Türkiye, Kürt Devleti'ni engelleyebilir mi?

Türkiye, Kürt Devleti'ni engelleyebilir mi?
Türkiye, Suriye meselesinde ne yapabilirdi; bundan sonra neler yapmalı? Aydoğan Vatandaş'ın analizi...
Türkiye, Suriye'de Kürt Devletini engelleyebilir mi? ABD Dış İşleri Bakan Yardımcısı Philip Gordon merakla beklenen sorunun yanıtını verdi geçen gün. Dedi ki: 'ABD, Suriye'de otonom bir Kürt Devleti'ni öngörmemektedir.' Gordon, özetle ABD'nin Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana olduğu mesajını vererek, Suriye'deki PKK varlığını tehdit olarak algılayan ve askeri bir müdahaleden de çekinmeyeceği mesajını veren Türkiye'yi rahatlatmış oldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı Obama ile yaptığı 36 dakikalık telefon konuşmasının her halde önemli bir kısmında Suriye'nin kuzeyinde özerklik iddiasında bulunan PKK varlığının da konuşulduğunu tahmin edebiliriz. Türkiye Suriye'de bir Kürt devleti olasılığını acaba öngöremedi mi? Ya da bu olasılığı görse de süreci engelleyemedi mi? Peki Türkiye bundan sonra ne yapabilir? Öncelikle şu sorunun yanıtını arayalım: Suriye'nin bölünmesi muhtemel midir? Elbette kuvvetle muhtemeldir. Ülkenin demografik yapısı buna son derece müsaittir. Esed rejimi düşse de, Suriye'de bir Nusayri devletinin kurulması gayet mümkündür. Diğer taraftan, Sünni çoğunluğun da Esed sonrası süreçte, Suriye'de önemli bir varlık haline geleceği muhakkaktır. Türkiye'nin ‘Müslüman Kardeşler'le bağlantılı bu yeni oluşumun üzerinde tesiri olacağı açık. İşte bu yüzdendir ki, Suriye'deki Kürtler, Esed karşıtı muhalif güçlere uzak durmuşlardır ve karşılık olarak da Suriye'nin kuzeyini almışlardır. Türkiye, bu oluşumu kendisine rakip olarak görebilecek ABD yanlısı Barzani ile dengelemek isteyecektir ki bu da ister istemez söz konusu grubun İran tarafından desteklenmesini beraberinde getirecektir. Diğer taraftan ABD, Suriye'nin kuzeyinde kurulabilecek bir Kürt Devletine karşı olduğunu açıklamış olsa ve bu oluşumun İran tarafından da desteklenecek olduğunu bilse de, bunu engellemeye çalışır mı? Yani bu ABD çıkarları açısından hayati bir konu mudur? Örneğin Global Research Centre uzmanlarından Kanadalı Profesör Michel Chossudovsky, ‘Hidden US-Israeli Military Agenda: "Break Syria into Pieces' adlı makalesinde, ABD ve İsrail'in Suriye'yi parçalara ayırmak gibi bir gizli ajandaları olduğunu iddia etmektedir. ‘Suriye'nin Balkanizasyonu' adını verdiği bu süreçte, Suriye tıpkı eski Yugoslayva'da olduğu gibi parçalara ayrılacak ve uzun yıllar sürecek bir iç savaşa sürüklenecektir. (http://www.globalresearch.ca/index.php?context=va&aid=31454) Ancak, ABD Dış İşleri Bakanı Philip Gordon bu yaklaşıma net bir şekilde karşı çıkıyor: ‘Hem Suriye'deki Kürtlere hem de Türkiye'deki muhataplarımıza Suriye'de her hangi bir otonomiyi ya da ayrılıkçılığı desteklemediğimizi net bir şekilde söyledik.' Gerçekten de merkezi ABD'de bulunan Ulusal Kürt Asamblesi Başkanı Sherkoh Abbas, Mayıs ayında ABD yetkilileri ile yaptığı görüşmelerde ABD'nin Suriye'de ortaya çıkabilecek otonom bir Kürt devletine destek olmasını istemiş ancak istediği desteği bulamamıştı. ABD'den beklediği desteği bulamayan Abbas, 16 Mayıs 2012 tarihinde Jerusalem Post Gazetesi'ne verdiği röpörtajda, İsrail'den parçalanmış bir Suriye'ye ve otonom bir Kürt Devleti'ne açıkça destek istemiştir. Abbas, röpörtajında parçalanmış bir Suriye'de, 'Şii ve Sünni müslümanların bir birlerine düşeceklerini ve bunun da İsrail'in çıkarlarına hizmet edeceğini' rahatlıkla söyleyebilmiştir. Nitekim, Haziran 2006'da ABD'li yarbay Ralph Peters'in ABD Silahlı Kuvvetler Akademi'sinde yayınladığı yeni Ortadoğu Haritası'nda parçalanmış bir Suriye'nin yanısıra, Türkiye'nin güney doğu bölgesini de içeren Büyük Kürdistan'ın kurulmuş olduğunun öngörülmüş olması kuşkusuz düşündürücüdür. Peki Türkiye ne yapabilirdi bu durumda? Türkiye tarihin akışının karşısında yer almayı göze alıp Arap Baharı sürecinde, Rusya-Çin-İran ekseninde yer alsaydı bu süreci engelleyebilir miydi? Türkiye, 1 Mart tezkeresinde ABD'nin Irak'ı işgalinde kendi topraklarını kullandırtmayarak süreci engelleyebildi mi? Sürecin dışında kalarak, PKK'nın Irak'ta güçlenmesini izledi. Anladığım, bu kez, Türkiye sürecin içinde olarak, durumu kendi lehine çevirmenin yollarını arıyor olmalı. Yani, Suriye'de kazanan tarafın yanında yer alarak, bir sonraki süreçte Kuzey Suriye'de oluşan PKK varlığıyla mücadele edebilir. Türkiye bir taraftan, Esed'in sağ kolu ve çocukluk arkadaşı general Tlas'ı Türkiye'de ağırladı. Anlaşılan, Türkiye General Tlas ile Suriye'nin geleceğinde oyun kurmak istiyor. Ancak Tlas bir generalden çok, gece klübünden çıkarken paparazilere yakalanmış meşhurlara benziyor. En yakın ve çocukluk arkadaşını satan, Fransa'da sefa süren bir sima. Henri Barkey'in de ifade ettiği gibi, Suriye Halkı için sahici bir yüz değil. Türkiye 1. Körfez Harbinden sonra da, Irak savaşından sonra da, Kuzey Irak'ta bir Kürt Devleti'nin hep karşısında oldu. Bugün gelinen noktayı görüyoruz. Türkiye, bir askeri müdahale ile Suriye'deki oluşumu engelleyebilir mi? Rusya ve İran varken bu söz konusu olabilir mi? Dahası ABD buna müsade eder mi? Tarihin nasıl seyredeceğini hep birlikte göreceğiz. Aydoğan Vatandaş - Samanyoluhaber.com
01 Ağustos 2012 10:19
DİĞER HABERLER