Hücrede kalp krizi geçirerek vefat eden öğretmen Muzaffer Özcengiz’in ölümünden beş gün önce yazdığı mektupta durumunu kendi kaleminden anlattığı ortaya çıktı. İşte o mektup...
15 Temmuz 2106 darbe teşebbüsü sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal'de (OHAL) Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile öğretmenlikten atılan ve Çorum Cezaevi’ne gönderilen Muzaffer Özcengiz kaldığı tek kişilik hücrede kalp krizi geçirerek vefat etti.
Öğretmen Özcengiz’in vefatından beş gün evvel yazdığı mektupta durumunu anlattığı ortaya çıktı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun sosyal medya hesabından küçük bir bölümünü paylaştığı mektupta Özcengiz, “Şartlarım her geçen gün kötüleşmekte, kötüye gidiyorum. Yalnız hayatımı idame ettiremiyorum." diyor.
15 Temmuz'un ardından çıkarılan KHK ile görevinden ihraç edilen ve ardından tutuklanan, Çorum L Tipi Cezaevi’nde kaldığı hücrede kalp krizi sonucu cuma günü hayatını kaybeden Muzaffer Özcengiz’in risk taşıyan tahlil sonuçlarına rağmen hücreye geri yollandığı öğrenildi.
Tamamı Boldmedya’da yayımlanan mektupta Özcengiz’i ölüme götüren ihmaller ve suçlar kendi kaleminden ortaya konuluyor:
“58 yaşındayım. İzmir’de öğretmenlik yaparken önce görevimden ihraç edildim. Akabinde tutuklanıp Çorum Kapalı Cezaevi’ne konuldum. 2 yılı aşkındır buradayım…
Bir yıl normal koğuşlarda kaldıktan sonra 28 Şubat 2018 tarihinde herhangi bir suç-ceza-sebep-niçinsiz-sorgusuz-sualsiz tek kişilik hücre-odaya konuldum.
Hücreye konulduktan birkaç gün sonra kurum doktoru ile görüşme talebim karşılığında görüşmemiz gerçekleşti ve kronik sağlık sorunlarımın değerlendirilmesi neticesinde kurum doktorumuz hem bana hem de kurum müdürümüze mevcut durumumun kritik oluşu nedeniyle hücrede tek kişilik değil, normal koğuşta kalmaya devam etmem gerektiği ifade edildi. Fakat kurum doktorumuzun bu olumsuz sağlık şartlarımı kurum Müdürümüze ifadesine karşılık değişen bir şey olmamıştır.
Hiper tansiyon, troid, şeker, prostat, bel, boyun fıtığı, ileri derecede işitme kaybı ve de son bir yıldır psikolojimin ileri derecede bozulmasından psikiyatri tedavisi de görüyorum.
5 Nisan Cuma (Tarih yanlış olmasın, kurum psikiyatri doktoru ayda bir gün geliyor, yanılıyorsam kurumdan öğrenilebilir) günü kurum psikiyatri doktoruna çıkarıldım, bir yılı aşkındır yaşadığım hem şahsi hem ailevi nedenlerim değerlendirildi. İlaçları kesmeden devam etmem gerektiği, her ay mutlaka kendisinin beni görmesi ve de muayene etmesi gerektiği, son olarak da mevcut hem sağlık hem de psikolojik sorunlarım nedeni ile tek kişilik oda-hücreden alınıp, normal çoklu koğuşa konmam gerektiği tarafıma ifade edildi.
Aradan 17 gün geçti, bugün 22 Nisan 2019. Henüz durumumda bir iyileştirme olmamıştır.
29-11-2017 tarihinde Çankırı Ağır Ceza Mahkemesi Çorum Cezaevi yönetimine, şahsımla ilgili olarak orada herhangi bir terör faaliyeti, reklamı, eylemi, propagandası yapıp yapmadığımın tespit edilip bildirilmesi talebine karşılık Cezaevi Yönetimi Kurum Müdürü Mustafa YAŞAR imzalı cevabi yazıda, şahsımla ilgili yapılan tüm tetkik, inceleme ve araştırmalar neticesinde, bahis konusu kişinin herhangi bir eylemine, rastlanmamıştır diyerek 24-01-2018 tarihinde cevap veriliyor. Bu cevaptan tam bir ay sonra hücreye konuluyorum.
Şahsımın incelemeler neticesinde kurum, koğuş, oda ve de genel güvenliği sarsıcı, ihlal edici, hiçbir eylemine rastlanmadığı halde, suçsuz, nedensiz, cezasız, niçinsiz, hangi kanun, hangi mevzuat gereği bu durumdayım anlayabilmiş değilim.
* Kaldığımız şartlarda adına hücre denmese de hücre şartları uygulanmaktadır. 24 saatte sadece 1 saat oda, görüş saatinde avukat, doktor vb. çakışmalar durumunda o günkü havalandırmaya çıkma hakkımız yanmaktadır.
* Hiçbir sosyal faaliyete defalarca başvurmamıza rağmen katılamıyorum.
* Halı sahaya çıkma imkanı da aynı durumdadır. Haftada bir gün de olsa halı sahaya çıkma ortamı sağlanmadı.
* Hücrede mutfak bölümü olmadığı için yemek, bulaşık, temizlik işleri tuvaletteki el yıkama lavabosundan karşılanıyor.
* Kapalı alan fobim var, bunalıyor, sıkılıyor, kendime zarar vermekten endişe ediyorum.
* Cezevine gelmeden önce kronik sağlık sorunlarım var olup periyodik olarak doktor kontrolünde muayene ve tedavilerim devam etmekte idi. Buraya getirildikten sonra hastalıklarım ve kullandığım ilaçlarım 1 iken 4’e çıkmıştır.
* Cezaevinin genel yoğunluğundan ötürü zorunlu da olsa kurum doktoruna çıkılamamakta, hele hastaneye sevk aylar geçtiği halde gerçekleşmemektedir. Bundan dolayı her gün kötüye gitmekteyim.
* Zorunlu kullandığım ilaçlarımı haftalar-aylar geçmesine rağmen tedarik edememekteyim.
* Normal koğuşlara verilen bazı kantin malzemeleri bizlere verilmemekte olup, hiçbir neden sebep de aylardır ortaya konmamıştır. Örneklerim var. Kurum müdürlerimiz -tamam sorun yok verilsin demelerine karşılık 5 aydır verilmemektedir.
* TV, internet, bilgisayar ortamından faydalandırılmıyoruz.
* Normal çok kişili koğuşta kalırken kronik hastalıklarımdan dolayı baş dönmesi, denge kaybı, tansiyon vb. ortak işlerde yemek, bulaşık, temizlik gibi oda ve koğuş arkadaşlarım yardımcı oluyor, sorunlarımı onların yardımı ile giderebiliyorum. Hücrede ise yemek, temizlik, bulaşık vb. tüm işleri sağlık sorunlarımdan dolayı yerine tek başıma getiremiyorum. Hayatımı gece gündüz her daim idame ettirmek için başkalarının yardımına ihtiyaç duyuyorum.
* Yaşam hakkımın elimden alınmaması gerektiğine bunun aksinin hem hukuki hem de vicdani sorumluluk gerektirdiğine, zira hem kronik sağlık sorunlarım dörde katlanmış hem de 58 yıldır yaşamadığım depresyon, psikiyatri hastası olmakla son bir yılı aşkındır tedrici intihara-ölüme sevk edildiğimi, bu konuda yazılı sözlü tüm başvurularım ve de haklı geçerli nedenlerime rağmen, duymazdan ve görmezden gelmek hangi kanunda hangi hukukta yazılıdır bilmek talep ediyorum.
28 Mart 2019 günü çok ciddi şekilde mide rahatsızlığı, spazmı geçirdim. 6 gün boyunca kurum doktor muayene talebime ancak 6 gün sonra cevap verildi. Nefes alamaz, hareket edemez, ayakta duramaz hale geldim.
Kurum doktorumuz 2 Nisan’da durumumu görünce hemen bu hastaya burada yapılacak bir şey yok deyip ambulans çağrılmasını, Çorum Devlet Hastanesi acil servisine kaldırılmamı talep ve gerçekleştirdi.
O gün ambulans ile acil servise kaldırıldım, muayene tetkiklerim neticesinde kanımın mikrop kaptığı ve de intaniye servisine götürülmem gerektiği ifade edilip cezaevine getirildim.
3 Nisan 2019 günü intaniye servisine ulaştırıldım. Orada da esaslı tetkik ve tahliller neticesinde kanımın mikrop kapması teşhisi kondu.
Hem acilde hem intaniye servisindeki doktorlar, niçin bu kadar geciktin, şimdiye kadar neredeydin, bu perişan hale gelinceye kadar neden bekledin sorunlarına muhatap oldum. Cezaevi şartlarının yoğunluğundan dolayı yaşadıklarım bunlardır.
Yaşadığım tüm bu kronik sağlık sorunlarım ve de psikiyatri hastalıklarım nedeni ile yalnız başıma hayatımı idame ettiremiyorum. Başkalarının yardımına gece gündüz her an ihtiyaç duyuyorum.
Yaşam şartlarım her geçen gün (bir kısmına parmak bastım) iyice kötüleşmekte ve ben kötüye doğru gitmekteyim.
Yaşam hakkımın elimden alınmaması, iyileştirilmesi için çoklu koğuşa alınmamı insaniyet namına talep ediyorum.
Gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ve talep ederim Efendim.”
22.04.2019
MUZAFFER ÖZCENGİZ