Cezaevinde tutuklu bulunan Avukat Murat Keçeci'ye 3 gün boyunca su verilmemesine toplumun her kesiminden tepki yağdı. Hukukçular ve insan hakları savunucuları Avukat Keçeci’ye yapılanların açıkça zulüm olduğunu ifade etti.
Cezaevinde 3 gün boyunca su verilmeyen ve böbreklerinden birini kaybeden tutuklu Avukat Murat Keçeci’ye yapılan insanlık dışı muameleye toplumun her keseminden tepki yağdı. Tekirdağ Cezaevi’nde ayrımcılığa uğrayan ve 3 kişilik nezarethanede tek başına bırakılaran Keçeci’ye yapılan bu uygulamaya insan hakları savunucuları ve hukukçular yapılanın işkence olduğu yorumunda bulundu.
YAPILANLAR AÇIKÇA SUÇTUR
İnsan Hakları Derneği Genel Sekreteri Avukat Hasan Anlar: “Bugün cezaevinde insanlara infaz içinde infaz yaşatılıyor. Devlet cezaevlerinde mahpusların yararlanması için bir takım mekanizmalar ortaya koymuş fakat bu mekanizmalar âdeta cezalandırma sistemi olarak görülüyor. En temel ihtiyaçları bir infaz ve hizaya çekme yöntemi olarak kullanılıyor. Bu avukat için de böyle bir durum söz konusu. En temel ihtiyaç olan sudan mahrum bırakmak bir işkencedir. Bir kişiyi aç ve susuz bırakmak kanunlarda suç olarak tanımlanmıştır. Ama maalesef ki cezaevlerinde durum çok kötü. Şu anda bize ağır hasta olarak başvuru yapan 750’ye yakın hasta var. Bu insanların içinde ölüm riski olan hasta var. Sadece son 2 yıl içinde 40 insan cezaevindeki kötü koşullar nedeniyle hayatını kaybetti. Cezaevinde insanlara infaz içinde infaz yaşatılıyor” dedi
12 EYLÜL’Ü YENİDEN YAŞIYORUZ
İstanbul Barosu Eski Başkanı Yücel Sayman: Türkiye’de yeni bir devletin kurulacağı konuşuluyor. Ben buna ‘Milli İrade Devleti’ diyorum. Bu şekilde devletin yapısı değiştiriliyor. Hukuk ve yargı allak bullak edildi. Bugün yaşananlar ise bunun sonucu. 12 Eylül gibi süreçlerde insanlar 45 gün nezarethanelerde tutulup öldürülüyordu. İnsanlara su bile verilmiyordu. Türkiye bunları yaşadı. Biz o günlerden şikâyet ederken bugünleri yaşadık. Biçim olarak demokratik bir devlet kurmak yerine, milli irade devleti kuruldu. Türkiye’de hukuk sistemi yok. Olmayan bir hukuku değerlendirmek mümkün değil.
TBB eski Başkanı Vedat Ahsen Coşar: Çok açık şekilde insan haklarına aykırı, insanlık dışı muameleler. Tutuklu hakları diye, Türkiye’nin de altına imza attığı bir sözleşme var. Cezaevinde hasta birine yapılan bu tür şeyler tutuklular için tanınan haklara aykırıdır. Türkiye’de bu insanlık dışı uygulamaları yapanlar taraf olduğumuz sözleşmelere aykırı davranıyor. Bunu yapanlara şunu hatırlatmak gerekir; Bir gün gelir bunların hesapları sorulur. İnsanların empati yapması gerekir. Özellikle kamu görevlileri, kamusal yetkiyi kötüye kullanmamalı. İnsan haklarına uygun şekilde görev yapmalı. Kullanmazlarsa ileride birileri gelir hesabını sorar.
İLKELLİĞİN DANİSKASIDIR
İnsan Hakları İzleme ve Değerlendirme Merkezi Başkanı Mustafa Dokumacı: Bir insana bu şekilde muamele edilmesi insan haklarına aykırı olduğu kadar açık bir işkencedir. Biz bu konuda bir rapor hazırla yacağız. Avukata yapılan insan lık dışı muameleyi mercek altına alacağız. Bu ilkelliğin daniskasıdır. Ben bir avukatım insan hakları savunucusuyum ama bugün emniyetten birileri gelip beni alsa, evime ve arabama el koysa 5 sene iddianame hazırlanmadan içeride tutulsam hiç kimsenin yapacağı bir şey yok. Biz bu durumdayız. Hukuk sükut etmiş durumda herkes bir kişinin ağzına bakıyor. Çok yazık.