Türkiyenin tıbbi cihaz sektöründe hedefi büyük
-Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkan Yardımcısı Dr. Şimşek:
-350 milyon dolarlık tıbbi cihaz ihracatımızı, ülkemizin 2023
vizyonu kapsamında ilk hedefte 10 yıl sonra 5 milyar dolar, da
ADANA (A.A) - Ali Güreli - Türkiyenin tıbbi cihaz ihracatının
10 yıl sonra 5 milyar dolar, sonraki 10 yılda 30 milyar dolara çıkarılmasının
hedeflendiği bildirildi.
Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkan Yardımcısı Dr.
Ercan Şimşek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tıbbi cihaz konusunun önemi
dikkate alınarak, Sağlık Bakanı Recep Akdağın talimatıyla, bakanlık bünyesinde
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun kurulduğunu belirtti.
Günlük hayatta kullanılan gözlükler, doğum kontrol yöntemi olarak kullanılan
kondomlar ve bazı diş macunları gibi ürünlerin tıbbi cihaz sınıfında
değerlendirilebileceğini ifade eden Şimşek, dünyadaki tıbbi cihaz sektörünün 300
milyar dolarlık sektör olduğuna dikkati çekti.
Bu sektörde Türkiyenin yıllık harcamasının 3,5 milyar dolar civarında
olduğunu belirten Şimşek, şöyle konuştu:
Ülkemiz adına üzücü olan, biz bu 3,5 milyar dolarlık tıbbı cihaz
ürünlerinin neredeyse yüzde 90ını ithal etmekteyiz. İthal edilen bu ürünler
dünya standartlarında ürünler. Tomografi ve MR gibi aklınıza gelebilecek tüm
tıbbi cihazlarda ABDde, Almanyada ve dünyanın gelişmiş diğer ülkelerinde hangi
tıbbi cihazlar varsa, Sağlık Bakanlığı olarak, özel sektördeki temsilciler ve
sağlık hizmeti sunan kurumlar bunları Türk halkının hizmetine sunuyorlar. Tıbbi
cihazlar, sağlık sektörü çalışanlarının verdiği emek ve kullanılan ilaçlar kadar
önemli ve kıymetli ürünler. Ve bu ürünlerin tedavi aşamasında son derece güvenli
ortamlarda ve güvenli bir şekilde uygulanması gerekir.
-Sektöre daha fazla teşvik-
Şimşek, son 1 yıldır dünyada bu alandaki gelişmeler çerçevesinde tıbbi cihaz
sektörünün maddi açıdan desteklenmesi noktasında hükümetin ciddi teşvikler
verdiğini söyledi.
Sağlık Bakanlığının yanı sıra Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile
Ekonomi Bakanlığının gelecek yıllarda Türkiyedeki tıbbi cihaz sektörünün
istenilen seviyeye gelmesi için daha fazla destek olacağını açıklayan Şimşek,
Bu hedeflere ulaşabilmemiz için sektöre yön veren ciddi yasal düzenlemeler
yapıyoruz. Bu konudaki çalışmalar sürüyor. Türkiyenin tıbbi cihaz sektöründe
kendi ihtiyaçlarını karşılayan bir ülke konumuna gelmesi, 10 yıl sonra dünya
pazarında pay sahibi olabilmesi ve sonrasında ihracatımızı dünyanın önde gelen
ülkeleriyle yarışır bir pozisyona getirmek istiyoruz dedi.
-Türk şirketlerin büyümeye ihtiyacı var
Tıbbi cihaz üretiminde ham maddenin ötesinde ciddi bir kurum ve bilgi
birikimi gerektiğini, bu alandaki araştırma ve geliştirme merkezlerinin güçlü
olmasının önem taşıdığını dile getiren Şimşek, şunları kaydetti:
Ülkemizdeki tıbbi cihaz üreticilerinin önemli bir kısmı KOBİ seviyesinde.
Şirketlerin büyümeye ve Ar-Ge desteklerine ihtiyaçları var. Ülkemizdeki
üniversitelerde ve yurt dışında eğitim alan onlarca mühendisimiz bunu yapabilecek
tecrübeye ve bilgiye sahip. Bu bilgiyi nereden alabileceğini bilecek olan genç
potansiyelimiz var. 350 milyon dolarlık tıbbi cihaz ihracatımızı, ülkemizin 2023
vizyonu kapsamında ilk hedefte 10 yıl sonra 5 milyar dolar seviyesine, daha
sonraki 10 yılda da 30 milyar dolar seviyesine çıkarmayı planlıyoruz. Sektörün bu
hedeflere ulaşması konusunda üzerimize düşen görevi yapmaya çalışıyor, bir tıbbi
cihazın üzerindeki düğme için bile yurt dışına bağımlı olmamak için
akademisyenlerimizle çeşitli projeler üzerinde çalışmalar yapıp bunu sektörümüzle
paylaşıyoruz.
-Savunma sanayi ile işbirliği-
Şimşek, tıbbi cihaz üretimine ilişkin olarak savunma sanayinde hizmet veren
ASELSAN, HAVELSAN ve diğer özel kuruluşlarla işbirliği yaptıklarını da bildirdi.
Bu kuruluşların üretim tesislerinde hangi tıbbi cihazın üretilebileceğinin
çalışmasının yapıldığını söyleyen Şimşek, Umut ediyoruz ki, bir kaç yıl sonra
Türkiyede de yapılamayacağını düşündüğümüz bazı tıbbi cihazların üretimini,
offset denilen finansman metoduyla göreceğiz. Bu offset unsuru, gerekirse
yurt dışından da bir üreticinin Türkiyede yatırım yapması ve bizim insan
kaynaklarımızın eğitimlerini de kapsayan geniş bir ihale metodudur. Bu yöntemle
birkaç yıl sonra bilgi birikimimiz artacağından dolayı, çok farklı alanlarda
özellikle Afrika ülkeleri, Türk Cumhuriyetleri ve Orta Doğuda ciddi pazar sahibi
olacağımızı düşünüyoruz diye konuştu.
Yayıncı: Tevfik Işık