Türköne: BM'nin 'top atışları' kararı taraflı

Prof. Dr. Mümtaz'er Türköne, Birleşmiş Milletler'in (BM), Türkiye'den Suriye'nin kuzeyine yönelik top atışlarını kesmesini istemesini eleştirdi. Türkiye'nin Suriye'ye girebileceğini söyleyen Türköne, BM'nin kararının taraflı olduğunu belirtti. Türköne, "Sykes-Picot'un bir benzerinin tezgâhlandığı şekilde endişeler var." dedi.

Mümtaz'er Türköne, Türkiye'nin güneyindeki gelişmelere yönelik Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) önemli açıklamalarda bulundu. BM'nin Türkiye'nin top atışlarını kesmesi gerektiğine yönelik kararını eleştiren Türköne, şunları söyledi: "Doğrudan doğruya herhangi bir kurumsal formülü görünmeyen bir karar. Rusya'nın politikasını besleyen ve destekleyen bir karar. Rusya'nın özellikle Halep'in kuzeyinde katliamları ve bombardımanları devam ederken, Türkiye'nin PYD mevzilerine yaptığı top atışlarına karşı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun böyle bir karar almasının hiçbir anlamı yok." ifadesini kullandı. "Suriye'de kitlesel katliamlar oluyor." diyen Türköne, şöyle devam etti: "Rusya'nın da sahaya inmesiyle birlikte sivil kayıtlarda korkunç bir artış oldu. Rusya, Suriye'de Esad rejiminin ayakta kalmasını ve muhalefeti tamamıyla yok etmesini destekliyor. Türkiye için çok ciddi tehdit ve tehlike oluşturan PYD'nin de muhaliflere karşı Esad rejimi saflarında Rus politikasına uygun şekilde hareket ettiği anlaşılıyor. Böyle bir karşı karşıya geliş de Türkiye'nin rıza göstermesi mümkün değil."

'PYD MEVZİLERİNE TOP ATIŞLARININ DURDURULMASINI İSTİYORLARSA, RUSYA'DA HALEP'E SALDIRILARI DURDURSUN'

PYD mevzilerine yönelik top atışlarının durdurulmasının istenmesi halinde Rusya'nın da Halep'e yaptığı saldırıları durdurması gerektiğini vurgulayan Türköne, "Bu çok haksız ve adaletsiz bir tavır, Türkiye'ye yönelik. Suriye, dünyada var olan bütün devletler için de en çok Türkiye'yi ilgilendiren bir sorun. Mülteci sorunu Türkiye'nin güvenlik endişeleri, terör sorunu gibi sorunlarıyla doğrudan bağlantılı. Suriye konusunda çok mütevazı ölçülerde herhangi bir sınır tecavüzü yapmadan yaptığı bombardımanlara, topçu atışlarına karşı çıkmanın makul, adil hiçbir gerekçesi olamaz. Birleşmiş Milletler'in verdiği karar, taraflı bir karar." ifadelerini kullandı.

'TÜRKİYE, SURİYE'YE GİREBİLİR'

Türkiye'nin Suriye'ye girebileceğini kaydeden Türköne, "Türkiye'nin Suriye'ye girmesi doğrudan doğruya Türkiye'nin kendi iç dinamikleriyle karar olmaz. Bu Rusya'nın politikasına bağlı. Rusya Suriye'deki saldırgan tavrını özellikle Esad muhaliflerini karşı uyguladığı şiddeti devam ettirirse, PYD bütün bölge dengelerini altüst edecek şekilde Fırat'ın batısında bir Kürt kuşağı oluşturursa, mülteci sorunu içinden çıkılmaz bir hal alır ve tampon bölge uygulamasına Rusya başta olmak üzere bütün diğer devletler karşı çıkarsa Türkiye'nin başka çaresi kalmaz ve Suriye'ye girer." şeklinde konuştu.

Türköne, BM'de Rusya'nın Azez ve Halep şehirlerini bombalamasıyla ilgili konunun konuşulduğunu hatırlatarak, hiçbir uyarının yapılmamasına da tepki gösterdi. Uluslararası düzenin eşitsiz olduğunu vurgulayan Türköne, "Bölge halkını, özellikle de Türkiye'yi büyük devletlerarasındaki yeni bir oyunun sahnelendiği şeklindeki endişelendiriyor. Sykes – Picot'un 100. yıldönümü bu yıl. Sykes-Picot'un bir benzerinin tezgahlandığı şekilde endişeler var. Ben hali hazırda inanmıyorum böyle bir teze. Sykes-Picot, bölge dengelerinin, bölge sınırlarının büyük devletler tarafından çizilmesidir. 1916'da İngiltere, Fransa ve Rusya bölgenin sınırlarını yeniden çizdiler. 1917 Bolşevik devriminden sonra Sovyetler Birliği bu planı açıkladığı için biliyoruz. Uygulanmadı. Yüz yıl sonra sınırların yeniden çizildiği, yeni devletlerin oluşturulduğu, yeni sorunların bölgeye yerleştirildiği anlaşılıyor. Bunlardan bir tanesi PYD'nin Türkiye'nin güneyinde oluşturmaya çalıştığı kendi nüfusunun (Kürt nüfusunun) olmadığı yerlerde oluşturmaya çalıştırdığı kuşak projesi. Bu endişeleri kuvvetlendiriyor. Rusya'nın bu konuda tartışmaların dışında tutulması. Türkiye'nin kendi güvenliğini ilgilendiren, hayati çıkarlarını ilgilendiren teşebbüslerin ise bu tür uluslararası hukuka aykırı bir şekilde mahkûm edilmesi bu endişeleri kuvvetlendiriyor."

CİHAN
19 Şubat 2016 11:29
DİĞER HABERLER