The Guardian'ın yangınlar ve Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelesine ilişkin bir analiz haberinde, "Beton ve kâr bağımlısı bir hükümet, çok kötü durumdaki çevre sicilini tersine çevirebilir mi?" diye soruldu.

Marmaris’teki yangından etkilenenlerin görüşlerinin de yer aldığı haberde, Osmaniye’de evini ve restoranını kaybeden Muhammet Şahin’in ifadeleri dikkat çekti. Yapılması gereken çok fazla tadilat olduğunu belirten Şahin, “Kendim bitirmem gerekebilirdi ama elektrik ve su yoktu. Bu yüzden ayrılmak zorundaydık” dedi.

Pazarda yağ, peynir ve yoğurt satarak geçimini sağlayan Fatma Aydın ise, “Ne kadar hızlı yayıldığını anlamadık. Ekonomik olarak harap olduk. Umarım önümüzdeki yıl yeniden yaşanmaz. Çünkü yanacak bir şey kalmadı” ifadelerini kullandı.

Uluslararası kamuoyunda AKP iktidarıyla ilgili bugüne dek çok fazla konuda eleştiri yapıldığı belirtilen haberde, partinin yıkıcı ve onarması zor olan betona olan bağımlılığına çok dikkat çekilmediği vurgulandı. Türk ekonomisinin inşaat projelerine endekslendiği belirtildi.

Haberde, "Karadeniz bölgesinde nehir sistemlerini tahrip eden ve bu yılki sel felaketini alevlendirmekle suçlanan hidroelektrik santralleri inşa etmek için 2.4 milyar dolar (1,7 milyar sterlin) kullanıldı." denildi.

Oluşan çevre sorunlarının uzun süre gözardı edildiği vurgulanırken, bu yaz yaşananların ardından, nüfus artışı, çarpık kentleşme, sanayileşme ve iklim krizinin Ankara yönetiminin reddedemeyeceği boyutta sonuçları yol açtığı ifade edildi.

Haberde, "Büyük doğal göller kurudu, balık ve kuşları öldürdü ve İstanbul'un Marmara Denizi'nde yükselen sıcaklıklar, fitoplanktonların kontrol dışı büyümesiyle salınan 'deniz salyası' katmanları altında deniz yaşamının boğulmasına neden oldu" ifadeleri kullanıldı.