Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin (BMMSHS) denetim organı olan BM İnsan Hakları Komitesi, Türkiye’nin insan hakları karnesini masaya yatırdı. Komite, 12 yıllık aralarla yaptığı incelemeler kapsamında, Türkiye’deki işkence iddiaları, zorla kaybetme vakaları, avukatların ve mahkemelerin bağımsızlığı ile adil yargılama ihlallerini değerlendirdi.
BM 15 Temmus sonrası birçok kişiye işkence yapan Korgeneral (E) Zekai Aksakallı, Binbaşı (E) Barış Dedebağı, Albay(E) Ali Türkşen, MİT yerleşke sorumlusu Kemal Eskintan’ın ve polisler Elif Sümercan Tahir Darbazoğlu aralarında olduğu isimleri resmi internet sitesinde yayınlayarak duyurdu.
Türkiye’nin İnsan Hakları Karnesi
Türkiye’de yaşanan son 12 yıllık insan hakları ihlalleri, BM İnsan Hakları Komitesi’nin 142. oturumunda ele alındı ve komite, çalışmalarını 8 Kasım 2024’te tamamlayarak sonuç raporunu yazdı. Süreç, Türkiye’nin 3 Ağustos 2022 tarihinde Komite'ye sunduğu devlet raporu ile başladı. Ardından BM İnsan Hakları Komitesi, STK’lara çağrıda bulunarak ihlal raporlarını kendilerine iletmelerini istedi. Aslında BM bu soruşturmasını yaparken STK’lar bir nevi muhakkik gibi kullanıyor. Tabii STK’lardan alınan her bilgiyi incelemeden, gerekiyorsa revize yaptırmadan dikkate almıyor ve bu inceleme sürecinin takip edildiği resmî web ortamında yayınlamıyor.
STK Raporları ve İşkence İddiaları
Gazeteci Adem Yavuz Arslan’ın gündeme taşıdığı, işkenceci bazı isimlerin BM kayıtlarına girdiği ve resmi web ortamında yayınlandığı bilgisi, STK raporlarının önemini bir kez daha gözler önüne serdi. BM, kişilerle ilgili iddiaları kendi web ortamına taşırken masumiyet karinesini ihlal etmeme konusunda çok hassas davranıyor ve kişi bazlı suçlamaların yer aldığı raporları genelde geri çeviriyor. Ancak bazı isimlerle ilgili çok güçlü delillerin olması, bu kişilerin doğrudan isimleriyle yayınlanması sonucunu doğurdu. Bu kişilerin insanlığa karşı suç kapsamındaki eylemlerinin ilk defa BM gibi köklü ve güçlü bir uluslararası kuruluş tarafından tanınması onları BM işkence şüphelisi konumuna getiriyor.
İşkenceye Karışan İsimler
Bahse konu STK raporlarında, 15 Temmuz 2016’dan bu yana sistematik işkence merkezleri olarak tespit edilen çok sayıda gayri resmi gözaltı merkezinin mağdurlar tarafından belgelendiği belirtiliyor. Bu kapsamda Korgeneral Zekai Aksakallı’nın adı açıkça belirtilerek, Genelkurmay Karargâhı Atış Alanında ve Özel Kuvvetler Komutanlığı Oğulbey Kışlası’nda işkence yaptığı bilgisine ve buna ilişkin kamera görüntülerinin linkine yer veriliyor.
İlgili STK raporlarından alınan aşağıdaki kesitte; Binbaşı (E) Barış Dedebağı'nın Ankara Etimesgut'taki Tümen Komutanlığında, emekli Albay Ali Türkşen'in görev yaptığı Beykoz'daki Sualtı Taarruz ve Savunma Kışlası'nda işkence olayına karıştıkları isimleriyle birlikte açıkça ifade ediliyor. Ayrıca zorla kaybetmeler sonucunda işkence üssü haline dönüşen MİT çiftlik yerleşkesi ve yerleşkede sorumlu sıfatıyla bulunan Kemal Eskintan’ın adı ve soyadının ilk harfleri rapora girmiş oluyor.
Diğer İddialar
İlgili STK raporlarından alınan başka bir kesitte ise Orgeneral Akın Öztürk’ün işkence görüntülerinin devletin resmi haber ajansında (Anadolu Ajansı) hem de kendi logosu kullanılarak yayımlanmasının pervasızlığı gündeme getiriliyor. Ayrıca Orgeneral Akın Öztürk’ün teşhis ettiği isimlerden Elif Sümercan (E.S.) koduyla işkence şüphelisi olarak raporda geçiyor.
İşkenceye şahit olanlar anlattı
Hâkim Albay Dr. Cemil Çelik’in meşhur spor salonunda yaşadıklarına yer veren raporda, Çelik’in “T.D. adında bir adam oradaydı. 'Vatan hainleri, it oğlu itler, siz böylesiniz' diyordu. Hiçbir şey söylemeden insanlara vuruyordu. Tokat atarak yanıma geldi. Sol tarafımda Hâkim Albay Y.T.Ç. vardı. Onun yanına gelip boynuna, göbeğine, kafasına tokat atmaya başladı. “ anlatımına aynen yer veriliyor. Burada söz konusu işkenceleri yapan kişinin TATAR lakaplı Tahir Darbazoğlu adlı polis olduğu açıkça yer almış oluyor.
BM İnsan Hakları Komitesi’nin Türkiye’ye yönelik eleştirileri ve STK raporlarında yer alan işkence iddiaları, Türkiye’nin insan hakları karnesinin yeniden sorgulanmasına neden oldu. Komite’nin sonuç raporu, Türkiye’deki insan hakları ihlallerine yönelik önemli tespitler içeriyor ve uluslararası kamuoyunun dikkatini çekiyor.