Türkiye yeni bir 'şok'la karşı karşıya

Türkiye yeni bir 'şok'la karşı karşıya
AK Parti ve Fethullah Gülen'i bitirme planlarının ardından Türkiye'yi dünyada yalnızlaştırarak 'kafese' almayı amaçlayan yeni bir tezgâh deşifre oldu.
Plana göre azınlıklara yönelik suikast, bombalama, adam kaçırma, kundaklama ve yıldırma eylemleri düzenlenecek. İrticaî örgütler adına üstlenilecek bu eylemler sebebiyle hükümet zor durumda kalacak. Cuntacıların 'Kafes' adını verdiği operasyonun öncelikli hedefi hükümeti düşürmek. Dehşet planı, 3 Şubat 2009 tarihinde Poyrazköy'de bulunan silahlar üzerine başlatılan soruşturma sayesinde ortaya çıktı. Ergenekon'un ikinci cephaneliği olarak bilinen Poyrazköy'deki yapılanmanın peşine düşen İstanbul cumhuriyet savcıları, Ergenekon tutuklusu emekli Binbaşı Levent Bektaş'ta şifreli bir film CD'si ele geçirdi. "Data stash" isimli programla gizlenen dosyanın açılmasıyla yeni 'Kaos Planı'na ulaşıldı. Taraf gazetesinin haberine göre, Mart 2009 tarihli "Kafes Eylem Planı" azınlıklara yönelik suikast ve korkutma girişimleriyle hükümeti dış politikada yalnız bırakmayı amaçlıyor. Planda 'düşman unsur' olarak nitelenen bölümde 'Davos çıkışı' hatırlatılarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti açıkça hedef alınıyor. AK Parti'nin, azınlıklara yönelik şiddet eylemleri karşısında çaresiz bırakılması öngörülüyor. Dünyaya Türkiye'de irtica tehlikesinin varlığı konusunda açık bir mesaj verilmesi gerektiği belirtiliyor. Hrant Dink cinayetiyle ilgili bilgilerin de yer aldığı planda, Ergenekon'dan tutuklanan Yarbay Ercan Kireçte-pe'nin imzası var. Eylem Planı şu cümlelerle başlıyor: "Rahip Santoro, Malatya Zirve Yayınevi ve Hrant Dink operasyonları sonrasında Türkiye'de yaşayan gayrimüslimlerin irticai grupların hedefinde olduğu yönünde kamuoyu oluşmuş, ancak AKP tarafından karşıt medyanın da desteğiyle söz konusu olayların Ergenekon tarafından organize edildiği şeklinde yoğun propaganda faaliyetlerinde bulunulmuştur." Bu tespitin ardından korkunç plan devreye giriyor: "Özel Operasyon Gücü Komutanlığı tarafından Ergenekon Davası'nda tutuklu bulunanlara destek vermek, AKP ve yandaşlarının karşı psikolojik harp faaliyetlerini etkisiz kılmak, gündemi değiştirerek hedef saptırmak, teşkilatın moralini yükseltmek ve kamuoyunun desteğini kazanmak maksadıyla; gayrimüslimler üzerinde korkutucu propaganda icra edilecek ve söz konusu faaliyetler kaynağı bakımından kara propaganda ile AKP ve AKP'ye destek veren diğer şer odaklarınca icra edilmiş gibi gösterilecek." Hrant Dink cinayetiyle ilgili bilgilerin de yer aldığı plan, cuntanın Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda ne denli örgütlendiğini de ortaya koyuyor. 41 kişilik hücre yapılanmasından oluşan Özel Operasyon Gücü Komutanlığı bile kurulmuş. 'Hazırlık, korku yaratma, kamuoyu oluşturma ve eylem' safhalarından oluşan planda Ergenekon'dan tutuklanan Yarbay Ercan Kireçtepe imzası var. Hazırlık kısmında daha önce Ergenekon sanıklarının aramalarında ele geçirilen fişleme ve tespit etme girişimlerinin benzerleri yer alıyor. Eylem safhasında deniz subaylarının oluşturduğu hücre yapılanması ve her hücrenin yeri tek tek belirtiliyor. 'Kadir Paşa koordine etsin' Bu arada Kafes kod adlı planın üzerinde el yazısıyla yazılan 'Kadir Paşa koordine etsin' notu dikkat çekiyor. Planda yer alan bilgilere göre hücrelerin başında bulunan Danışma Kurulu'nun iki numarası Koramiral K.S. Söz konusu komutan daha önce internete düşen ses kaydı ile gündeme gelmişti. 9 Mart 2009 tarihinde internete düşen ses kaydında K.S. şu ifadeleri kullanmıştı: "Bizde bir devlet yapısı var, hiç bunların Osmanlı dönemindeki gibi ümmet sistemiyle alakası yok. Maalesef ordunun her 20-25 yılda bir siyasilerin elinde yozlaşan sistemi tekrar rayına oturtmak uğruna müdahalesiyle oluştu bunlar. Biz sıkı bir şekilde durup aydınlanma, ileriye gitme yönünde devlet sistemini ayakta tutmak için iç misyonumuzun da birinci öncelikli olarak görevimizin başında olduğumuzu hissettirmek durumundayız. Keşke Lüksemburg gibi, Almanya gibi etrafında sıkıntıları olmayan bir bölgede bulunsaydık da, ayrıca rönesans reform sürecini 5 asır geçip, birey olarak siyasî haklarımızı şoför de olsak, deniz subayı da olsak, profesör de olsak eşit kullanabilme olgunluğunda olsaydık da biz Silahlı Kuvvetler olarak sadece dış tehditlerle ilgilenseydik. Ama durum bu değil." Poyrazköy kazıları, oyunu bozdu 3 Şubat 2009: Kaynarca köyü Hocaoğlu mevkiinde işaretli bir ağacın altına gömülen termosun içinde 27 adet TNT kalıbı, 100 gram C-4 patlayıcı, 155 cm infilaklı fitil, üç adet elektrikli fünye bulundu. 29 Şubat: Savcılara gelen ihbar mektubunda, Poyrazköy'de bulunan mühimmatın Ergenekon tutuklusu emekli Albay Levent Göktaş'a ait olduğu iddia edildi. Göktaş'a bağlı olan ve emekli Binbaşı Levent Bektaş, Yarbay Ercan Kireçtepe, Binbaşı Emre Onat, Binbaşı Eren Günay, Yarbay Mustafa Turhan Ecevit'ten oluşan ekibin eylem hazırlığı yaptığı öne sürüldü. 21 Nisan: Bedrettin Dalan'a ait arazide kazı çalışmalarına başlandı. 15 adet dolu, yedi adet boş LAW silahı, 450 gr C-4 patlayıcı madde, 14 adet el bombası, 45 adet sis bombası, yedi adet hakem bombası, 23 adet işaret fişeği, beş adet bombalı bubi tuzağı, 38 metre saniyeli fitil, 30 metre infilak fitili, 24 adet fünye, üç adet gösteri bombası, 3.000 adet fişek bulundu. 24 Nisan: Emekli Binbaşı Levent Bektaş, Yarbay Ercan Kireçtepe ve Binbaşı Erme Onat tutuklandı. TSK, "Bizim toprağa gömülü silahımız yok." açıklamasını yaptı. 27 Nisan: Binbaşı Eren Günay gözaltına alındı. Devrimci Karargâh örgütüne yönelik operasyonun Poyrazköy'deki bombaların izi sürülerek düzenlendiği iddia edildi. 28 Nisan: Orgeneral İlker Başbuğ, LAW silahını 'boru' olarak niteledi. 29 Nisan: Kazılarda ortaya çıkan silahların kriminal incelemesi tamamlandı. Seri numaralarının silinmeye çalışıldığı belirlendi. 23 Mayıs: Bir TSK mensubu, savcılara ihbar mektubu gönderdi. Kurmay Albay A.T. liderliğinde Kıdemli Başçavuş H.C., Kıdemli Başçavuş S.D. ve Kıdemli Başçavuş F.A.'nın tutuklanan deniz subaylarıyla aynı hücre yapısında oldukları iddia edildi. 24 Mayıs: Albay Şafak Yürekli'nin İşçi Partisi, Albay Dora Sunguray'ın DHKP/C ile bağlantılı olduğu ileri sürüldü. Albay L.G.'nin evinde ÇYDD ile Ergenekon arasındaki ilişkilere dair belgeler bulundu. 27 Mayıs: Yarbay M. Turhan Ecevit, tutuklandı. 28 Mayıs: Kıdemli Başçavuş H.C. ile BTP Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Ağar arasındaki ilişkiyi deşifre eden belgeler tespit edildi. 4 Haziran: 5 ilde baskın yapıldı. Ergenekon'da 13. dalga olarak adlandırılan operasyonda, 11'i muvazzaf olmak üzere 16 subay gözaltına alındı. 7 Haziran: MKE, kazılarda ele geçen silahların TSK'ya ait olduğuna dair rapor verdi. 18 Temmuz: Gölcük Donanma Komutanlığı'nda görevli teğmenler gözaltına alındı. Teğmenlerin, dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Metin Ataç ve Donanma Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit'e suikast hazırlığında oldukları ileri sürüldü. Teğmenlerin evinde 500 gram patlayıcı ve ÇYDD'den burs alan kızların özel görüntüleri ortaya çıktı. 10 Kasım: Biri yarbay 3 muvazzaf asker tutuklandı. 17 Kasım: Yeni bilgiler ışığında 5 askerin ifadesi alındı.ZAMAN
20 Kasım 2009 07:39
DİĞER HABERLER