Senem Yazıcı - İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı'nın (İKSEV) 10 yıllık çalışma ve hazırlık döneminin ardından bu yıl hizmete açtığı, Türkiye'nin ilk müzik müzesi olan MÜZİKSEV, İzmir'in yanı sıra Türkiye'nin farklı yerlerinden gelen bağışlarla arşivini güçlendiriyor.
AA muhabirine bilgi veren MÜZİKSEV yetkilisi Sirel Ekşi, müzenin 10 yıllık sürecin sonunda İzmir'in kent kültürü geçmişinin simgelerinden biri olan Atatürk Caddesi'nde restore edilen güzel bir ''Alsancak Evi''nde hizmet vermeye başladığını kaydetti.
Müzede çalgıların sergilendiği bölümün yanı sıra tüm çalgıların seslerinin ve her türden müziğin dinlenebileceği müzik arşivinin bulunduğu ses odasının yer aldığını ifade eden Ekşi, ayrıca müzikseverlerin ve müzik icra edenlerin nota kütüphanesinden de yararlanabildiklerini söyledi.
Ekşi, çocuklara ve gençlere özel önem verdiklerini, okullar için turlar düzenlendiğini, öğrencilerin farklı müzik aletlerini tanıdıklarını, yapım ve onarım atölyesinde çalgıların yapımı hakkında bilgi aldıklarını belirterek, ''Müzemizin adı MÜZİKSEV, hangi türden olursa olsun, müziğin sevilmesi, benimsenmesi, korunması ve bu bilincin yaygınlaşması için çalışıyoruz'' dedi.
Farklı sazların tanıtıldığı konserler, söyleşiler ve çeşitli müzik etkinliklerine evsahipliği yapan küçük bir salonu da bünyesinde barındıran MÜZİKSEV'in ses arşivinin başında ise İzmir Avrupa Caz Festivali'nin de danışmanlığını üstlenen İtalyan caz tarihçisi, müzik yazarı Francesco Martinelli bulunuyor.
-BAĞIŞLARLA GÜÇLENEN MÜZE-
MÜZİKSEV'in ses arşivinin temelini, İzmirli Muşkara ailesi fertlerinden Celasun Muşkara'nın bağışladığı aile koleksiyonu oluşturuyor. Arşiv, İzmir'den ve şehir dışından müzeye gönderilen taş plaklar ve kişisel koleksiyonlarla zenginleşiyor.
MÜZİKSEV'in en çok ilgi çeken bölümlerinin başında gelen çalgılar sergisinde ise koleksiyoner Güner Özkan'ın 200'den fazla çalgıdan oluşan bağışı önemli yer tutuyor.
AA muhabirine açıklamalarda bulunan Özkan, 2007 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı İzmir Devlet Klasik Türk Müziği Korosu Müdürlüğünden emekli olana kadar Türkiye'nin farklı illerinde görev yaptığını, 40 yıl boyunca çoğunluğu Orta Asya geleneksel Türk sazları olmak üzere, farklı türlerde sazlar, çalgılar biriktirdiğini söyledi.
Özkan, bir iki çalgıyla başlayan hobisinin giderek büyüdüğünü, müzik aletleri yapan kişilerle bir araya geldiğini, farklı yerlerden topladığı icra edilemez durumdaki müzik aletlerini tamir ettiğini, tamir ettirdiğini, Helenistik dönemde kullanılan, bugün örneği olmayan lir gibi çalgıları da fresk ve kabartmalardan model ve ölçü çıkartarak yaptırdığını kaydetti.
İzmir'de bir müzik müzesi kurulması fikrinin kendini çok heyecanlandırdığını, yıllardır biriktirdiği 200'den fazla çalgıdan oluşan koleksiyonunu hiçbir şart olmaksızın MÜZİKSEV'e bağışladığını ifade eden Özkan, şöyle konuştu:
''40 yıldır biriktirdiğim koleksiyonumu bağışladım, arkadaşlarımdan ayrıldığım için üzgünüm ama onları gün ışığına çıkarıp insanlarla paylaştığım için de mutluyum, iki duyguyu birden yaşıyorum. 200 arkadaşımdan birden ayrılmanın burukluğunu, huzursuzluğunu hissettim. Öte yandan sandıklara hapsettiğim çalgıların da ışıklar altında, çok iyi korunan vaziyete gelmesinden mutlu oluyorum, sık sık gelip çalgıları ziyaret ediyorum, onlarla konuşuyorum. Onlar da bana burada mutlu olduklarını söylüyorlar.''
(SY-BAH-BŞK-SA)09.09.2011 12:04:56