Türkiye İnsan Hakları Hesap Sorulabilirlik Projesi Türkiye’de bulunan bazı insan hakları ihlalcilerinin Birleşik Krallık’ın yaptırım listesine alınması amacıyla ilk başvurusunu Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlığı’na yaptı.
Türkiye İnsan Hakları Hesap Verilebilirlik Projesi (TUHRAP) Türkiye’de bulunan belirli bazı insan hakları ihlalcilerinin Birleşik Krallık’ın yaptırım listesine alınması amacıyla Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlığı’na ilk başvurusunu yaptı. Başvuru Birleşik Krallık’ın Magnitsky Yasası olan Küresel İnsan Hakları Yaptırımları Kuralları kapsamında Yaptırımlar ve Kara Para ile Mücadele Kanunu 2018 (Yaptırımlar Kanunu) uyarınca yapıldı.
Alanlarında ünlü iki İngiliz Avukat Kevin Dent QC ve Michael Polak tarafından hazırlanan başvuru Türkiye’de işlenen ve oldukça iyi belgelenmiş üç farklı işkence olayının delillerini ihtiva ediyor.
Başvuruya konu olaylar şu şekilde;
-Çok sayıda Kürt vatandaşın kaba dayak, cinsel saldırı ve elektrik verilme de dahil olmak üzere sistematik işkenceye tabi tutuldukları 2019 Halfeti gözaltıları;
-2016 yılında ölümünden sonra hakkındaki tüm suçlamalardan aklanmış olan bir öğretmenin gözaltında öldürülmesi;
-Kendisine fiziksel ve psikolojik saldırıda bulunanlarca bütün bunların sebebinin bazıları yüksek profilli müvekkillerinin itirafçı olmamaları ve sessiz kalmayı seçmeleri kendisine açıkça söylenen bir avukatın maruz kaldığı işkence.
Mevzubahis üç dosya da doktor raporları, barolar tarafından hazırlanmış raporlar ve sesli-görüntülü içerik ile destekleniyor.
TUHRAP Projesi Birleşik Krallık Küresel İnsan Hakları Yaptırımları Rejimi’nin Türkiye’de ciddi insan hakları ihlallerinde bulunanları caydırmak amacıyla kullanılmasını amaçlıyor.
Başvuru, Birleşik Krallık hükümetine, ‘’Küresel Britanya’’ vizyonunda altı çizildiği şekliyle kural esaslı bir uluslararası düzeninin savunuculuğunu yapma anlamındaki kararlılığını gösterme imkanı sunuyor. Benzer şekilde, Türk makamlarına da kendileri ile ciddi insan hakları ihlalcileri arasına mesafe koyma imkanı veriyor.
Küresel İnsan Hakları Yaptırımları Kuralları’nın Amaçlarından biri de yaptırımlar aracılığıyla olumlu değişiklik oluşturmadır. Türkiye zaten halihazırda yaptırımlar aracılığıyla değişim nasıl sağlanabileceğinin iyi bir örneğini sunuyor. Amerikan Magnitsky Kanunları’nın kullanımı, ABD hükümetince yaptırımların Türkiye İçişleri ve Adalet Bakanlarına uygulanmasını müteakip Amerikalı Rahip Andrew Brunson’un iki yıl cezaevinde kaldıktan sonra salıverilmesiyle gerçek ve ani bir değişiklik meydana getirmiştir.
Her ne kadar bu başvuru herhangi bir siyasi veya diplomatik kişiliği hedef olarak belirlememiş olsa da başvuru sahibi kurum olan The Arrested Lawyers Initiative (TALI) yaptırım kararlarının Türkiye’de gerçek ve sürdürülebilir bir iyileşmeye yol açacaklarını ummaktadır.
Birleşik Krallık hükümeti zaten halihazırda Yaptırımlar Kanunu’nu Rusya’dan Myanmar’a, Pakistan’dan Gambiya’ya belirli bazı kişiler hakkında uygulamış bulunuyor.
Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Dominic Raab bir beyanatında “yaptırımların insan hakları ihlalcilerine Birleşik Krallık’ın onlara bu fiillerinden dolayı hesap soracağı şeklinde çok açık bir mesaj verdiğini” belirtti.
AVUKATLAR KEVIN DENT QC VE MICHAEL POLAK’IN BEYANATLARI
Kevin Dent QC:
“Dışişleri Bakanlığı’nın ağır insan hakları ihlalleri konusunda caydırıcı olma amacına uygun şekilde başvurumuza pozitif şekilde yaklaşacağı umulmaktadır. Bu başvuru tarafsız ve adil bir biçimde uygulanması durumunda dünya çapında insan hakları ihlallerini caydırmak konusunda önemli bir rol oynayabilecek olan Birleşik Krallık’ın yeni yaptırım sisteminde rol üstlenmeyi amaçlamaktadır”.
Michael Polak:
“Başvurumuzu hazırlarken gözden geçirdiğimiz kanıtlar, Türkiye'deki polis karakollarında farklı geçmişlere sahip bireylere işkencenin uygulandığını göstermesi bakımından şok edici. Sadece işini yaptığı için bir avukata yöneltilen tehdit ve kötü muameleden, bütün bir köy halkının toplu olarak göz altına alınması ve elektrik verilmesi de dahil en aşağılayıcı muamelelerin uygulamasından ve bir öğretmenin 13 gün süren yoğun işkence sonrasında ölümünden de anlaşılacağı üzere, tutuklular üzerinde yetki kullanan kişiler bir hesap sorulamazlık ortamında faaliyet göstermektedirler. Ümit ederiz ki Dışişleri Bakanı Küresel İnsan Hakları Yaptırımları’nı bu hesap sorulamazlık ile mücadele için uygulayacak ve bu tür korkunç olayların devam etmesini engelleyecektir.”
<iframe width="560" height="315" src="https://www.youtube.com/embed/z7-dHHO7ppY" title="YouTube video player" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen></iframe>