Gazeteci Barış Terkoğlu CHP’li Şerafettin Bahadır’ın geçtiğimiz günlerde silahlı saldırıya uğramasına ilişkin önemli detayları açıkladı. Daha önce de Sinan Ateş cinayetine ilişkin açıklamalarından dolayı tehdit edilen Terkoğlu, “Cumhur İttifakı’yla iktidara ortak olan, bu sayede yargıda, poliste, bürokraside serpilen MHP ve Ülkü Ocakları’nın içinde; büyüdükçe özgüvenle suç işleyen bir organizasyon oturuyor.” dedi.
31 Mart seçimlerinde Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesinde seçimi CHP’nin kazanmasının ardından MHP’nin itirazıyla seçim iptal edilmiş, ilçede seçim kurulu kararına göre 2 Haziran’da tekrar sandık kurulmuştu. Yenilenen seçim sonrası CHP’li aday Deniz Yağan 6 bin 783 oy, MHP’nin adayı Menduh Uzunoğlu ise 6 bin 494 oy almıştı. İlçenin CHP’li Meclis Üyesi Şerafettin Bahadır’ın, seçim sonrası oynadığı “Topal” adı verilen oyun havası, halk arasında lakabı “Topal Menduh” olan Menduh Uzunluoğlu’na gönderme olarak yorumlanmıştı.
TOPAL MENDUH İNTİKAM MI ALDI?Bu gelişmelerin ardından CHP’li Bahadır, defalarca özür dilemesine rağmen geçtiğimiz günlerde kızının yanında arabası durduruldu. Önce darp edilen Bahadır’a daha sonra silahlı saldırı düzenlendi. Ağır yaralanan Bahadır’a akşam saatlerinde kızının yanında silahlı saldırı düzenleyen kişilerin Pınarbaşı’nın eski belediye başkanı MHP’li Menduh Uzunluoğlu’nun kardeşi Ejder Uzunluoğlu ile yeğeni Mehmet olduğu belirtilmişti. Uzunluoğlu’nun kardeşi Ejder ve yeğeni Mehmet hakkında darp ve silahlı yaralama suçundan Pınarbaşı Sulh Ceza Mahkemesi’nce tutuklama kararı verildi.
Gazeteci Barış Terkoğlu, katıldığı televizyon programında söylediği sözler nedeniyle MHP’nin radarına takılmıştı. Terkoğlu kendisini hedef gösteren MHP ve Ülkü Ocakları’nın karanlık geçmişini köşe yazısında yazdı. Terkoğlu, Sinan Ateş cinayetinin aydınlatılması için asla geri adım atmayacağının altını çizdi.
Terkoğlu yazısında şunları söyledi:
Ortadaki tablo bize iki ihtimalden birini gösteriyor. Ya elleriyle kurt işareti yapan, sarkık bıyıklı, üç hilalli cinler ve periler sürekli mekân basıyor, insan dövüyor, adam kurşunluyor ve nihayetinde öldürüyor. Ya da Cumhur İttifakı’yla iktidara ortak olan, bu sayede yargıda, poliste, bürokraside serpilen MHP ve Ülkü Ocakları’nın içinde; büyüdükçe özgüvenle suç işleyen bir organizasyon oturuyor. Korkanlar birinci ihtimali aklına yatkın bulsa da ben ikinci ihtimale inanıyorum! Haliyle mesele Sinan Ateş ya da Şerafettin Bahadır değil. Devletin üç hilalin gölgesindeki mafyaya teslim edilip edilmeyeceği!
Montaigne’in dediği gibi, acı çekmekten korkan korkunun acısını çeker. Hem acılardan hem korkulardan inancımızla ve cesaretimizle kurtulacağız!