Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Mart ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla olduğu ürünü açıkladı. Bayraktar, ilk sırayı yüzde 350 ile patatesin aldığını bildirdi.
Şemsi Bayraktar, TZOB Genel Merkezinde üretici-market fiyatlarını değerlendirdiği bir basın toplantısı düzenledi. Mart ayına ilişkin üretici ve market fiyatları arasındaki farkı değerlendiren Bayraktar, geçen ay üretici ve market fiyat farkının yüzde 350 ile en fazla patateste olduğunu, bunu sırasıyla yüzde ile 303 ile kuru incir, yüzde 291 ile portakal ve yüzde 284 ile elmanın izlediğini söyledi.
Bayraktar, "Üreticinin 1'e ürettiği bir ürün, markette tüketiciye 4,5 katına satılır mı? Türkiye'nin bunu acilen çözmesi, üreticinin emeğinin karşılığını aldığı, tüketicinin de makul bir fiyata ürün tüketebildiği bir ortamı yaratması gerekir. Bunun yolunun güçlü örgütlenmeden, üretim planlamasından geçtiği herkesin malumudur. Üretici örgütleri, idari ve mali açıdan güçlü, fonksiyonel olursa, profesyonelce idare edilirse, fiyat istikrarı da gelir istikrarı da olur, pazarlama sorunları da kalmaz. Üreticimiz kazanırken, tüketicimiz de iyi kaliteli ve ucuz fiyata ürün tüketebilir." diye konuştu.
"RUSYA'YA YAŞ SEBZE MEYVE İHRACATI 2016 YILINDA 143,5 MİLYON DOLARDAN 38,5 MİLYON DOLARA İNDİ"
Bayraktar,2016 yılının Ocak-Şubat aylarında Rusya'ya yönelik yaş sebze meyve ihracatının hızla gerilemeye başladığını söyledi. Ocak-Şubat aylarında Rusya'ya yönelik yaş sebze meyve ihracatı 2016 yılının 2015 yılına göre değer bazında 143,5 milyon dolardan 38,5 milyon dolara indiğini aktaran Bayraktar şunları söyledi:
"Ocak-Şubat aylarında Rusya'ya yönelik yaş sebze meyve ihracatı 2016 yılının 2015 yılına göre miktar bazında 217 bin tondan 55 bin tona değer bazında 143,5 milyon dolardan 38,5 milyon dolara indi. Yaş sebze meyvede Rusya'ya Ocak-Şubat dönemindeki ihracatın miktar bazında yüzde 74,7 değer bazında yüzde 73,1 düştüğü bu yıl ihracatın geçen yılın aynı dönemine göre 105 milyon dolar daha az olduğu görüldü."
"FİYAT 1 LİRA 44 KURUŞ OLMADAN SÜTTE TAM BİR İSTİKRAR BEKLEMEK MÜMKÜN DEĞİL"
Et ve Süt Kurumu'nun geçen hafta süt üretici örgütleriyle sözleşme imzalayarak piyasaya müdahale etmeye başladığını hatırlatan Bayraktar, "Et ve Süt Kurumu ihtiyaç süresinde yeterli miktarda piyasadan süt çeker müdahale başarılı olur. Fiyatlar Ulusal Süt Konseyi'nin tavsiye fiyatı olan 1 lira 15 kuruşun üzerine çıkarsa süt hayvanları kesime gitmekten kurtulur." dedi.
Fiyat 1 lira 44 kuruş olmadan sütte tam bir istikrar beklemenin mümkün olmadığını belirten Bayraktar, "Bu rakam razı olduğumuz fiyattır ama sürdürülebilir üretime uygun bir fiyat değildir. Fiyat 1 lira 44 kuruş olmadan süt/yem paritesi 1 buçuğa çıkmadan sütte tam bir istikrar beklemek mümkün değildir. Bakan Faruk Çelik'in müdahale kararını çok olumlu buluyor ve destekliyoruz. Nisan ayına doğru müdahalenin fiyat üzerindeki etkilerini daha iyi göreceğiz. Et ve Süt Kurumu yeterli miktarda ve ihtiyaç olduğu sürece süt alırsa fiyatlarda istikrar sağlanabilir." diye konuştu.
"TEMEL GIDADA MÜDAHALE KURUMLARINA İHTİYAÇ VAR"
Bayraktar, üreticinin sütü şu anda 30 kuruş zararla sattığını, sektörde arz talep dengesini sağlayacak mekanizmaların kurulması, planlama yapılması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Sektörde temel gıda maddelerinde muhakkak müdahale kurumlarına ihtiyaç var. Üretici örgütlerini bir müdahale kurumu haline getirebiliriz. Bu yoksa ESK, TMO gibi kurumlara ihtiyacımız var. Bu sektörde serbest piyasa koşulları, rekabet koşulları oluşmuş değil, üreticinin aleyhine. Böyle bir sektörde müdahale olmazsa tekelleşmeye boyun eğmiş olursunuz. Tekeller de üretici fiyatlarını düşürmeye çalışıyor. Bir müdahale kurumu şart, yoksa serbest piyasa ekonomisi üreticiyi ezer geçer, bu memlekette üretici kalmaz. Bu Türkiye'nin gerçeği. 'Sütte devlet devletliğini göstermesi lazım' dedik. Sayın bakan da açıklama yaptı, 'Ben devlet olduğumu göstermek zorundayım, gösteriyorum, ESK'yı müdahale kurumu olarak devreye koyuyorum' dedi. Yapılması gereken de buydu zaten."
Cihan CİHAN