Tutuklu ilahiyatçı Hatice Erol'dan mektup var

“Maalesef hastalığım her geçen gün artıyor. Geçirdiğim ataklar ve nöbetler hakkında tutanak tutulmuyor… Geçirdiğim her nöbet felç riski taşıyor…” Bu satırlar Konya Ereğli Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan 26 yaşındaki ilahiyatçı Hatice Erol'a ait. Erol'un dramını Bold Medya'dan Sevinç Özarslan kaleme aldı.

Ağır epilepsi hastası Hatice Erol (26) bir yıldır Konya Ereğli Cezaevi’nde tutuklu. Epilepsi nöbetleri artan ve her nöbette felç riski geçiren Erol, yaşadıklarını bir mektupla dile getirdi.  

Mektubu Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na gönderen Erol, yardım istedi.

EPİLEPSİ HASTASI

Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu olan Hatice Erol, bebekliğinden beri ağır epilepsi hastası. İlk nöbeti 6 aylıkken geçirmiş ve uzun yıllardır ağır ilaçlar kullanıyor. 

Hastalığı hafifleme aşamasındayken gözaltına alınıp tutuklanan Erol mektubuna “Maalesef hastalığım her geçen gün artıyor.” diye başlıyor.

Bütün yolları tüketmiş ve çaresiz kalmış biri olduğunu ifade eden Erol, geçirdiği her nöbetin felç riski taşıdığını, fakat ataklar ve nöbetler hakkında tutanak tutulmadığını ve mahkemeye de aksi bir durum varmış gibi yazı gönderildiğini anlatıyor.

TAHLİYE TALEBİ REDDEDİLİYOR

Defalarca tahliye talebi istemesine rağmen, nöbetleri belgeleyemediği için tutukluluğunun devam ettiğini söyleyen Erol, “Bu mektubu çaresiz kaldığım için size gönderiyorum. Bütün yollarını tüketmiş biri olarak sizden destek bekliyorum.” diyor.

Epilepsi hastası Hatice Erol’un, 3 Nisan 2019’da Ereğli (Konya) T Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu’ndan gönderdiği mektubun tam metni şöyle:

"Sayın Ömer Faruk bey

Öncelikle durumuma kayıtsız kalmadığınız için çok teşekkür ediyorum. Böyle bir mektup yazmak zorunda olduğum için son derece üzgünüm.

İsmim Hatice, 26 yaşındayım, Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunuyum. 1 yıldır tutukluyum. Mahkemem devam ediyor. Siz de araştırdığınızda rahatlıkla görebilirsiniz devletim ve milletim aleyhine hiçbir oluşum içinde olmadım.

Değil bir terör örgütüne üye olmak disiplin suçu bile işlemedim. Daima hocalarımın iftihar ettiği bir öğrenci oldum. Şu anda ise maalesef çok sevdiğim devletim tarafından bir zulme maruz bırakıldım. 

İşlemediğim bir suçtan ötürü yargılanmaktan öte cezalandırılıyorum. Sizden bunun için değil hastalığımdan ötürü yardım istiyorum.

Ben bebekliğimden itibaren ağır epilepsi hastasıyım. İlk nöbeti 6 aylıkken geçirmişim ve uzun yıllar ağır ilaçlar kullanıyorum. Hastalığım hafifleme aşamasındayken gözaltına alındım ve tutuklandım. Maalesef ki hastalığım her geçen gün artıyor. 

Geçirdiğim ataklar ve nöbetler hakkında tutanak tutulmuyor ve mahkemeye aksi bir durum varmış gibi yazı gönderiliyor. Mahkemeden ısrarla tahliyemizi talep etmemize rağmen cezaevinde geçirdiğim nöbetleri belgeleyemedik. Geçirdiğim her nöbet felç riski taşıyor…

Bu mektubu çaresiz kaldığım için size gönderiyorum. Bütün yollarını tüketmiş biri olarak sizden destek bekliyorum. 

Size yazmamın sebebi bu konularda duyarlı olduğunuzu öğrenmemdir. Bundan dolayı ayrıca teşekkür ediyorum.

Saygılarımla."
 
Hatice Erol

Hatice Erol on binlerce Hizmet Hareketi mensubu gibi tek delil gösterilmeden hapse atıldı. 

5275 SAYILI İNFAZ KANUNU HASTALARLA İLGİLİ MADDELER

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunu’nun 16'ncı maddesine göre “maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyen ve toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen mahkûmun cezasının infazı üçüncü fıkrada belirlenen usule göre iyileşinceye kadar geri bırakılabilir.”

Madde 6’ya göre “Ceza infaz kurumlarında hükümlülerin yaşam hakları ile beden ve ruh bütünlüklerini korumak üzere her türlü koruyucu tedbirin alınması zorunludur.”

Madde 2’ye göre ise “Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazında zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz”.

5237 TÜRK CEZA KANUNU (TCK)’NA GÖRE HASTA TUTUKLULARIN TEDAVİSİNİ ENGELLEYEN KAMU GÖREVLİLERİNİN SORUMLU TUTULABİLECEĞİ SUÇLAR

1) TCK 257
Kamu görevlisi (İnfaz/Cezaevi Savcısı, Müdür, İ. K. Memuru, Emri Veren) görevinin gereklerine aykırı hareket ederek “kişilerin mağduriyetine” sebep olursa GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA suçu oluşur.

2) TCK 94
Kamu görevlisi görevi nedeniyle bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına (hakaret vb) yol açacak davranışları gerçekleştirirse İŞKENCE SUÇU oluşur.

3) TCK 95
İşkence sonucunda mağdurun;
–Duyularından biri sürekli zayıflarsa,
–Yaşamı tehlikeye girerse
–İyileşmeyen bir hastalığa yakalanırsa ceza katlanır.

4) TCK 83

Bir icrai davranışta bulunmak yükümlülüğü bulunan kişilerin ihmali (ilaçlarına ulaşamaması, tedavinin herhangi bir şekilde engellenmesi) sonucunda ölüm gerçekleşirse ,ihmal suretiyle KASTEN ÖLDÜRME suçu oluşur.
–Mağdur ölürse ağırlaştırılmış hapis cezasına hükmolunur.

5) TCK 279
Kamu görevlisi bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eder veya gecikme gösterirse SUÇU BİLDİRMEME suçu oluşur.

10 Mayıs 2019 17:39
DİĞER HABERLER