Ankara Eczacı Odası Genel Sekreteri Ali Fuat Gül, ilaç krizinin giderek daha büyüdüğünü söyledi ve ekledi: “Şeker ilaçları, hipertansiyon ilaçları, çocuk öksürük şurupları, soğuk algınlığı ilaçları, antibiyotikler dahil hiçbiri şu an yok. En basit burun damlaları ve spreyleri de artık yoka girmeye başladı.”
Türk Eczacıları Birliği (TEB), 6 Kasım günü yaptığı yazılı açıklamada piyasada 645 kalem ilacın olmadığını belirtmiş ve halk sağlığının tehlikeye girdiği mesajını vermişti.
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ise iddiaları yalanlayarak şunları söylemişti: “Çalışmalarımızın sonucunda, söz konusu ilaçların ekseriyetinde, tedarik problemi tespit edilmemiştir. Dolayısıyla kur farkı nedeniyle, hastalarımızın kritik ilaçlara erişemediği yönündeki haberler gerçeği yansıtmamaktadır.”
Ankara Eczacı Odası Genel Sekreteri Gül şu anda en basit ilaçların bile tedarikinde problem yaşandığını dile getirdi.
Gül’ün değerlendirmeleri şöyle: “Sağlık Bakanlığı her sene şubat ayında ilaç fiyat kurunda bir düzenleme yapıyor. Geçen sene yapılan düzenlemede de avro kuru 4,57 üzerinden belirlenerek ilaç firmalarıyla anlaşma yapıldı, biz de ona göre ilaçlarımızın tedarikine başladık. Fakat şu anda avro kuru 11 lira civarında olduğu için ne yazık ki yurt dışından ilaçlar gelmiyor. Her sene şubatın üçüncü haftasında olan bu zam geçişinden dolayı ocak ayında, aralık ayında biz sıkıntı yaşamaya başlıyorduk. Ama ne yazık ki pandeminin de etkisiyle şu anda bu kriz ekim kasım aylarına kadar uzandı.
Biz Ankara Eczacı Odası olarak her zaman bu ilaç fiyat kararnamesindeki düzenlemenin ve ilaç kur farkının yılda bir kere değil, belirli periyotlarla yapılması taraftarıyız. Çünkü ne yazık ki ilaç firmaları ilaçları saklıyorlar, özellikle şubat ayının başlarında zam aldıktan sonra yok olan ilaçlar bir anda piyasaya çıkıyor.
Bunun en büyük sebeplerinden biri, dünyanın en büyük hammadde üreticisi olan Çin’in pandemiden dolayı tam açılmadığı için ne yazık ki hammadde sıkıntısı var. Hammadde sıkıntısı olduğu için bütün dünya genelinde üretimde de sıkıntı var. Daha önce Çin’den 5 bin dolara gelen bir konteynır, şu anda 25 bin dolara geliyor.
Özellikle bu son zamanda, örnek veriyorum satışlar aylık 10 bin kutuysa bunu 3 bin kutu, 2 bin kutu, bin kutu şeklinde giderek azaltarak yeni yıla elinde bir stokla girmek istiyor. Geçen yıl şubat ayının üçüncü haftasında yüzde 20 gibi bir zam oranı geçişi oldu. Yüzde 20 zam oranı geçişi tabii ki çok büyük bir rakam. 2020 yılında tüketilen ilaç miktarı 58 milyar lira. Bunu firmalara böldüğünüz zaman çok büyük bir rakam yapıyor. Ne yazık ki bunun tek sorumlusu ilaç firmaları.
Şu anda giderek bizim alanımız daralıyor. Türk toplumu bir ahi toplumudur. Biz hastalarımız, bizde olmayan ilaçlarda olan eczanelerimize yönlendiriyoruz. Birbirimizle iletişim kurarak hastanın ilaçtan mahrum olmaması için elimizden geleni yapıyoruz. Ama tabii ki top Sağlık Bakanlığı ve ilaç üreticilerinde.”