bank Asya’dan çok yoğun mevduat çıkışı olsaydı yine kimse el koyamaz. Çünkü Merkez Bankası nakit desteği vermek zorunda kalır. Batık kredi oranı bankacılık kriterlerini aşmıyorsa hangi gerekçe ile el koyacaksınız? Koydum deyip koyarsanız bütün bankalar risk altında hissederler kendilerini.”

'O KADAR SUÇ İŞLEDİ Kİ ARTIK  BEİS GÖRMÜYOR'

Prof. Dr. Mehmet Altan, yaşananları kabul edilemez olarak nitelendirerek, Cumhurbaşkanı’nın anayasal görevinin, devleti, anayasal düzeninin oluşturduğu organların eş güdümlü işlemesini sağlamak olduğunu söyledi. Altan, “Emanet edilen konu üst düzey planda hukuksal işleyişi sağlamak üzerinedir. Ama bizim Cumhurbaşkanı 17-25 Aralık’ı, 15 Ağustos’u arkasında bırakarak ve anayasal suç işleyerek Çankaya’ya çıktığı için suç işlemeyi beis görmüyor. O kadar çok suç işledi ki, suç işlemeyi, hukuk devletinde olmayacak her türlü icraatı yapmayı kendisine hak görüyor.” değerlendirmesini yaptı.

'BU ALGI YÖNETİMİ, İKTİDARIN HANGİ NOKTAYA GELDİĞİNİN ÖRNEĞİ'

Piyasa ekonomisinde siyaseten banka batırmaya kalkmanın, aslında piyasa ekonomisini batırmakla özdeş olduğunu vurgulayan Altan, bu durumun, yabancı sermaye yatırımlarını olduğu kadar, alınan borcun da önünü keseceğini kaydetti. Altan, şunları söyledi: “Sorumsuzca yasa ve kanunları çiğneyerek bankaya yönelik algı yönetimi yapmak, Türkiye’nin aynı zamanda siyasal iktidarca hangi noktaya getirildiğinin de taze bir örneği. Yapılanlar, bu konjonktür değişir değişmez yargı tarafından soruşturulacak, kişileri cezalandırılacak eylemler. Öncesinde de bunu piyasa ve dünya ekonomisi cezalandırır. Kardeşim Bank Asya’nın durumunu tartışmaya gerek yok. 17-25 Aralık olmasaydı, Bank Asya’yı konuşacak mıydık? Aslı astarı olmayan iddialar var. Algı oluşturmaya çalışıyor.”

'BDDK SEKTÖRÜ SİYASETÇİLERDEN KURTARMAK İÇİN VAR'

Prof. Dr. Eser Karakaş da, bankalarla oynamanın daima tehlikeli olduğunu söyledi. “Çünkü nereye varacağı, sonuçları bilinmez.” diyen Karakaş, siyasetçilerin bu konuya girmesinin yanlışlığına işaret etti. Karakaş, BDDK’nın kuruluş gerekçesinin de, sektörü siyasetçilerin elinden almak olduğuna işaret etti.

'BANK ASYA SIKINTIDA OLSAYDI BDDK ZATEN MÜDAHALE EDERDİ'

Ekonomist Can Fuat Gürlesel, bankanın güven ve itibarına ilişkin açıklamalar konusunda yasaların çok net olduğunu belirterek, bu çerçevede Cumhurbaşkanı da dahil herkesin kurallar dahilinde hareket etmesi ve açıklamalarını buna göre yapması gerektiğini kaydetti. Bankacılığın güven ve itibar üzerine kurulu bir sektör olduğuna vurgu yapan Gürlesel, itibarı zedeleyecek açıklamaların sektörde sistematik risk oluşturabileceği uyarısında bulundu. Gürlesel, “Eğer Bank Asya’da bugüne kadar ekonomik açıdan bir sıkıntı olsaydı BDDK zaten müdahale ederdi.” dedi.

'DEMEK Kİ YARIN BİR BAŞKA BANKAYI AYNI AKİBET BEKLEYEBİLİR'

Ekonomist Ege Cansen, Bank Asya’ya yapılanlarda hukukun söz konusu olmadığını ifade ederek, “Bir siyasi hareketin bir şekilde engel tanımadan finans dünyasına bir durumu taşıması şüphesiz tatsız bir vaka ve vicdanlarda yara açıyor. Demek ki bugün bu sebeple, yarın bir başka sebeple de herhangi bir banka hakkında infaz kararı alınabilir. Bu olayda benim ilgilendiğim konu, eğer kurallarına göre çalışan banka varsa, kurallarına uygun olarak hayatına devam eder.” diye konuştu.

'MÜDAHALENİN SONUCU ÇOK KÖTÜ OLACAK'

Ekonomist Atilla Yeşilada ise bir ülkenin milli bankalarından birinin haksızca linçe maruz kalmasının hiçbir yerde örneği olmadığını belirterek, “Beni Bank Asya ile ilgili olarak üç yabancı basın mensubu aradı. Bu konu artık batının Türkiye gündeminin başına yerleşti. Dolayısıyla Bank Asya’nın ötesinde Türk bankacılık sistemi üstünde ciddi bulutlar dolaşıyor. Yabancı doğrudan yatırım ve finansı teşvik etmek zorlaşıyor. Bank Asya’ya müdahalenin etkisi çok kötü olacak. Bu insanların Türkiye’de yatırım yapma iştahını zedeler. Mesele Bank Asya değil, bugün bana yarın sana. Nitekim Bank Asya, acımasız bir iftira kampanyası sonucu bu hale geldi, kötü yönetim sonucu değil.” dedi.

'BANKA BATIRMAYI TERCÜME ETMEYİ BİLE RİSKLİ BULURUM'

Ekonomi Uzmanı Doç. Dr. Elvan Aktaş ta konuyla ilgili Amerikan Merkez Bankası ve Hazine'nin başarısız bankaların kendiliğinden batmasına izin vermelerinin ardından acı sonuçlar verdiğini dile getirdi. Amerika'nın ekonomik olarak hala bunun altından kalkmaya çalıştığına değinen Aktaş, "Bir ülkede banka batırılmasını İngilizce'ye tercüme etmeyi bile çok tehlikeli bulurum. Bırakın bilinçli olarak bir bankanın devlet, hükümet eliyle batırılmasını, sağlıksız bir bankanın normal şartlarda batmasına bile müsaade etmemek gerekir." sözlerine yer verdi.

ZAMAN

18 Eylül 2014 09:15
DİĞER HABERLER