Özel yetkili mahkemelerin kaldırılacağı yönündeki iddialar, hukukçuların sert tepkisine neden oldu.
İnternete ardı ardına düşen ve Balyoz davasının tutuklu sanığı amirallere ait olduğu ileri sürülen ses kayıtları, yeni bir tartışmaya zemin hazırladı. Zira kayıttaki sesler, birbirine benzer ifadeler kullanıyor, yapılacak yasal bir düzenlemeyle bir seneye kalmadan çıkacaklarını anlatıyordu. Tam bu noktada, Ergenekon ve Balyoz gibi terör suçlarına bakan özel yetkili mahkemelerin kaldırılacağına dair haberler yayımlanmaya başladı. Hükümet kanadından ilk yapılan açıklamalarda böyle bir düzenlemenin söz konusu olmadığı söylendi. Ancak Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın dün yaptığı açıklamalar kafaları karıştırdı. Zira Bozdağ, 'şu anda bir çalışma olduğunu' söylüyordu. Bozdağ, "Bu mahkemelerle ilgili bu kadar tartışma varken, nedir sorun diye bakmamız lazım. Özel yetkili mahkemeler hukuk devletinde olmaması gereken mahkemelerdir" ifadelerini kullandı.
Bekir Bozdağ'ın açıklamaları, bu mahkemelerle ilgili tartışmaları yeniden alevlendirdi. Sivil toplum kuruluşları, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasının Türkiye'yi yeniden karanlık odakların cirit attığı bir ülke haline getireceğini aktarıyor. STK'lar, söz konusu mahkemelerden sadece suç örgütleri ve darbecilerin rahatsız olduğunu anlatıyor. İşte o görüşler:
Prof. Dr. Ali Şafak (Turgut Özal Üniversitesi): "Özel yetkili mahkemeler, İngiltere ve Fransa gibi Avrupa hukuku kaynaklı birçok ülkede mevcuttur. Zaten bu mahkemeleri biz Avrupa istiyor diye kurduk. Çünkü AHİM bizi Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM) yüzünden çok eleştiriyordu. Özel yetkili mahkemeler, terör ve örgütlü suçlar bakımından ihtisas mahkemeleridir. İhtisaslaşmak, hukuk doktrininde daima gerekli görülen bir durumdur. Bu suçlar yargılamaları bakımından özel olması gerekmektedir. Türkiye'nin, terör sorunu olduğu sürece bu mahkemelere ihtiyacı vardır. Kaldırılması, ülkenin birçok noktasında terör yargılamalarını imkânsız hale getirecektir."
Prof. Dr. Mahmut Koca (İstanbul Şehir Üniversitesi): "Terör suçlarına özgü ihtisas mahkemeleri Fransa ve Almanya gibi dünyanın birçok ülkesinde bulunuyor. Ülkemizin içinde bulunduğu durum ve bu mahkemelerde halen görülmekte olan davalar bakımından bu mahkemelerin kaldırılması bu süreçte mümkün değil. Bir müddet daha bu mahkemelerin bulunması gerekli. İhtisas mahkemesi olarak görev yapmaları hukuk devleti açısından daha uygun olacaktır."
Reşat Petek (Emekli Cumhuriyet Başsavcısı): "Bu mahkemelerin kapatılması, Türkiye'yi geldiği noktadan geriye götürür. Adeta kendi ayağına kurşun sıkmış olur. Ayrıca (Türkiye'de taşlar yerine oturdu nasılsa) deyip bu düzenlemeyi yapıyorlarsa yanılıyorlar. Çünkü bu mahkemede yargılananların ağzından çıkan 'intikamımız muhteşem olacak' sözleri, Türkiye'de hâlâ taşların oturmadığını gösteriyor."
Cahit Özkan (Uluslararası Hukukçular Birliği Başkan Yardımcısı): "Özel yetkili mahkemelerin baktıkları davalar gereği bazı yetkileri vardır. Bunlar keyfî yetkiler de değildir. Çünkü bunlar ihtisas mahkemeleridir ve Avrupa'da çeşitli şekillerde bu mahkemeler vardır. Bu mahkemelerin tamamen ortadan kaldırılması, Ergenekon ve Balyoz gibi darbe soruşturmalarını engellemek olur. Darbelerin üstünü örten bir devlet zihniyeti demokratik hukuk sistemimizi gölgede bırakır."
Faik Tarımcıoğlu (Emekli Askerî Hakim): "Özel yetkili mahkemelerin özel yetkileri, şartların gerektirdiği adlî bir zaruretti. Çetelerle baş etmek için mutlak surette özel yetkili mahkemeler ve savcılar ihdas etmek gerekiyordu. Danıştay baskınları, Ümraniye bombaları vs. ortaya çıktı. Ve buradan Ergenekon diye bir adli tespit yapıldı. Bütün bu gelişmeler özel yetkili mahkemeler sayesinde oldu. Eğer şimdi hükümet birdenbire özel yetkili mahkemeleri maziye gömmeyi düşünürse, büyük çapta kendi kendini imha eder. Özel yetkili mahkemeler ciddi manada bir fonksiyon icra ediyor. Bu mahkemelerin ortadan kaldırılması tarihi bir hata olur."
Mete Göktürk (Eski DGM savcısı): "(NTV'de yaptığı konuşmadan) Eğer bu mahkemelerin yetkilerini kaldırırsanız normal bir mahkemeye döner. Savcı bir yandan kapsamlı davalara bakarken diğer yandan kız kaçırma ile ilgili davalara bakmak zorunda kalacak. Bu da mahkemenin iş yükünü artıracak ve davalar daha da uzayacak." istanbul zaman
Ertuğrul Gazi Alperen (Uluslararası Hukuk Merkezi Genel Sekreteri): "CMK 250. maddesi ile kurulan anayasal düzene karşı suçlar, terör suçları, uyuşturucu üretimi ve ticareti, casusluk gibi devlet ve topluma karşı çok ağır tehlike arz eden suçlar ile mücadele için kurulmuş ihtisas mahkemeleridir. Avrupa'da ve diğer demokratik hukuk devleti sayılan dünya devletlerinde de ihtisas mahkemeleri bulunuyor. CMK 250. maddenin değişmesi ya da tamamen kaldırılması, suç örgütlerinin yaşam alanını genişletecektir. Türkiye'de terör ve örgütlü suçların sona ermesi halinde ancak bu mahkemelere ihtiyaç olmayacaktır. Ergenekon, Balyoz davaları ve KCK operasyonlarının yaşandığı bu hukukileşme sürecinde bu mahkemelerin kaldırılması veya yetkilerinin kısıtlanması, bizi geçmişteki karanlık yıllara, faili meçhul cinayetlere götürmekten başka bir işe yaramayacaktır."