Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda Türkiye’nin kamu borcunun milli gelire oranının yüzde 32 olduğunu belirterek, “Gelişmekte olan ülkelerin ortalaması yüzde 65,3, gelişmiş ülkelerin ortalaması ise yüzde 108,7’dir. Türkiye toplam borçlarda avantajlı bir konumdadır” dedi.
Sözcü'de yer alan habere göre TBMM Genel Kurulu'nda Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzası ile TBMM'ye sunulan 1 trilyon 119,5 milyar liralık ek bütçe görüşmeleri başladı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Genel Kurul'da ek bütçe teklifiyle ilgili yaptığı konuşmada, bütçeyle 6 Şubat 2023 tarihli Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaralarını sarmayı hedeflediklerini söyledi.
Yılmaz, cari açığa ilişkin “Dış ticaret açığının yılın geri kalanında daha ılımlı seyretmesini bekliyoruz. Cari açık yıl sonunda orta vadeli planda öngördüğümüz 2,5'un üzerinde gerçekleşecek. Ancak bugünkü seviyesinin daha altında olacak” dedi.
Cevdet Yılmaz, hedeflerinin enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmek olduğunu dile getirdi. Yılmaz, işsizliğin yüzde 9,5 olduğunu hatırlatarak, “2014'ten bu yana en düşük seviyesine gelmiştir” ifadelerini kullandı.
Yılmaz, Türkiye'nin kredi risk primini ifade eden CDS seviyesine ilişkin de “Türkiye'nin 5 yıllık CDS priminde önceki yıla kıyasla önemli bir düşüş kaydedilmiştir. Halen yüksek seviyede daha da düşmesini beklediğimizi ifade etmek isterim” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Türkiye'nin kamu borcunun milli gelire oranının yüzde 32 olduğunu belirterek, “Gelişmekte olan ülkelerin yüzde 65,3. Gelişmiş ülkelerin ortalaması ise yüzde 108,7'dir. Türkiye toplam borçlarda avantajlı bir konumdadır” dedi.
Cevdet Yılmaz, deprem bölgesinde yapılacak konutlara ilişkin de “İlk yılda 319 bin konut olmak üzere, şehirlerimizi ayağa kaldırmayı planlıyoruz” dedi. Yılmaz, bu yıl Merkezi Yönetim bütçesinden depremle ilgili yaptıkları harcamanın 762 milyar Türk lirasını bulacağını söyledi.
“CARİ AÇIĞIN BİR KISMI ALTIN İTHALATINDAN ÖNEMLİ BİR KISMI DA ENERJİ İTHALATI KALEMLERİNDEN”Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ek bütçe görüşmeleri sırasında, milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Cevdet Yılmaz, milletvekillerinin, ‘ek bütçeye’ yönelik eleştirilerine şöyle yanıt verdi:
* “Sadece afetle ilgili 762 milyar TL para harcamak söz konusu, bu da sadece merkezi yönetimin yükü. Diğer taraftan ‘Bu bütçede köylü yok, işçi yok, memur yok.’ gibi değerlendirmeler oldu. Son yaptığımız artışlarla en düşük memur maaşı 2022 yılı Aralık ayına göre aile yardımı dahil kümülatif olarak yüzde 142 oranında artarak 22 bin 17 liraya yükseltilmiştir.
* Yine, baktığınız zaman kamu işçilerindeki artışlar son derece yüksek seviyelerdedir. Net asgari ücret 2023 yılının Ocak ayında yüzde 54,66 artırılarak 8 bin 507 Türk Lirasına yükseltilmişti. Temmuzda ilave bir artış daha yaparak 6 ay geçmesine rağmen, yüzde 34 artırdık ve 11 bin 402 liraya yükseldi. Böylece, 2023 yılında net asgari ücrette kümülatif olarak yüzde 107,3 oranında artış yapıldı.
* Yine, en düşük emekli aylığı: Yılbaşında yüzde 114 oranında en düşük emekli aylığını artırdık. 2022 Temmuz ayında en düşük emekli aylığının asgari ücrete oranı yüzde 64’tü. Geldiğimiz noktada asgari ücrette çok yüksek artış yapmış olmamıza rağmen en düşük emekli aylığının asgari ücrete oranı yüzde 66’ya yükseltilmiştir.
* Yine, sosyal yardımlarda ilave 44,3 milyarlık bu bütçemizde, ek bütçemizde yer alıyor. Yine, tarım destekleri 52,1 milyar ek bütçede; önceki bütçeye ilave olarak tarım alanına ayırdığımız kaynak söz konusu. Dolayısıyla bu eleştiriye katılmak mümkün değil.”
KKM AÇIKLAMASIYılmaz, Kur Korumalı Mevduat (KKM) ile ilgili soruları, “Kur korumalı mevduata bakarken işin bir maliyet tarafı var; doğru. Bir maliyeti var bu sistemin ama bir de fayda tarafı var. Yapılması gereken, maliyet- fayda analizi veya fayda- maliyet analizi. Bu şekilde baktığımızda, maliyetler kadar faydalara da baktığımızda şunu söyleyebilirim: Kur istikrarına katkıda bulunmuştur bu mekanizma, daha uzun vadeli bir mevduat yapısı oluşumuna yine katkısı olmuştur ve kamunun borçlanma maliyetlerinde bir düşüş meydana getirmiştir; diğer taraftan, elbette bir maliyeti de olmuştur. Ancak toplam resme baktığınızda geçen yılla ilgili söylüyorum, kur korumalı mevduata ödediğimiz paraya rağmen 3,5 olarak öngördüğümüz bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 1 seviyesinde gerçekleşmiştir” şeklinde yanıtladı.
Toplam resme bakıldığında bütçe açıklarının geçen yıl için son derece düşük düzeyde gerçekleştiğini aktaran Cevdet Yılmaz, “Kamu borç stokunun milli gelire oranında neredeyse 10 puan civarında bir düşüş olmuştur; yüzde 42’lerden, yüzde 32’lere bir düşüş gerçekleşmiştir. Dolayısıyla, kur korumalı mevduatın da içinde olduğu hesaplara baktığınızda, toplam resim hiç de mali dengelerde bir bozulma değildir, geçen yıl için söylüyorum tam aksine, son derece olumlu bir tablo olmuştur” değerlendirmesinde bulundu.
İhracatla ve cari açıkla ilgili milletvekillerinin eleştirilerine de yanıt veren Cevdet Yılmaz, son dönemde cari açıkta bir artış yaşandığını ancak yılın ikinci yarısında daha olumlu bir perspektifierinin olacağını söyledi.
“MEVCUT CARİ AÇIĞIN ÖNEMLİ BİR KISMI ALTIN İTHALATINDAN KAYNAKLANIYOR”Yılmaz, “Orta Vadeli Program (OVP)’nin bir miktar üstünde olsa da yıl sonu itibarıyla bugünkü kadar cari açık beklemiyoruz. Mevcut açığın da önemli bir kısmı altın ithalatından kaynaklanıyor. Cari açığımızın neredeyse yarısı aslında altın ithalatı. Bu 12 aylık yıllıklandırılmış altın ithalatımız 29,4 milyar gibi bir rakama ulaşmış durumda. Diğer taraftan, 2’nci büyük kalemimiz enerji ithalatımız; 72,1 milyar TL. Enerji ve altını saymadığınızda bırakın cari açığı, 41,5 milyar cari fazlası olan bir ülkeyiz. Tabii ki bunları değerlendirmek durumundayız ama konjonktürel etkileri, fiyat etkilerini ve oluşan birtakım talepleri de dikkate almalıyız. İhracatımızda dış dünyadaki, pazarlarımızdaki büyüme oranlarının son derece düşük olmasına rağmen bu performansı sergiliyoruz. Özellikle, Avrupa Birliği temel ihraç pazarımız, orada neredeyse sıfır seviyesinde bir büyüme var. Buna rağmen, gösterdiğimiz ihracat performansı da küçümsenmemeli diye düşünüyorum” dedi.
“KRİZ YÖNETİMİNDEKİ MALİYETLERİ DÜŞÜRMEK İSTİYORSANIZ RİSKLERİ İYİ YÖNETMEK DURUMUNDASINIZ”Cevdet Yılmaz, 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen deprem ile ilgili sorulara, “Türkiye’de ve bütün dünyada aslında, kriz yönetiminden daha önemli olan elbette risk yönetimidir. Kriz yönetimindeki maliyetleri düşürmek istiyorsanız riskleri iyi yönetmek durumundasınız. Ama bu, uzun vadeli, birikmiş risklerdir; bu, bizim dönemimizin biriktirdiği riskler değil. Bugün, yapı stokumuza baktığınız zaman, işte, 50 yıllık belki çok daha uzun vadeli, geçmişten gelen sorunlarımız var. Biz bunları azaltmaya dönük planlamalar yapıyoruz. Bir taraftan kentsel dönüşümlerle, bir taraftan AFAD’ın hazırladığı İl Afet Risk Azaltma Planı dediğimiz İRAP’larla, Türkiye’de Afet Risk Azaltma Planı, TARAP dediğimiz mekanizmalarla riski azaltma yönünde çalışmalarımız var. İstanbul’a dönük olarak da burada özel bir programımız var” karşılığını verdi.
Yıllardır merkezi yönetim bütçesi dışında da uluslararası kaynakları kullanarak İstanbul’da birçok kamu projesinde dönüşüm sağladıklarını söyleyen Yılmaz, projeleri hızlandırarak devam edeceklerini, illeri yeni deprem standartlarına, yönetmeliklerine uygun bir şekilde, sağlam mekanlar, sağlam yapıların yapımı konusunda çabalarını sürdüreceklerini vurguladı.
TBMM Genel Kurulu’nda, ‘Ek Bütçe’ Teklifi’nin görüşmeleri sürüyor.