Şanlıurfa'da darbe soruşturması kapsamında 20'nci Zırhlı Tugay Komutanlığı’nda görevliyken tutuklanan 45 rütbeli askerin aileleri, basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını okuyan tutuklu Yarbay Fatih Helvacıoğlu’nun eşi Özlem Helvacıoğlu, "Bizler vatan haini değiliz" dedi. Ve ekledi: Süleyman Şah Operasyonu'nda ödül verilmişti, bu yıl hain ilan edildi!
"Eşlerimizin görevli olduğu tugayda tek mühimmat ateşlenmedi"
15 Temmuz darbe girişiminin ardından yurt genelinde başlatılan operasyonlar kapsamında Şanlıurfa'da 20'nci Zırhlı Tugay Komutanlığı'nda görevli, aralarında Tugay Komutanı Tuğgeneral Metin Alpcan’ın da bulunduğu 45 rütbeli asker gözaltına alınıp mahkemece tutuklandı.
Tutuklu askerlerin görüşüne gelen aileleri, kendi aralarında bir dayanışma platformu kurarak, darbe süresince yaşadıkları sorunları anlattı. Şanlıurfa’da 15 Temmuz gecesi 20'nci Zırhlı Tugay Komutanlığı’nda tek bir askerin dışarı çıkmadığını, tek bir mühimmattın ateşlenmediğini ifade eden tutuklu yarbay Fatih Helvacıoğlu’nun eşi Özlem Helvacıoğlu, şöyle dedi:
"20'nci Zırhlı Tugay Komutanlığı olarak, Türkiye’nin Şanlıurfa’nın ve devletimizin gözbebeğiyiz. Geçen yıl Süleyman Şah Operasyonu yapılmıştı. Bizim tugayımızı devlet bünyesindeki bütün kademe herkes izledi. Çok başarılı bir operasyon olması nedeniyle devletimiz, tugayımıza bir sürü ödül verdi."
'GEÇEN SENE KAHRAMANKEN BU YIL HAİN GÖZÜYLE BAKILIYOR'
Süleyman Şah Operasyonu
Geçen sene kahramanken, bu sene hain gözüyle bakılmak çok gurur kırıcı bir durum olduğunu anlatan Helvacıoğlu, şöyle devam etti:
"Benim eşim ömrünü, gençliğini dağlarda geçirdi. En sonunda bizleri vatan haini gibi anılmak, bizleri en çok inciten bir durum oldu. Ordudan ihraç edilmek önemli değil, ama vatan haini gibi gözükmek, böyle yargılanmak onurumuzu ve gururumuzu kırıyor.
"Daha suçumuz bile beli değil eşlerimiz mahkemeye çıkmadılar. Ama direk bizleri ‘vatan haini’ gibi gösterdiler."
Bizler devletimize inanıyoruz, güveniyoruz. Yaşla kuruyu ayıracağız diyorlar, bizim artık içimiz acıyor. Masum olmamıza rağmen, bizleri evlerimizden lojmandan çıkardılar. Ev bulamıyoruz. Kimse bize ev vermiyor. Maaşlarımız kesildi, evler çok pahalı çocuklarımız okula giderken, bazı problemler yaşıyor. Bazı halk bizleri vatan hanini gözüyle bakıyor. Bu konuda çok üzüntü içindeyiz. Ben ve benim gibi aynı tugayda görev yapan personel ve ailelerde vatanını, milletini seven insanlardır.
Vatan hainliğini asla kabul etmediklerini ifade eden Özlem Helvacıoğlu, şunları söyledi:
"Biz hain değiliz. Tam tersi vatanını, milletini bayrağını seven insanlarız. Darbe gecesi eşim hasta olan askerleri hastaneye götürdükten sonra tugaydan çağırdılar. O da rutin olarak kışlaya gitti. O gece 52 tane alarm verilmişti. Eşim bir terör saldırısı olarak birliğine gitti. Bu durumlar arada bir yaşanıyordu kimsenin aklına darbe olacağı gelmemişti. Eşimin ülkesi için Şanlıurfa’nın güvenliği için gitmişti. Yine bildiğiniz gibi bu tugaya bağlı birde hudut hattı bulunmaktadır. O gece Şanlıurfa 20. Zırhlı Tugay Komutanlığ’ından hiçbir araç tugayın dışına çıkmadı. Eşlerimizin suçu yok onların biran önce serbest kalmasını istiyoruz."
'O GECE BİZLER İÇİN KABUS OLDU'
15 Temmuz akşamının kendileri için kabus gecesi olduğunu ifade eden tutuklu Binbaşı Erhan Ergün’nün eşi Sevim Ergün ise "Bizim için 15 Temmuz bir kabus gecesiydi. Eşlerimiz o gece göreve çağrılmıştı. Herkes karakol mu basıldı, IŞİD veya PKK’nın terör saldırısı mı oldu diyerek, görevlerinin başına gittiler. Şanlıurfa tugayının o gece hiçbir girişimi olmadı. Sokağa tek bir asker çıkmadı. Bunu bütün Şanlıurfalılar biliyor. Hiçbir girişim, hiçbir kalkışma olmadığı halde bize yaşatılan bu zulümü gerçekten anlamıyoruz. Neye uğradığımızı şaşırdık, şuan bir kabus yaşıyoruz. Evlerimizden apart topar çıkartıldık. Kimse bize sahip çıkmadı. Henüz adı konmamış şüpheli sıfatıyla tutuklanan eşlerimiz 35 gündür tutukludur. Meslekten ihraç edildiler. Eşlerimiz 7/24 mesaisine göre vatanı, milleti, ve hududu için çalışarak, ailelerini ihmal ettiler. Bunu karşılığı asla bu olmamalıydı. Canla başla çalışan eşlerimiz terör örgütü hainlerle aynı kefeye konulmaları, aynı yerde adlarının geçmesi o kadar içimizi yakıyor ki bunu yaşayan bilemez" diye konuştu.
'BAYRAM GELİYOR DİYE SEVİNEMİYORUZ'
Tutuklu Yüzbaşı Aydın Yiğit’in babası Kazım Yiğit de çocuklarının suçsuzluğuna inandığını savunurak "Bizim evlatlarımızın suçsuzluğuna inanıyoruz. Bunlar vatan haini değildir. İçeride oldukları için bu suçsuzluklarını dile getiremiyorlar. Onlar gibi aileleri de evlatlarının da psikolojileri çok bozuldu. Evlatlarımız bu bayramı zehir geçirmesin, içeride evlatlarımızı bize iade etseler. Suçlular varsa cezasını çeksin, suçsuzları ise içeride boşu boşuna tutmasınlar. Bayram geliyor diye sevinemiyoruz. Bu bayramda kurban kesmeyi bile düşünmüyoruz. Oldukça üzüntülüyüz" diye konuştu.
'BABALARIMIZI BİZE GERİ VERSİNLER'
Tutuklu binbaşı Ajdan Avcı’nın kızı Beste Avcı de gözyaşları içerisinde Cumhurbaşkanı'na seslenirken şöyle konuştu:
"Bizim babalarımız bu vatan için her türlü fedakarlığı yaptı. Bu yaşatılan çok acı ve bizleri çok mağdur etti. Ben başbakan ve cumhurbaşkanına yalvarıyorum. Bizim babalarımızı bizlere geri versinler. Çünkü masumlar bunları hak etmiyorlar."
Seslerinin duyulmasını isteyen tutuklu asker yakınları, çığlıklarına Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın kulak vermesini isteyerek, suçsuz yere tutuklu olduklarını savundukları askerlerin serbest bırakılmasını için uzun süre gözyaşları içerisinde birbirlerine sarılarak teselli olmaya çalıştı.