'Türkiye’ye vurulacak en büyük darbedir'

'Türkiye’ye vurulacak en büyük darbedir'
AKP hükümetinin Anadolu insanının binbir fedakârlığıyla kurduğu Türk okullarını kapatma çabasına tepkiler dinmiyor.

Ünlü sinema sanatçısı Bulut Aras da bu okulların kapanmasının Türkiye Cumhuriyeti’ne vurulabilecek en büyük darbe olacağını söyledi.

Bulut Aras, Türk okullarını bizzat gidip görenlerden. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın düzenlediği bir program kapsamında Rusya’nın başkenti Moskova’ya gittiğini belirten Aras, “Moskova’da açılmış bir Türk okulunun mezuniyet törenine katılmak için oradaydık.” diyor. Daha Moskova’ya adımını atar atmaz heyecanlandığını kaydederek, duygularını şöyle dile getiriyor: “Öncelikle şunu belirtmeliyim. İlk heyecanı havalimanında yaşadık. Havalimanında hem de Moskova’da 20-25 kişilik bir öğrenci grubu ellerinde Türk bayrakları ve İstiklâl Marşı’yla hoş geldiniz diyerek karşıladılar bizi. Ben ülkücü gelenekten gelen birisiyim, yıllarca bize Turan’dan bahsedildi. Bu manzarayı gördükten sonra daha ne anlatayım? Sonra biz yıllar yılı Rusya’yı düşman bellemiştik. Düşman bellediğiniz bir ülkede savaşın değil barışın diliyle, sevginin diliyle neler yapıldığını görünce çok etkilendik. Bunu savaşla elde edemezsin, dikkat edin, Rusya’dan bahsediyorum.”

Aras, mezuniyet töreninde de duygu dolu anlar yaşamış. “Bizlerden de Ruslardan da çok kişi konuştu ama bir Rus annenin konuşması vardı ki aslında her şeyi özetledi.” diyen Aras, o anı şöyle anlatıyor: “Onu dinlerken hem çok sevinip gururlanmış hem de çok üzülmüştüm. Rus kadın dedi ki: “Benim iki evladım var. Büyük oğlum liseden mezun oldu gitti. Şimdi sizin okullarınız açıldı ve ben küçük oğlumu bu okula verdim ve şimdi mezun oluyor. Burada aldığı eğitimle bana ilk kez ana olduğumu hissettiren bu oğlum sayesinde evlat sevgisini yaşadım. İlk kez bir evladım olmasından gurur duyuyorum. Büyük oğlumu tam olarak çocuğum gibi hissedemedim, ona da anası gibi davranamadım, keşke o çocuğumu da bu okullar gibi bir okulda okutabilseydim. O evladımı kaybettim ama bu evladımı kazandım. Bunun için hem çok üzgünüm hem de çok mutluyum. Bu annenin konuşmasını gözlerimiz dolu dolu dinlemiştik.”

Bulut Aras, Moskova’daki ziyaretinin ardından birkaç ülkede daha okulları gezme fırsatı bulduğunu ifade ediyor. Her okulda aynı samimiyeti gördüğüne dikkat çekerek, “Çocuklar gözlerimizin içine sevgiyle bakıp, sanki bir şey isteyin de sizin için yapalım der gibi bakıyorlardı... Her okulda bayrağımız dalgalanıyordu, Atatürk’ümüz vardı, İstiklâl Marş’ımız okunuyordu.” diye konuşuyor. Ardından bir okulun anı defterine yazdığı şu duayı aktarıyor: “Ya Rabbi, bu kemter kuluna nasip eder misin bilemiyorum ama eğer bana cennetini nasip edersen, Sen şahidim ol ve sana söz veriyorum, bu hizmetlerde emeği geçen en son kardeşim de cennetine girmeden o kapıda bekleyeceğim ve cennete girmeyeceğim!’’

Ünlü oyuncu, sözlerini şu uyarıyla tamamlıyor: “Bu okulların kapanması Türkiye Cumhuriyeti’ne vurulabilecek en büyük darbe olur!”

Bu çaba intikam anlayışının sonucu, AKP haddini aştı

MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri: Okul kapatılması aklı selim davranış olmayacaktır. Bunlar özel kurumlardır, teşebbüs hakkı vardır. Bu çaba, intikam anlayışının bir sonucudur. Hükümetin haddini aştığını ve yanlış yaptığını düşünüyorum. Bu, Türkiye’nin aleyhine olacaktır. Kürtçeyi ezberlese, Abdullah Öcalan’ın posteriyle gelse herhalde hükümette çok daha hüsnü kabul görür. Bu hükümetin Türkçe’ye, ‘Türküm, doğruyum, çalışkanım diyene karşı bir alerjisi var. Kamuoyuna çok açık şekilde bu okulların zararlı, tehlikeli, ülkeye ve millete zarar verici olduklarını kanıtlamaları gerekir ki bu adımlarda bir meşruiyet zemini oluşturabilsinler. Bunları yapmıyorlar. Hükümet yanlış yapıyor.

Hangi ülke, adını taşıyan okulları kapatmak ister?

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici: Türk okullarının hükümet tarafından kapatılma girişimi kabul edilemez. Dünyanın hiçbir coğrafyasında ya da kıtasında bir ülke yoktur ki, kendi adını taşıyan okulları kapatsın. Bu olabilecek bir şey değil. Önce okulları her şeyden ayrı tutmak gerekir. Onlar hem eğitim kurumu hem de o okullar kapansın diye yazı gönderenler o okulların birkaç ay önce fahri elçileri olmuşlardır. Türk okulları özellikle Türkiye’nin yurtdışında tanıtılmasında çok etkili oldu. Son süreçte bu okulların kapatılmasına yönelik adımları çok yanlış buluyorum.

DYP’li eski Bakan Esat Kıratlıoğlu: Uzun müddet Avrupa Konseyi üyeliği yaptım. Türkiye’yi temsil ettim. O zaman Abdullah Gül de milletvekiliydi, Avrupa Konseyi toplantıları için beraber çok sık dış ülkelere gidiyorduk. Oralara gittiğimiz zaman Türk okullarını da ziyaret ederdik. Türk okullarında gördüğümüz;  Türk dilinin ve kültürünün öğretildiğiydi. Hiçbir zaman ne Türkiye Cumhuriyeti’nin ne Atatürk’ün aleyhine bir çalışma görmedik. Dünyanın her yerinde büyük bir organizasyonla yönetiliyor okullar. Böyle bir gücün Türkiye eli ile oluşması ancak bizi gururlandırır. Türk okullarının kapatılmasının düşünülmesi bile fevkalade yanlıştır. Başbakan’ın kendi ifadesi ile paralel devlet diye bir terim ortaya koydu. Bu paralel devletin kendisine, hükümete, devlete darbe yapacağı düşüncesi ile bu okulların üzerine gidiyor, Fethullah Gülen Hocaefendi’nin üzerine gidiyor, Cemaat’in üzerine gidiyor. ‘Paralel’ dediği Hocaefendi’nin devleti yıkma gibi bir düşüncesi varsa 12 yıldır neredeydin? Böyle bir düşünce tarzı ile okulların kapatılması yoluna gidilmesi Türk milletine yapılacak en büyük kötülüktür.

MHP Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen: Türk okullarını kapatma girişimini yanlış buluyorum. Hükümetin 12 yıldır birlikte hareket ettiği bir Cemaat’e karşı yürüttüğü katliam politikası yanlıştır. Düne kadar her türlü desteği veren hükümetin şimdi tavır değişikliğini sorgulamak gerekir. Altındaki nedenleri aramak gerekir. Yapılan uygulama da hukuki değildir. Sayın Dışişleri Bakanı’nın başka ülkelerin hukuk sistemine veya idari yapılarına müdahale etmesi etik bir davranış değil. O okullar o ülkelerin yasalarına göre kurulmuş ve o yasalar çerçevesinde faaliyet yürüten okullardır. Tabi oldukları hukuk sistemi de tabi oldukları devletlerin hukuk sistemidir.

MHP Milletvekili Koray Aydın: AKP iktidarı kendi ikbal ve parti menfaati için Türkiye’nin milli menfaatlerini hiçe saymakta. Türk okullarının kapatılmasına dönük uygulamalar, Türkiye’nin ayağına kurşun sıkmasıdır. Bunun doğuracağı zararlardan sadece Dışişleri Bakanı değil, bütün hükümet üyeleri, Başbakan ve nihayet Cumhurbaşkanı da millet ve tarih önünde sorumlu olacaktır. MHP, İstiklal Marşımızı 7 iklimde dinletenleri ve Türk bayrağını dalgalandıranları her zaman takdirle anacaktır.

İstanbul Bağımsız Milletvekili Hakan Şükür: Türk okullarını yurtdışında kapatmak için devletler nezdinde lobi yapan Türkiye Cumhuriyeti hükümetini tarih nasıl yazacak şimdiden belli. Yurtdışında kendi insanlarının açtığı okulları kapatmaya çalışanları, siyaset bilimciler incelese ortaya ilginç sonuçlar çıkaracaklardır. Milli Marş’ımızı ve Türk bayrağını başka topraklarda dalgalandıranları düşman ilan eden anlayış, patolojik olarak incelenmeli belki de.

Türk okulları, dünya çocuklarını kucaklıyor

Oyuncu Füsun Demirel: İktidarın son dönemde yaptığı şeyleri onaylayabilecek durumda değiliz. Toplumu tamamen bölmeye yönelik uygulamalar içinde Cemaat’e karşı almış olduğu tavır da bunun bir örneği. En küçük bir muhalif sesi bile yok etmeye yönelik bir tavır içinde. Bu yaklaşım çok tehlikeli. Çünkü devletin başında olmak demek her şeyi kucaklamak demek. Cemaat’ten destek alan iktidar şimdi neden karşısında bir düşman olarak görüyor ve yok etmeye çalışıyor? Okullarla ilgili uygulama da son derece üzüntü verici. Sonuçta buralarda çocuklar eğitim alıyor. Dünya çocuklarına kucak açıyor bu okullar. Buralarda iyi eğitimler verildiğini biliyoruz. Düşmanca bir tavırla bunları kapatmaya çalışmak çok tehlikeli ama üzülmekten başka bir şey gelmiyor elimizden. 6 yaşında çocuklarım var. Türkiye’nin durumuna çok üzülüyorum. Bu öfke, bu düşmanca tavır toplumu bölüyor.

Okulların her tuğlasında bu milletin himmeti var

Avukat İrfan Sönmez:Bu eğitim kurumları bütün Türkiye’nin okulları. Her tuğlasında bu milletin himmet ve alın teri var. Cemaat, akacak zemin arayan bu himmetin mimarlığını yaptı. Kimsenin gitmeye cesaret edemeyeceği yerlere gitti, kimsenin taşımaya cüret edemeyeceği yüklerin altına girdi. Gittiği her yere dilimizi, bayrağımızı, kültürümüzü, irfanımızı kısacası bizi götürdü. Hiçbir yerde başımızı eğecek, yüzümüzü kızartacak bir yanlış yapmadı. Bu okullar sadece bizi tanıtan müesseseler olmadılar. Aynı zamanda yurtdışında başı sıkışan her vatandaşımızın sığındığı birer liman oldular. Bu okullar Batı’nın maddede odaklaşan üstünlüğüne karşı bizim manadaki cevabımızdı. Bu okulları kapatmak, yüz altmış ülkeye uzanan köprülerimizi havaya uçurmak demektir. Çocuklarını Türk öğretmenlerinin şahsında bizim irfanımıza teslim eden ülkelerin çocuklarını başkalarının kucağına atmak demektir.

ZAMAN

13 Nisan 2014 08:05
DİĞER HABERLER