Ucuz petrol yeni dünya politikalarını şekillendiriyor

Petrol fiyatlarında büyük bir düşme yaşanıyor. Uzmanlar bu nedenle ekonomisi petrol gelirine dayalı ülkelerin ve dünya politikalarının çok ciddi yol ayrımlarının eşiğinde olduğunu belirtiyor. Avustralya'da petrol fiyatları bir doların altına düştü. Dahası benzin pompalarındaki bu düşük fiyatlarının sadece bir başlangıç olduğu söyleniyor. Buna göre değişken petrol fiyatlarının sadece tüketicilerin değil, ülkelerin de tavırlarına ve politikalarına yaptığı geri yansımalara bakarak, son bir kaç yılın, büyük küresel petrol şoku olarak tarihe geçebileceği ifade ediliyor.

Konuyla ilgili bir makale yayınlayan Avustralyalı gazeteci Daniel Flitton, bu yeni petrol şokunu şöyle açıklıyor:

"Bu sefer, önceki krizlerde yaşanan şekliyle, benzin istasyonlarında uzun kuyruklar görülmeyecek. Zira bu seferki petrol şoku, arzdaki azalmadan ya da fiyatlardaki ani ve şiddetli bir yükselişten kaynaklanmıyor. Tam tersine, aşırı petrol arzı ve beraberinde gelen fiyat azalması var. Fakat, bu durumun dünya politikalarına olan farklı ve derin etkileri, tarihteki diğer krizlerden daha az olmayacak. Ucuz doğal gaz fiyatları ise bu ateşli krizin etkisini daha da artırıyor."

Suriye'deki çatışmaları krizin canlı bir örneği olarak tarif eden yazar, Rusya, Suudi Arabistan ve İran'ı ekonomileri açısından petrol gelirleri son derece önemli olan ve doğrudan veya finansman yoluyla dolaylı olarak bu savaşta yer alan anahtar ülkeler olarak tanımlıyor.

Son aylarda petrolün varil fiyatı yaklaşık 30 dolara düştü. Bu bir yıl önceki fiyatların yarısı anlamına geliyor. Suriye'de 5 yıl önce iç savaş başladığında ise petrol fiyatları şimdikinden 3 kat daha pahalıydı. Ekim ayında Uluslararası Para Fonu IMF Suudi Arabistan'ı uyararak, böyle giderse 5 yıl içinde Suudi bütçesinde harcayacak para kalmayacağını rapor etti. Üstelik, 2015 yılında IMF'nin Suudi Arabistan'a yaptığı bu şaşırtıcı uyarı zamanında petrolün varil fiyatı 50 dolardı. Şimdi ise 30 dolar civarında.

Uzun yıllar devam eden ambargonun kalkması nedeniyle İran'ın durumu Suudi Arabistan'a kıyasla daha iyi. Ancak IMF varil fiyatının 72 dolar olduğu dönemde Tahran'ı da ikaz etti.

Rusya da bu tehlike çemberinin içinde bulunuyor. Moskova'yı yakından takip eden uzmanlar, petrol gelirlerinin Rusya ekonomisinin yüzde 15 ila 18'ini teşkil ettiğini belirtiyor. Ayrıca fiyatlardaki bu iniş çıkışlar, döviz fiyatlarına kötü şekilde yansıyor.

Düşük petrol fiyatları, çok ciddi bir gelirin, üreticilerden tüketicilere geçmesi demek.

Uzmanlar, Suriye'deki diğer anahtar oyuncu olan Amerika için ucuz petrolün bir kayıp değil, bilakis önemli bir kazanç olduğu konusunda hemfikir. Nitekim 2015 yılında, ucuzlayan benzin fiyatlarının etkisiyle Amerika yollarında, petrolü su gibi içen büyük ciplerin sayısında önemli bir artış oldu. Araba satışlarında son 15 yılın rekoru kırıldı, satışlar patladı. Buna bir de Amerikan ordusu ilave edilince daha da ilginç bir tablo ortaya çıkıyor. Amerikan ordusu dünyanın en fazla benzin kullanan tüketicisi aynı zamanda. Düşük petrol fiyatları, çok ciddi bir gelirin üreticilerden tüketicilere geçmesi anlamına geliyor.

ABD son yıllarda kaya petrolü (shale oil) üretiminde devrim niteliğinde bir teknoloji kullanmaya başladı. Bu yeni teknoloji sayesinde shale adı verilen toprak ve kilin zamanla sertleşmesiyle oluşan yumuşak bir kaya çeşidinden petrol üretmeye başlandı. Bu, daha önceleri mümkün değildi. Fracking adı verilen ve çevreciler tarafından ağır şekilde eleştirilen bu yeni petrol çıkarma teknolojisi oldukça pahalı bir yöntem. Bu nedenle ucuzlayan petrol fiyatları kaya petrolü üreticilerini hayal kırıklığına uğratıyor. Ancak yine de uzunca bir dönem devam edecek olan ucuz petrol fiyatlarının, ABD için sevindirici bir durum olduğu belirtiliyor.

Yakın bir dönemde önemli bir petrol fiyatı artışı beklenmiyor

Suudi Arabistan, Irak, Rusya ve Kuveyt'te Avustralya Büyükelçisi olarak görev yapmış olan emekli diplomat Bob Tyson, "Petrol fiyatlarının ucuzluğunun kalıcı olduğunu söylemek cesur bir söylem. Ancak benim kanaatim de ucuz petrol fiyatlarının kısa vadeli olmayacağı yönünde." dedi.

Emekli diplomat Tyson, Ortadoğu bölgesini ve petrol gelirlerinin büyük ekonomiler için nasıl bir destek sağladığını iyi bilen bir uzman. Genel kanaat, düşük fiyatlara rağmen Suudi Arabistan'ın durumdan memnun olduğu yönünde. Zira Suudi Arabistan ucuz petrol sayesinde Amerikalı kaya petrolü üreticilerinin devre dışı kalacağını öngörüyor.

Ancak bunun Suudi Arabistan'a çok ağır bir maliyeti var. IMF'nin tahminine göre Suudi Arabistan'ın bütçesini dengeleyebilmesi, bir başka deyişle sadece masraflarını çıkarabilmesi için petrolün varil fiyatının en az 106 dolar olması gerekiyor. Bu, ülkedeki halkın sağlık, eğitim, ulaşım, su ve yakıt ihtiyacını çok büyük bir oranda karşılayan Suudi hükümeti için çok önemli. Dahası rahata alışkın Suudi halkının bu duruma tepki vermesi beklenebilir. Bu da, Yemen'deki savaşa bulaşan ve Iranla gergin ilişkileri olan Suudi Hükümeti için bir tehdit oluşturabilir.

Tyson, "Kaya petrolü üretim teknolojisi artık var ve Suudilerin bunu anlaması gerekiyor." diyor.

Ekonomistler de sektörde yapısal bir değişim ve dönüşüm olduğunu konuşuyorlar. Artık araba kullanan herkes fiyatlardaki iniş çıkışları anlıyor ve biliyor. Bu nedenle kaya petrolü üretiminin petrol piyasası kurallarını değiştirdiği uzmanlar tarafından ifade ediliyor.

Avustralyalı gazeteci Daniel Flitton, "Çöldeki kuyulardan petrol çıkarmak daha ucuz olabilir. Ancak fiyatlar yeniden artacaktır. O zaman kaya petrolü yeniden ticari değer kazanacak. Kaya petrolü enerji dünyasında geri dönülemez bir değişim sağlamıştır." tespitinde bulunuyor.

Bu arada dikkate değer yeni bir gelişme daha yaşanıyor. ABD Deniz Kuvvetleri, artan petrol fiyatları nedeniyle, "Büyük Yeşil Donanma" adını verdiği yeni bir proje başlattı. Proje kapsamında savaş gemilerinde biyolojik yakıt kullanılması planlanıyor. Bir diğer girişim de yeni akü teknolojilerinin geliştirilmesi. Güneş enerjisi ve diğer yenilenebilir enerji kaynakları da aynı proje kapsamında fosil yakıtlara alternatif olarak değerlendiriliyor.

Yükselen yeni güç Çin ise dikkatle gelişmeleri takip ediyor. Çin'in şu anda dünyanın en büyük petrol tüketicisi olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Çin ekonomisindeki yavaşlama ile ucuz petrol fiyatları arasındaki bağlantılar cazip araştırma konuları olarak ortaya çıkıyor.

Flitton, "Bu durum Ortadoğu'daki petrol üreticisi ülkelerinin, en büyük müşterileri olan Çin'in dünya görüşlerine yakınlaşmasına neden olabilir. Ancak bundan daha da meraklı olan soru, Çin'in bu ucuz petrolle, pratik seviyede, özellikle de mal nakliyesi konusunda neler deneyebileceğidir." dedi.

Flitton sözlerini şöyle tamamlıyor, "Petrol fiyatlarının ucuzlamasıyla Çin, zaten iklim değişikliği nedeniyle, buzları sürekli olarak eriyen ve incelen Kuzey kutbu üzerinden, Avrupa pazarlarına mal nakliyesine başlayabilir mi? 2010 yılında Kuzey Kutbu'nun incelen buzları üzerinden geçerek, Norveç'ten Çin'e demir cevheri nakliyesini Rusya'dan sonra ilk defa bir Avustralya nakliye şirketi gerçekleştirdi. Çin o zamandan bu yana bu yeni kuzey deniz yolunu kullanmanın planlarını yapıyor."

Kuzey Kutbu'ndan geçen yeni yol, çekişmelere neden olan Güney Çin Denizi ve Mısır'ın Süveyş Kanalı üzerinden giden yola göre 3 kat daha kısa. CİHAN
03 Şubat 2016 12:00
DİĞER HABERLER