Avrupa'da uzun yıllardır siyaset sahnesinde olan Yeşiller Partisi, Türkiye'de de meydanlara inmeye hazırlanıyor. Partinin ilkeleri arasında ise doğaya uyum, iklim krizi ile mücadele, barış ve şiddetsizlik gibi başlıkların yer aldığı ifade edildi.
BBC Türkçe'den Berza Şimşek'in haberine göre Türkiye'de Yeşiller Partisi dün "Evimiz yanıyor! Bu yangını söndüreceğiz!" sloganıyla kuruldu.
"Dünya bugün yeni bir dönemin eşiğinde bulunuyor" denilen parti programında, "Hem yerel hem de küresel düzeyde mücadele eden, adil, eşitlikçi, çoğulcu ve özgürlükçü politikaları savunan bir Yeşiller Partisi'ne bugün her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var" deniyor.
Partinin eş sözcüleri Emine Özkan ve Koray Doğan Urbarlı, BBC Türkçe'ye partinin kurulma sürecini, ilkelerini ve hedeflerini anlattı.
110 kurucu üyenin olduğunu partinin ilkelerini, doğaya uyum, iklim krizi ile mücadele, barış ve şiddetsizlik, toplumsal cinsiyet eşitliği ve feminizm, küresel mücadele, yerel ve doğrudan demokrasi, sürdürülebilirlik, adil paylaşım, özgür yaşam ve çoğulculuk oluşturuyor.
"Evimiz yanıyor! Bu yangını söndüreceğiz!" sloganını seçmeleri konusunda Koray Doğan Urbarlı, "Buradaki ev bizim uzaydan baktığımızda gördüğümüz küçük mavi küre. İklim değişikliği sebebiyle bir yangın içerisinde. Fakat birden fazla anlamı olan bir slogan. Ekolojik, sosyal ve ekonomik krize birden yanıt verebilen ve bizim iddiamızı ortaya koyabilen bir slogan olduğu için seçtik" diyor ve bu krizleri şöyle açıklıyor:
"Ekolojik krizin etkisini gün be gün yaşıyoruz. Bir taraftan seller, bir taraftan kuraklıklar, bir taraftan eriyen buzullarla birlikte sular altında kalan adalar. İklim değişikliği artık iklim krizine dönüşmüş durumda.
"Sosyal kriz olarak da Türkiye'den başlarsak demokrasi sorunu var, adalet sorunu var. İnsanlar kendi fikirlerini ifade etmekten korkuyorlar. Büyük bir güven kaybı yaşanıyor. Dünyada da bu sorun yaşanıyor. Otoriterleşen devletler, aşırı sağın ve populist hareketlerin yükselişi ve bunlarla birlikte mültecilerin yaşadıkları kriz de sayılabilir.
"Ekonomik kriz de bizim günlük hayatta çok net bir şekilde gördüğümüz aslında geçinememe durumu, yani işsizlik."
'İnsan odaklı değil doğa odaklı yaklaşım'
Yeşiller Partisi'ne göre, mevcut ekolojik yıkımın sebebi insan merkezli bakış açısı. Bu bakış açısına göre ise "insan kendini doğanın sahibi olarak görüyor, doğal varlıkları sınır tanımadan sömürüyor, insan çıkarı dışında bir kaygı taşımayan ekonomik sistem de dünyanın sonunu hazırlıyor."
Parti, bu gidişatın değişmesi için "yeşil bir siyaset" ortaya koymak gerektiğini savunuyor. Bu nedenle parti politikalarını, "doğanın haklarını esas alan ve doğa ile uyumu gözeten bir şekilde tasarlanmayı" vaadediyor.
Emine Özkan, "Yeşiller Partisi olarak baktığımız yerden, biz insan merkezli bir yaklaşım yerine doğa merkezli bir yaklaşımı odağımıza alıyoruz. Belki de diğer partilerden en önemli farkımız bu" diyor.
Kanal İstanbul projesi, Karadeniz yaylalarını birleştirmeyi amaçlayan Yeşil Yol projesi ve Kaz Dağları'ndaki altın madenlerine "geçit verilmeyeceği" belirtilen parti programında, ekosistemlerin ve kentlerdeki yeşil alanların korunacağı kaydediliyor.
2050'ye kadar fosil yakıt kullanımının tamamen terk edilmesi; tarımsal, evsel ve endüstriyel su kullanımında tasarrufu amaçlayan su politikaları geliştirilmesi; tarımsal zehirlerin yasaklanması ve bunu sağlayabilmek için çiftçilere teşvik sağlanması; sürdürülebilir tarım politikalarıyla kaynak tüketiminin, toprağın verimsizleşmesinin ve çölleşmenin önüne geçilmesi de yine partinin belirlediği politikalar arasında.
Parti programında, yaban hayvanların ticaretinin yasaklanması ile denizlerde aşırı ve zamansız avlanmanın önüne geçilmesi de vadediliyor.