Türk Lirası’nın hızlı değer kaybına neden olan ekonomik kriz, hem gelişmekte olan ülkelerin para birimlerini hem de bankacılık risklerinden ötürü Euro'yu son dönemlerin en düşük seviyelerine geriletti.
Türkiye ekonomisindeki kötü gidişat, uluslararası piyasalarda da etkisini gösteriyor. Güney Afrika para birimi Rand 2016 yılı ortalarından bu yana en düşük seviyelere inerken, Rus Rublesi de son 2-2,5 senenin en düşük değerine geriledi.
Hint Rupisi tarihinin en düşük seviyesini görürken, Endonezya'da Rupiah'ın yaklaşık üç yılın en düşük seviyesine inmesi üzerine merkez bankası müdahalede bulundu. Çin'de Yuan yüzde 0,5 puan değer kaybederken, bu son dört haftanın en sert günlük düşüşü oldu.
Avrupa'yı da vurdu
Türkiye'deki ekonomik durumun etkisi, gelişmekte olan piyasalarla sınırlı değildi. Türkiye'nin sürüklendiği krizin Avrupa bankalarına yönelik riski nedeniyle yaşanan endişeler, Euro'yu son bir yılın en düşük seviyelerine geriletti.
Türkiye’de bulunan iştirakleri dolayısıyla bu ülkede önemli işlem hacmine sahip Euro Bölgesi bankaları arasında yer alan İtalyan UniCredit, Fransız BNP Paribas ve İspanyol BBVA'nın hisse senetleri yüzde 2,6’ya varan oranlarda değer kaybetti.
"Birkaç ay içinde hissederler"
Türkiye’nin durumunun "küresel risk yarattığını" belirten ADS Securities şirketinin finans piyasası uzmanı Konstantinos Anthis, "Türkiye’nin dünyanın geri kalanıyla kısıtlı bağları olmasına karşın, krizin Türk bankaları üzerinden Avrupa'ya yayılması ana endişelerden biri" ifadesini kullandı.
İngiltere merkezli ekonomik araştırma kurumu olan The Economist Intelligence Unit'in Türkiye uzmanı Agathe Demarais de Türk Lirası'ndaki değer kaybının diğer ülke ekonomilerine etkisini değerlendirdi. "Şu ana kadar liranın çakılmasının Avrupa'ya ve dünyanın geri kalanına etkisi sınırlı oldu" diyen Demarais, "Ancak Türkiye ile güçlü bağları olan Batılı bankalar birkaç ay içinde Türk şirketlerin döviz cinsinden borçlarını ödemede zorlanmasıyla krizin etkisini hissedecektir" dedi. Demarais, Lira'daki aşırı değer kaybının yabancı bankalara olan borçları bu yılın başından beri iki katına çıkardığını sözlerine ekledi.
Merkez Bankası'nın açıkladığı tedbirler
TL'nin önlenemeyen değer kaybı üzerine Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, ticari bankaların likidite darboğazına girmesinin önleneceğini ve finans piyasalarının yakından takip edilerek, gerekli önlemlerin alınacağını duyurmuştu. Merkez Bankası finans piyasasına 10 milyar Lira, 6 milyar Dolar ve 3 milyar dolarlık da altın sürülebilmesi için mevduat munzam karşılıklarını düşürdü. Ayrıca Lira rezervinin korunabilmesi amacıyla Dolar'ın yanında Euro'nun da kullanılabileceği açıklandı. Merkez Bankası'nın açıklaması Türk Lirası'nın düşüşünü geçici olarak yavaşlatabildi.
IMF önerisi
Alman Ekonomik Araştırma Enstitüsü ifo'nun Başkanı Clemens Fuest Türkiye'ye Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) yardım istemesini önerdi. Fuest, Handelsblatt gazetesi için kaleme aldığı makalede Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik durumun büyük endişe kaynağı olduğunu dile getirdi. Clemens Fuest hafta başında yürürlüğe giren Amerikan yaptırımlarının bardağı taşıran son damla olduğunu kaydetti. IMF yardımları ekonomi politikalarının değiştirilmesi şartına bağlı olduğundan, Türk hükümeti şu ana kadar yardım istemeye yanaşmadı.
Türk Lirası, Dolar karşısında yıl başından bu yana yüzde 40 oranında değer kaybetti. Lira üzerindeki baskının artmasında başkanlık sistemine geçişten sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ekonomi ve para politikalarına daha fazla müdahale etmesinden duyulan endişeler ve ABD ile Türkiye arasındaki siyasi gerginlik önemli rol oynuyor. Her fırsatta yüksek faiz oranlarına karşı olduğunu söyleyen ve Merkez Bankası üzerinde daha fazla söz sahibi olmak isteyen Erdoğan, bankaların ucuz krediyle ekonomik büyümeyi teşvik etmesinden yana. Ekonomistler ise Lira'nın değer kaybetmesinin ancak faizleri arttırmak suretiyle önlenebileceğini belirtiyor.