Türkiye-Suriye Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi (YDSK) 2. Bakanlar toplantısı Suriye'nin Lazkiye kentinde gerçekleştirildi.
Türki heyeti başkanı Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile birlikte İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın da aralarında bulunduğu 12 bakanın katıldığı toplantının ardından ortak bir basın toplantısı düzenlendi.
Toplantıda konuşan Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nu soru-cevap bölümünde ilk olarak İsrail ile ilgili bir soru yöneltildi. Ancak Davutoğlu, El Cezire muhabiri tarafından yöneltilen bu soruya karşı bu meselenin, Suriye ve Türkiye arasındaki yoğun işbirliği alanın işgal etmemesi gerektiğini söyledi. Davutoğlu, "Bugün ortak konularımızı konuşalım ortak ufkumuzu konuşalım, Başka hiçbir konu bizim ufkumuzu daraltmasın, gölge etmesi. Suriye ve Türkiye arasındaki ilişkilere odaklanalım. O konuda o kadar çok konuştuk ki; gelin hep beraber bu pozitif gündemleri konuşalım" dedi. Davutoğlu'nun bu cevabı salonda bulunanlar tarafından alkışlandı.
KOMŞU ÜLKELERLE İŞBİRLİĞİ ALANINDA ATILACAK HER ADIM TERÖRE ALAN BIRAKMAYACAK
Terörle mücadele alanında iki ülkenin yürüttüğü işbirliğine ilişkin bir soru üzerine Suriye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Asistanı ve Suriye heyeti başkanı Hasan Türkmeni, "Terörle mücadelede işbirliği alanında ortak bir arzu ve irade var. Güvenlik alanında işbirliğinin daha zenginleştirilmesi konusunda da çalışmalar sürüyor. İşbirliği giderek geliştiriliyor. Savunma bakanları bu konuyu ele almışlardır." dedi.
Davutoğlu ise bu soruya cevaben,
"Gördüğünüz gibi bölgeye dönük iki vizyon var. Birincisi bizim bugün gerçekleştirdiğimiz gibi işbirliği konseyleriyle ve benzer mekanizmalarla bölgede refahı, barışı ve istikrarı koruma misyonu. Diğeri de bölgede çatışmayı, gerilimi ve ihtilafları körükleyecek şekilde ülkeler arasında veya terörü kullanarak bölgeye huzursuzluk yayma misyonu. Birinci vizyonu geliştirmeye yönelik atılacak her adım diğer vizyonu daraltıyor. Biz komşu ülkelerle attığımız her olumlu adım, bölgede çatışmaya özellikle teröre alan kalmayacak. Onun için biz bir taraftan bu çalışmaları yoğunlaştırıyoruz, bir anlamda pozitif gündemi artırıyoruz. Diğer taraftan da önleyici bir tedbir olarak teröre karşı alınacak tedbirler konusunda tam bir işbirliği halinde çalışıyoruz. Türkiye ve Suriye'nin vizyonları her iki alanda da örtüşüyor. Birincisinde ne kadar başarı sağlıyorsak ikincisinde de o derecede yoğun bir işbirliği var." şeklinde konuştu.
GÜMRÜK KAPILARI DUVAR OLMAKTAN ÇIKACAK, EVDEN EVE AÇILAN KAPI KADAR KOLAY OLACAK
Suriye ve Türkiye arasında bugünkü toplantılarda varılan anlaşmalar hakkına bilgi veren Davutoğlu, gümrüklerin işlemesine ilişkin Lazkiye'de çok güzel gelişmeler yaşandığını söyledi. Serbest ticaret alanı kurulması konusunda ve Kalkınma Bakanlıkları arasında bölgedeki bütün illeri kapsayacak şekilde ortak vilayet toplantıları gerçekleştirme kararı alındığını aktardı. Bakan Davutoğlu, ulaştırma konusunda demir yollarının ıslah edilmesi ve Gaziantep ile Halep arasında hızlı tren kurulması gibi çok büyük projelerin görüşüldüğünü kaydetti. Davutoğlu, sınır köylerinin tamamen bütünleşmesini istediklerini belirterek, "Bu şehirler bu insanlar tarih boyunca bir arada yaşadılar, bundan sonra da bir arada yaşayacaklar. Gümrük kapıları duvar olmaktan çıkacak, gerçek anlamda evden eve açılan kapı kadar rahat olacak." ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, Suriye ile Türkiye arasındaki ilişkilerin "sadece AK Parti'nin bir siyaseti mi olduğu, Türk devletinin de aynı felsefeye sahip olup olmadığı" konusunda bir soru üzerine de AK Parti hükümetini Suriye ile yürüttüğü ortak siyasetin aynı zamanda Türkiye devletinin de siyasi iradesi olduğunu söyledi. Davutoğlu, "İnşallah önümüzdeki dönemde Ak Parti hükümet olmaya devam edecek. Ondan şüpheniz olmasın. Ama zaten Türkiye'de Suriye ilişkileri konusunda çok güçlü bir mutabakat var. Muhalefet partileri de dahil olmak üzere herkes gelişen bu ilişkilerden memnuniyet ifade ediyor. Bu ilişkiler kalıcı ve tarihi ilişkilerdir. AK Parti'nin güçlü iradesi bu tarihin normalleşmesini sağlamıştır. Bundan sonra kimse tarihini geriye akışına izin vermez. Tarih normal mecrasına oturmuştur." dedi.