Tüzmen'in yeni hedefi

Tüzmen'in yeni hedefi
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, hedefin dünyanın en büyük 100 müteahhitlik firması arasında, 10 Türk müteahhitlik firmasının yer alması olduğunu bildirdi.
Tüzmen, Türk Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren'in de katıldığı basın toplantısında, 2006 yılında yurt dışı müteahhitlik sektörünün faaliyetlerini ve 2007 yılı hedeflerini açıkladı. Bakan Tüzmen, sektörde 2003, 2004 ve 2005 yıllarında hep en yukarı konulan çıtaları aşarak sırasıyla 3,4 milyar dolar, 5,7 milyar dolar ve 9,3 milyar dolar toplam iş hacmine ulaştıklarını kaydetti. 2006 yılında ise toplam 25 ülkede üstlenilen 325 projenin toplam değerinin 12,7 milyar dolara ulaştığını kaydeden Tüzmen, sektörün önünü açacak ve rakip ülkelerin yıllarca önce yürürlüğe koydukları politik risk sigortasını tüm çabalara rağmen, Hazine'nin imkanlarının yetersiz olması nedeniyle yürürlüğe konulamamış olmasına ve sektörün yurt dışı işleri için teminat mektubu bulmakta karşılaştıkları güçlüklere çözüm bulunamamış olmasına rağmen bu başarılara ulaşıldığını anlattı. Türk müteahhitlerinin ulaştıkları bu noktada dünya müteahhitlik hizmetleri sektörünün en önemli aktörleri arasında yer almaya başladığının altını çizen Tüzmen, 2006 yılında dünyanın en büyük 100 uluslararası müteahhitlik firması arasına 5 Türk firmasının girdiğini söyledi. Bakan Tüzmen, firmaların son 3 yıl içerisinde havalimanları, petrol rafinerileri, metro projeleri ve dev karayolu projeleri gibi her biri 1 milyar dolara yakın olan, yüksek seviyede teknoloji kullanımı ve yönetim kabiliyeti gerektiren prestij projeleri üstlenmeye başladığını kaydetti. ''Yani artık firmalarımız müteahhitlik hizmeti ve inşaat malzemesi ihracatının yanı sıra teknoloji de ihraç eder duruma geldi'' diyen Tüzmen, müteahhitlerin iş yaptıkları ülkelerde taahhütlerinin yanı sıra yatırım faaliyetlerine de başladığını, bazı firmaların üstlendikleri projelerin tamamlanmasından sonra bunların işletilmesini de gerçekleştirdiklerini söyledi. Tüzmen, müteahhitlik sektörünün, sadece ödemeler dengesine ve ihracata yaptığı katkılar açısından değil, istihdama sağladığı katkılar açısından da çok önemli bir görevi üstelendiğini belirtti. DEVLET YARDIMI PROGRAMI'NI HAYATA GEÇİRECEĞİZ Sektörün 4 yıldır sürdürmekte olduğu istikrarlı büyümenin, hedefe ulaşmakta sadece bir aşama olduğunu kaydeden Tüzmen, dünya müteahhitlik pazarındaki payı hızla arttırmak için gayretlerini arttırarak sürdüreceklerini söyledi. Tüzmen, bu kapsamda, yurt dışı müteahhitlik sektörünün gelişmesine yönelik idari ve hukuki düzenlemeleri yapmaya aynı kararlılıkla devam edeceklerini belirterek, ''Bu çerçevede, yurt dışı müteahhitlik sektöründeki olumlu eğilimi güçlendirmek amacıyla teknik müşavirlik hizmetleri için bir devlet yardımı programını da hayata geçirdiğimizi müjdelemek istiyorum'' dedi. Bu yıldan itibaren uygulanacak bu devlet yardımı programı ile artık, hedef pazarlardaki projelerin daha düşünce aşamasında iken Türk müteahhitlik sektörü tarafından takibe alınmasının sağlanmış olacağını ve mühendislik birikimi ile hizmet sektöründe de katma değeri yükselen bir niteliğe ulaşılacağını söyledi. Tüzmen, önümüzdeki yıllarda şu andaki yıllık yurt dışı iş hacmi 100 milyon dolar civarında olan mühendislik ve müşavirlik hizmetleri sektörünün yurt dışı iş hacminin orta vadede 5 milyar dolara kadar yükseleceğini söyledi. YURT DIŞI MÜTEAHHİTLİK, MÜHENDİSLİK VE MÜŞAVİRLİK HİZMETLERİ REJİMİ Bakan Tüzmen, Yurtdışı Müteahhitlik, Mühendislik ve Müşavirlik Hizmetleri Rejimi'nin bir başbakanlık genelgesi şeklinde önümüzdeki günlerde yürürlüğe girecek olduğunu bildirdi. Tüzmen, kararın çıkmasının hemen ardından, birincil ve ikincil mevzuatları açıklayacaklarını kaydederek, mevzuat konularını şöyle sıraladı: ''Sektörün kamu ve özel kanadındaki yetki ve sorumluluklarının tanımlanması, orta ve uzun vadeli strateji ve politikaların belirlenmesi ve yürütülmesi, sektöre özgü akreditasyon sistemlerinin oluşturulması, sektörde faaliyet gösteren firmalara ilişkin mali ve teknik standartların belirlenmesi ve tüm faaliyetlerin bu standartların temel alınması suretiyle yürütülmesi, Politik Risk Sigortası sisteminin yürürlüğe konulması, yurt dışı işlerde iş gücü istihdamının kolaylaştırılması ve teminat mektubu sorunlarına kalıcı çözümler üretilmesi.'' Ülke ziyaretlerini sürdüreceklerini anlatan Tüzmen, bu çalışmaların temel hedefinin orta vadede uluslararası düzeyde en büyük 100 müteahhit firma arasında asgari 10 Türk firmasının yer alması olduğunu söyledi. Bakan Tüzmen, konuşmasında, Irak'ta çalışmaya giderken vefat eden ve daha önce saldırılarda hayatını kaybeden mühendis, işçi, şoförlere Allah'tan rahmet, yakınlarına da başsağlığı ve sabır diledi. ABD'nin açıkladığı son Irak stratejisinin yurt dışı müteahhitlik sektörüne etkisi ve bankacılık sektöründe yabancı payının artışının teminat mektubu sorununa nasıl yansıyacağına ilişkin sorular üzerine Tüzmen, Irak'ta uzun yıllar kaos ortamının devam edeceğini hesaplayarak işlerin yapıldığını söyledi ve şöyle konuştu: ''İstikrarsızlık biran evvel bitsin istiyoruz ama bu istikrarsızlık ortamında çalışmayı becerebilen, risk alabilen müteahhitlik ve müşavirlik sektöründen bahsediyoruz. Dolayısı ile çok fazla etkilenme olmadan işlerimizi aynı şekilde devam ettirmeye gayret ediyoruz. Riske rağmen, üstümüze düşeni yapmaya çalışacağız.'' Bakan Tüzmen, bankacılıkta yabancı payının artmasına ilişkin olarak da ciddi şekilde teminat mektupları sorununa eğilinmesi gerektiğini söyledi. ''İhracat gelirlerini ihracata, müteahhitlik gelirlerini müteahhitliğe yönlendirecek sistem nasıl olacak'' şeklindeki soru üzerine de Tüzmen, Türkiye'nin toplam ihracat gelirlerinin yüzde 1'inin Türkiye ihracatının desteklenmesine ayrılacak dediklerini, yurt dışı müteahhitlik sektöründe de aynı sistemin uygulanabileceğini, 12,7 milyar dolarlık müteahhitlik gelirinin 127 milyon dolarının sektöre verilebileceğini kaydetti. Devlet Bakanı Tüzmen, ''Böyle bir sistem, yüzde 1 çok fazla sıkıntı yaratmayacak, ama sektörü destekleyecek proje. Ama bunları gerçekleştirmek kolay değil'' dedi. Kaynak yetersizliği ve politik riskle ilgili soru üzerine Tüzmen, yapamadıkları 2 şeyin bulunduğunu bunlardan birinin teminat mektubu sorunu, diğerinin sigorta için risk alınması olduğunu söyledi. Tüzmen, sektörün Türkiye'ye getirdiği döviz miktarında düşüş yaşanmasına ilişkin soru üzerine de konunun TL'nin aşırı değerlenmesi ile ilgili olduğunu söyledi. Bazı ülkelerin barter karşılığı iş yaptığını, Türkiye'nin ise peşin para ile çalıştığını çünkü teminat mektubu sorunu olduğunu kaydeden Tüzmen, Türkiye'deki bankacılık sektörünün biraz daha müteahhitlik sektörünün üzerine eğilmesi gerektiğini ve biraz daha risk alınması gerektiğini kaydetti. Tüzmen, ''Tüm bu sorunlara rağmen 2006 yılı nasıl altın yıl oldu'' şeklindeki soru üzerine, elde edilen toplam müteahhitlik ve müşavirlik projeleri açısından 2006 yılının altın yıl olduğunu, karlılık açısından ise altın yıl oldu denilemeyeceğini söyledi.
15 Ocak 2007 14:04
DİĞER HABERLER