İktidar yanlısı gazeteci Cem Küçük, Türkiye’de medyanın büyük çoğunluğunun AKP yanlısı olduğunu itiraf etti. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’a "hazır" sorular sorulduğunu da kabul etti. Küçük, soru sorulmamasına ise karşı çıktı.
Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’a uçakta yöneltilen soruların gazeteciler tarafından değil, İletişim Başkanlığı tarafından hazırlandığını belgeyle ortaya koydu.
İktidar medyasından Ahmet Hakan bu durumu inkâr etmeye çalışırken aslında durumu itiraf etmişti. Cem Küçük ise yandaş gazeteciliğin geldiği durumu açıkça ortaya koydu. Yandaş Cem Küçük, köşe yazısında soruların iktidarın kendisinin belirlediğini kabul etti.
"ZATEN NE SORABİLİRLER Kİ..."
Küçük Türkiye’de basının artık büyük ölçüde AKP yanlısı olduğunu kabul ederek gazetecilerin Erdoğan’a soru sorma konusunda serbest bırakılmasını istedi. Küçük, "Şimdi medyanın çoğunluğu hükûmet yanlısı. Zaten ters ne sorabilir ki uçaktaki gazeteciler!..." dedi.
Küçük şu ifadeleri kullandı:
"İletişim Başkanlığı uçaktaki her gazeteciden sorulacakları soruları alıyor. Evet aynı sorular olmasın diye dikkat ediliyor. Ama İletişim Başkanlığı aykırı ya da sorulmasını istemediği soru varsa onları da çıkarıyor. Neden böyle bir uygulama yapılıyor, anlamış değilim...
Aslında bu yanlış bir uygulama. Cumhurbaşkanı Erdoğan en zor zamanlarda manşetlerle çarpışa çarpışa geldi. Medya hep muhalifti. Şimdi medyanın çoğunluğu hükûmet yanlısı. Zaten ters ne sorabilir ki uçaktaki gazeteciler!..
F-16, F-35 alımı, LNG gaz, Boeing konuları Erdoğan’a sorulabilirdi. Millet bu konular gündeme gelmeyince hâliyle neden sorulmadı diye soruyor....
Ben mesela uçakta olsam "neden ABD’den LNG, sıvılaştırılmış gaz aldık?" diye sorardım. "Azerbaycan, Rusya, Katar, Nijerya, İran’dan zaten alırken 20 yıl içinde 42 milyar dolarlık gazı ABD’den neden aldık?" diye ısrar ederdim. Üsteki Amerikan gazı Rus gazından üç kat daha pahalı!
“Gazze konusunda ABD ile nasıl bir sonuca varıldı?” sorusunu da sorardım. Bunlar meşru ve sorulması gereken konular. Hâliyle bunlar Erdoğan’a sorulmayınca, neden gündeme gelmedi diye tartışılıyor.
Bu arada bir konu daha var. Ben İletişim Başkanlığı yerinde olsam, ılımlı muhalif gazetecileri de uçağa alırım. Normalleşme olacaksa bu önemli. Onlar da soru sorsun. Özgür Özel de yaptığı ziyaretlere hükûmet yanlısı gazetecileri çağırsın. Belki siyasi kutuplaşma böylece azalabilir.