Brüksel’in Rusya’dan yapılan doğal gaz ithalatını 2027’ye kadar tamamen bitirme planı, Türkiye’nin yeni düzenlemeye uymayacağını açıklamasıyla riske girdi. Ankara’nın tavrı, Rus gazının “arka kapıdan” AB’ye girmeye devam etmesi için bir boşluk oluşturabileceği uyarılarını beraberinde getirdi.
Politico’da yer alan habere göre, AB Komisyonu, haziran ayında kalan Rus gazı ithalatını kademeli olarak yasaklamayı öngören bir teklif sundu. Buna göre kısa vadeli sözleşmeler bu yıl içinde, uzun vadeli kontratlar ise 2027’ye kadar sona erdirilecek. Düzenleme, enerji ithalatının kaynağını izlemek için şirketlerden tedarik sözleşmeleri de dahil olmak üzere tüm bilgilerin paylaşılmasını talep ediyor. Ancak gazın kökenini belirlemek teknik olarak zor; nereden geldiği test edilemiyor ve yakıt genellikle birkaç aracıdan geçiyor.
Ankara: Yalnızca BM yaptırımlarına uyarızTürkiye Dışişleri Bakanlığı, Politico’ya yaptığı açıklamada “AB, Rus gazı ithalatını tamamen yasaklama kararı alsa da, Türkiye tek taraflı yaptırımların ekonomileri bozma ve enerji güvenliğini tehlikeye atma riski taşıdığı görüşünde. Türkiye yalnızca BM Güvenlik Konseyi yaptırımlarını uygular” ifadelerini kullandı.
Uzmanlar, Ankara’nın iş birliğine yanaşmamasının AB’nin planını zorlaştırabileceğini belirtiyor. Yeşiller Avrupa Parlamentosu üyesi Ville Niinistö, Türkiye’nin Rus gazı için giderek daha önemli bir transit ülke ve potansiyel merkez haline geldiğini vurgulayarak, AB’nin izlemenin zor olduğu iki bağlantı noktasına dikkat çekti: Bulgaristan sınırındaki Strandzha-Malkoclar ve Yunanistan sınırındaki Kipi.
‘Yüksek riskli’ giriş noktaları2023’te imzalanan karmaşık bir anlaşmayla, Bulgar devlet şirketi Bulgargaz, Türkiye’deki LNG terminallerine sevkiyat yaptırabiliyor. Burada gaz, devlet şirketi Botaş’a teslim ediliyor ve daha sonra AB sınırında Bulgargaz’a geri veriliyor. Ancak bu süreçte gazın karışıp karışmadığı bilinmiyor. Uzmanlara göre, Moskova’nın gazı bu yolla AB’ye girebilir.
Geçen yıl AB, bu iki bağlantı üzerinden 1,9 milyar metreküp gaz aldı; bu miktarın 5,4 milyar metreküpe çıkabileceği hesaplanıyor. Bu, Rusya’nın savaş öncesi AB’ye sattığı 150 milyar metreküpün küçük bir kısmı olsa da, geçen yılki toplam boru hattı ithalatının beşte birine denk geliyor.
Siyasi gerilim ve pazarlık kartıTürkiye, enerji alanında AB ile iş birliğine “istekli” olduğunu, bunun için Brüksel’in de Ankara ile diyaloğa açık olması gerektiğini belirtiyor. Ancak enerji analisti Aura Sabadu?, Türkiye’nin gümrük belgelerinde oynama yaparak Rus petrolünü AB’ye sattığı iddialarına atıfla, gazda da benzer bir risk bulunduğunu vurguluyor. AB’nin Türkiye üzerinde doğrudan denetim yetkisi bulunmadığından, Brüksel’in verileri bağımsız olarak doğrulaması mümkün değil.
AB, Ukrayna savaşından bu yana Rusya’dan petrol ve kömür alımını durdurdu, gaz ithalatını da üçte iki oranında azalttı. Ancak kalan akışın kesilmesi için transit ülkelerle iş birliği hayati. Türkiye’nin mevcut tutumu, 2027 sonrası için bile Rus gazının Avrupa’ya ulaşabileceği endişesini canlı tutuyor.
Öte yandan, ABD Başkanı Donald Trump, Rusya’dan petrol almaya devam eden ülkelere ikincil yaptırımlar uygulayacağını söylemiş ve Hindistan’a yönelik gümrük vergilerini yüzde 50’ye çıkardı. Hindistan dışında, Çin ve Türkiye Rus petrolünün en büyük alıcıları olarak dikkat çekiyor. Bu nedenle, önümüzdeki günlerde Trump ve Putin arasında yapılacak görüşmenin Ankara’nın enerji politikalarını ve ekonomisini etkileyecek gibi gözüküyor.