15 Temmuz ‘sözde’ darbe girişiminin ardından çocukları hiç bir somut delil olmaksızın tutuklanan askeri öğrencilerin anneleri, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na teşekkür etmek için gittikleri Meclis’in kapısında gözaltına alındı. Araçlarından iner inmez etrafları polisler tarafından sarılan anneler, önce hastaneye ardından da Emniyet’e götürüldü. Emniyet’in önünde camları kapalı polis aracının içinde 1 saat bekletilen annelere, sözde ‘f.tö’ mensubu olduklarına dair tutanak imzalatılmaya çalışıldı.
Tutuklu harbiyelilerin anneleri, mağduriyetlerini sık sık dile getirdiği için CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etmek istedi. Ancak bu girişimleri AKP rejiminin polisleri tarafından daha Meclis’e giremeden bitti. Zira polisler, anneleri daha arabalarından iner inmez gözaltına aldı. Önce kimlikleri toplandı, ardından telefonları. Hiç bir eylem yapmayan, ellerinde sadece Kılıçdaroğlu’na vermek üzere yaptırdıkları çiçek bulunan anneler apar topar gözaltına alındı ve polis araçlarına bindirildi.
OTOMOBİLDE BİR SAAT BEKLETTİLER
Sadece devlete emanet ettikleri çocuklarını isteyen anneler önce hastaneye götürüldü. Sağlık kontrolünün ardından da Emniyet’e sevk edildi. Ancak ifadelerinin alınmsı saatler sürdü. Zira kapıları ve camları kapalı polis araçlarında 1 saatten fazla bekletildiler. Ardından ifadeleri tek tek alındı. Annelere, ‘Sizi buraya kim gönderdi, kim yönlendirdi. Neden geldiniz’ gibi sorular soruldu. Polisler, sorguda anneleri, uydurdukları bir ‘terör örgütüyle’ ilişkili göstermeye çalıştı.
EMNİYET’TE TUTATAK OYUNU
Zulüm bununla sınırlı kalmadı. Yaptıkları gözaltı işleminin hukuksuz olduğunu bilen polisler, sorgunun tamamlanmasının ardından harbiyelilerin annelerine imzalamları için bir kağıt uzattı. Ancak kağıtta hem anneler, hem de evlatları sözde ‘f.tö’ terör örgütü üyesi olarak gösteriliyor ve Meclis’in önüne ‘eylem yapmak’ için geldikleri belirtiliyordu. Annelerin hiç biri söz konusu yalan tutanağı imzalamadı.
BİZ SADECE EVLADIMIZI İSTİYORUZ
Söz konusu muameleye maruz kalan anneler yaşadıklarını sosyal medya aracılığıyla paylaştı. İşte o annelerin ağzından yaşananlar;
“Biz o okula çocuklarımızı vatana millete hayırlı bir evlat olsun diye verdik. Fen lisesinden mezundu. Pilot olmak istiyordu. 3 senedir çocuklarımız kurtarmak içni mücadele veriyoruz. Gitmediğimiz kapı kalmadı. CHP’nin toplantısından randevu almıştık, girecektik. Sn. Kılıçdaroğlu’na çiçek yaptırdık. Daha adımımızı atar atmaz üzerimize geldiler. Nüfus cüzdanlarımızı, telefonlarımızı aldılar. ‘Sizi kim gönderdi, buraya kim getirdi, niçin geldiniz’ diye sorguladılar. Biz buraya çocuklarımız için geldik. 28 Kasım’da benim çocuğumun doğum günü. Cezaevindeki 4. doğum günü. Çocuklarımız tutuksuz yargılansınlar. Biz başka bir şey istemiyoruz.”
ÖĞRENMEK İSTİYORUM; EVLADIMIN SUÇU NE?
“Astsubay öğrenci Hakan Yörükova’nın annesiyim. İstanbul’a götürtüler çocuğumu staja. Gidiş o gidiş. Çocuğum müebbet aldı! Çocuğum 3 yıl üç aydır tutuklu. Çocuğumun suçunu öğrenmek istiyorum. Ben bir anneyim, yavrumu istiyorum.”
BİZİ DİRİ DİRİ ÖLDÜRÜYORLAR
“3 sene 3 ay oldu. Resmen zulüm. Bizi diri diri öldürüyorlar. Artık dayanamaz hale geldik. Eşim inşaatta çalışıyor. Maddi manevi her türlü zor durumdayız. Psikolojik destekle ayakta duruyoruz.”
MELEK HANIM NEREDE, YARIN DA ONU ALIRIZ!
“Meclis’in kapısına gittiğimizde bizi arabanadn iner inmez gözaltına aldılar. Kimliklerimizi, telefonlarımızı aldılar. Gözaltına alındığımızı söylediler. Kemal Kılıçdaroğlu’na teşekkür için geldik dedik ama bizi dinlemediler. Hastaneye götürdüler bizi. Emniyet’te bizi bir saat arabanın içinde tuttular. Sonra tek tek sırayla bizi ifadeye çağırdılar. Sonra bir polis memuru elinde kağıtla geldi. Olay yerindeki polislerin tutanağıymış. Okuyunca şaşırıp kaldık, bizi terör örgütü üyesi olarak göstermişler. Bizim oraya eylem yapmaya gittiğimizi yazmışlar. ‘Melek hanım nerede, yarın da onu tutuklarız’ dediler… Anayasa nerede, hukuk nerede, insan hakları nerede? Biz çocuklarımızı devlete emanet ettik, devletten istiyoruz. Bu kadar da olmaz…”