Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı Covid-19 kaynaklı can kaybı sayılarının gerçeği yansıtmadığını belirten SES Ankara Şubesi, yıl sonuna kadar 20 bin can kaybı yaşanacağı uyarısında bulundu.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şubesi, Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan can kaybı rakamlarına ilişkin "Uyarıyoruz! Süreç böyle giderse Covid kaynaklı ve ilişkili ölümler 20 bin sayısını bulacak" başlığıyla yazılı bir açıklama yayınladı.
Sağlık Bakanı'nın yaptığı açıklamalar ile amaçlarının vakaları ve can kayıplarını önlemek değil gizlemek olduğuna dikkat çekilen açıklamada, "Başta Sağlık Bakanlığının sağlık hizmetlerindeki icracı yanını unutarak sıradan vatandaş gibi pandemiden yakınmak ve her vurgusunda fiziksel mesafe, maske ve hijyen vurgusu dışına çıkamayan açıklamalarını kınıyor ve görevinin gereğini yerine getirilmesini istiyoruz. İdarecilerin gelinen noktadan sorumlu olduğunu bir kez daha vurguluyoruz" denildi.
'2020 YILININ İLK 8 AYINDA ENFEKSİYON KAYNAKLI 7 BİN 49 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ'
Türkiye'de 2017 yılında 425 bin 781 can kaybı gerçekleştiğini bu can kayıplarının 10 bin 145'ünün enfeksiyon hastalıkları kaynaklı olup 49 bin 855'inin solunum sistemi hastalıkları olduğu belirtilen açıklamada, "2018 yılında 426 bin 449 ölüm gerçekleşmiş bu ölümlerin 10 bin 853'ü enfeksiyon hastalıkları kaynaklı olup 52 bin 223'ü solunum sistemi hastalıklarıdır. 2019 yılında 435 bin 541 ölüm gerçekleşmiş bu ölümlerin 12 bin 95'i enfeksiyon hastalıkları kaynaklı olup 56 bin 391'i solunum sistemi hastalıklarıdır. Sağlık Bakanlığı yaptığı açıklamada ölüm sayısını 2020 ilk 8 ayı için 309 bin 632 olarak açıklamıştır. Bu açıklamadan yılsonu yaklaşık ölüm sayısının 465 bin civarında olacağı görülmektedir" ifadelerine yer verildi.
Sağlık Bakanı'nın Türkiye'deki can kaybı sayısındaki yıllık artışın yüzde 2 olduğunu açıkladığına dikkat çekilen açıklamada, daha önceki yılların can kaybı oranlarına dair şu bilgiler yer aldı: "2017-2018 yılı artışı yüzde 0,2'di, açıklamada son yılın artışının baz alınması 2019-2020 artışını gizleme amaçlıdır. Bakanın açıklamalarına göre ülkemizdeki 2020 yılında gerçekleşmesi muhtemel artışın 2019 yılı verilere göre 444 bin olması beklenmektedir. Yani 444 bin üzerinde gerçekleşen ölümlerin Covid kaynaklı ölümler olacağı sonucu çıkmaktadır. Açıklamalardan çıkan gerçek yılsonu itibariyle Covid ve kaynaklı ölümlerin 20 bin dolaylarında olacağıdır."
'SAĞLIK EMEKÇİLERİNE YÜZDE 30 CİVARINDA TEST YAPILIYOR'
Sürecin sonbaharın gelişiyle kaosu da getireceği belirtilen açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
"Sonbaharda gerçekleşecek yaygın solunum yolları rahatsızlıkları (yıllık ölüm sayısı 50 binin üzerinde, toplam ölümler içerisindeki payı yüzde 12'dir) Covid 19 salgını ile birlikte ölümlerin artmasında rol oynayacaktır. Bugün hastaneye başvuran ve belirti gösteren hastalara bile yaygın test ve nitelikli bir filyasyon yapılmaması Sağlık Bakanlığının sorumluluğundadır. Salgının başından beri ülkemizdeki sağlık emekçilerine yapılan test yüzde 30 civarındadır. Sağlık Bakanlığı başta sağlık emekçileri olmak üzere tarama testlerini yaygınlaştırmalıdır.
"Sağlık Bakanı yaptığı açıklamada pandeminin başından itibaren 29 bin 865 sağlık emekçisinin hastalığa yakalandığını ifade etmiştir. Bu verileri doğru kabul etsek dahi riskimiz ortaya çıkmaktadır. Toplam vaka içerisindeki sağlık emekçilerinin oranı yüzde 11'dir. Covid-19'un genel toplumda görülme oranı yüzde 0,3 iken sağlık emekçileri arasında görülme oranı yüzde 3'tür. Bu verilere rağmen Covid-19'un sağlık ve sosyal hizmet emekçileri açısından meslek hastalığı ve iş kazası olarak görülmemesi bizlere verilen değeri ve hukuksuzluğu ortaya koymaktadır.
"Ülkemizde 7.000 civarı birinci basamak (ASM, TSM, AÇSAP, İlçe Sağlık Müdürlükleri, İl Sağlık Müdürlükleri ve Entegre Hastane) sağlık tesisini ve binlerce sağlık çalışanını hesaplama dışında tuttuğumuzda, 1.525 yataklı tedavi kurumunda 1 milyona yakın sağlık emekçisi görev yapmaktadır. Bakanın açıkladığı veriler değerlendirildiğinde sadece yataklı tedavi kurumlarını baz aldığımızda emekçiler arasında pozitif emekçi oranı %3 olduğu yataklı tedavi kurumu başına düşen covid 19 pozitif sağlık emekçisi sayısı sadece 20 olduğu anlamına gelmektedir. Birinci basamakta görev yapan sağlık emekçileri ve birinci basamak sağlık tesisleri bu hesaplama eklendiğinde sayı daha da düşmektedir. Bu durum verilerin ne kadar gerçeği yansıttığını ortaya koymaktadır.
ANKARA'DA SON BİR AYDA 2 BİNE YAKIN SAĞLIKÇI FİLYASYONDA GÖREVLENDİRİLDİ
"Süreç emekçiler açısından her geçen gün daha da katlanılmaz uygulamaları beraberinde getirmektedir. Ankara merkez ve çevre ilçelerden sağlık emekçileri Şehir Hastanesi, Ankara EAH, Hacettepe Üniversitesi gibi Covid-19 servis ve yoğun bakım yatak sayılarının hızla arttığı hastanelerde görevlendirilmektedir. Ayrıca evde tedavileri ve takibi süren hastalardaki artış nedeniyle filyasyon kapsamında görevlendirmeler sürmektedir. İlimizde son bir ay içerisinde 2 bine yakın sağlık emekçisi bu şekilde görevlendirilmiştir. Küresel bir salgınla ulusal mücadele vurgusu yapılırken bile yazık ki görevlendirmeler şeffaflık, adalet ve liyakatten uzaktır.
"Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin hem toplum içerisinde hem de çalışma alanlarında artan riskler nedeniyle bundan sonraki süreçte daha da risk altında olacağı bir süreç olacaktır. Buna rağmen Sağlık Bakanlığı rutin tarama başta olmak üzere sağlık emekçilerinin taleplerine ve isteklerine cevap vermiş değildir. Sağlık emekçilerinin rutin tarama ve ekipman isteklerinde topu Bilim Kuruluna, ekonomik taleplerinin de topu Maliye Bakanlığına atan Sağlık Bakanı pandemi sözcülüğü ile yetinmektedir. Derhal sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin yaşamsal ve süreç içinde artarak devam eden sorunları çözülmelidir. SES Ankara Şube Yürütmesi olarak yetkililere bir kez daha işinizin halkın sağlığını korumak ve sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine güvenli çalışma alanları sağlamak olduğunu, vakaları ve ölümleri gizlemek ve duyurmak değil önlemek olduğunu hatırlatıyoruz."