İzmir'de düzenlenen ve dört hafta sürecek olan 38. Avrupa Birliği (AB) Sertifika Programı'nda Tükiye'ye övgüler yağdı.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) AB Jean Monet Kürsüsü Başkanı Prof. Dr. Canan Balkır, ABD'li finans devi Goldman Sachs'ın yaptığı çalışmaya göre Türkiye'nin, 2050 yılında Avrupa'nın üçüncü büyük ekonomisi olacağını söyledi. Balkır, AB'nin o dönemde Fransa ve İtalya gibi devleri çoktan sollamış bir Türkiye ile karşı karşıya bulunacağını kaydetti.
İzmir Valiliği AB ve Dış İlişkiler Koordinasyon Merkezi'nin Yaşar Üniversitesi (YÜ), Ankara Üniversitesi Avrupa Toplulukları Araştırma ve Uygulama Merkezi ile Konrad Adenauer Vakfı işbirliğiyle düzenlediği programda, "Geleceğin Avrupası'nda Mücadele Alanları" konulu bir sunum yapan Prof. Dr. Balkır, AB'nin kuruluşundan beri geçirdiği değişimleri ve Türkiye'nin üyelik yolculuğunun tarihini anlattı. AB-Türkiye ilişkilerinin uzun bir yolculuk olduğuna dikkat çeken Balkır, trenden ziyade "Orient Ekspresi"ne benzediğini söyledi. AB denilince tek bir kültürün algılanmaması gerekitğini, farklı kültürler ve çıkarlar bulunduğunu vurgulayan Canan Balkır, "Bir futbol mücadelesindeki gibi karşımızda takım olarak tek bir Avrupa olduğunu düşünmemeliyiz. AB de karşısında 2,5-3 milyonluk bir ülke olmadığını anlamalı." dedi. 1959'da kapısı çalındığında Avrupa'nın şimdiki halinden çok daha farklı olduğunu, bunun değişim ve dönüşümler süreci olduğunu anlatan Prof. Dr. Balkır, şimdi Kopenhag kriterleri bulunduğuna dikkat çekti. AB sürecini uzun ve engellerle dolu bir tünele benzeten Balkır, şunları kaydetti: "Tünelin ucu sürekli değişiyor. Her daim yepyeni bir Avrupa şekilleniyor. Bizim için sonuç kadar, süreç de çok önemli ama bu, Türkiye'nin üyelikten daha azına razı olacağı anlamına gelmiyor. AB ile ilişkilerimiz asimetrik. Katılım için onların koyduğu kurallara uymak durumundayız. Yunanistan ve İspanya katılırken müzakere süreci 'sıfır dosya' idi. Baktılar, 'Siz diktatörlüğü geride bıraktınız, tamamdır.' dediler. Sonra Kopenhag kriterleri geldi. Biz bunlara uymak durumundayız. Tünelden geri dönülmeyecek ama ucu uzatıla uzatıla gidilecek."
AB müzakere sürecinde toplum katılımı ve desteğinin önemine de değinen Prof. Dr. Canan Balkır şeffaflığın sağlanması, görüş ve taleplerin sürece yansıtılabilmesi için katılımcılığın önemine dikkat çekti. AB üyelik sürecinin insanlara çok iyi anlatılamadığını söyleyen Balkır, "Başmüzakereci Egemen Bağış ile bu yanlış ciddi olarak düzeltilmeye başlandı. Onun yaptıkları kadar bu salonda bulunanların, Türk halkının, akademisyenlerin, sanatçıların, hattâ Sezen Aksu'nun bile bu sürece ciddi katkısı olacaktır. O da bizi şarkılarıyla AB'ye taşıyacaktır." şeklinde konuştu. (CİHAN)