Ukrayna-Rusya barışı için Dünya siyasetinde baş döndürücü bir trafik yaşanıyor. Samanyoluhaber.com yazarlarından Arif Asalıoğlu, son gelişmeleri köşesinde yorumladı.
28 Şubat’ta Washington’a giden Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, ABD ile kritik maden anlaşmasını imzalamayı planlıyordu. Basına açık olan Oval Ofis görüşmesi esnasında yaşanan tartışma nedeniyle, toplantı erken sona erdi ve anlaşma iptal edildi. “Washington barış istiyor, ama biz Kiev’den buna yönelik bir çaba göremiyoruz” diyen Trump, Ukrayna’nın ABD’ye karşı daha fazla minnettarlık göstermesi gerektiğini de vurguladı. Bu sürpriz gelişme, Ukrayna’nın ABD’den alacağı desteğin geleceği konusunda soru işaretleri doğururken, Avrupa’nın kucağına tonajı ağır bir yük bırakılmış oldu.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, CNN’e verdiği röportajda Avrupa Birliği’nin Ukrayna’daki savaşın en az bir yıl daha sürmesini planladığını öne sürdü. Rubio’ya göre, bu bilgi kendisine ismi açıklanmayan bir Avrupa ülkesinin dışişleri bakanı tarafından verildi. “Bana söylediklerine göre, plan Rusya’yı savaşa devam ettirerek o kadar zayıflatmak ki sonunda barış istemek zorunda kalsın. Ama bence bu pek gerçekçi bir plan değil” ifadelerini kullanan Rubio, Avrupa’nın bu stratejisinin uzun vadede işe yaramayabileceğini belirtti. Her ne kadar şimdi topu başka yönlere yuvarlasalar bile, ABD dışişleri bakanının bu cümleleri daha bir kaç ay öncesine kadar aslında Washington’un temel stratejisiydi.
Bir bütün olarak ABD ile Ukrayna arasında, değerli madenler konusunda anlaşmaya varılmıştı. Hatta, Ukrayna medyası anlaşma maddelerini bile yayınlamış, bu zor şartlarda her halükarda ülkenin faydasına olacağı yaklaşımları sergilenmişti. Kritik mineraller, petrol ve gaz konusunda işbirliklerini geliştirme, her iki tarafın üç yılı doldurmuş savaşta ateşkesi sağlama planının ayrılmaz bir parçası olarak gördüğü bir husustu.
Beyaz Saray Sözcüsü Leavitt, düzenlediği basın brifinginde ABD ile Ukrayna arasında imzalanması beklenen kıymetli madenler anlaşmasına Washington yönetiminin çok önem verdiğini ve bunun için Trump'ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un bölge gezisini erteleyerek bu işe odaklandığını anlattı. Leavitt, "Bu anlaşmanın imzalanması kritik önem taşıyor. Başkan Trump, Zelenskiy'nin bu anlaşmayı imzalamasını bekliyor. Bu anlaşma, Ukrayna'nın savunmasını finanse eden Amerikan vergilerini telafi edecek ve aynı zamanda savaş nedeniyle cehennemi yaşayan Ukrayna ile kalıcı bir ekonomik ortaklık yaratacaktır." değerlendirmesini yaptı.
Bazı gerçekler ortaya çıktı
Bu arada Trump ve Başkan Yardımcısı JD Vance’nın, dünyanın gözü önünde Zelenskiy’le tartışması, ABD-NATO’nun Ukrayna’da Rusya’ya karşı yürüttüğü savaşın başarısızlığa uğramasının bir göstergesi. Ve Ayrıca Washington ile Avrupalı başkentler arasında artan rekabeti de gözler önüne sermiş oldu. Trump, 7 Ocak’ta, yani göreve gelmesinden iki hafta önce hem NATO hem de Avrupa Birliği üyesi olan Danimarka’nın denizaşırı toprağı Grönland’ı ilhak etmek için askeri güç kullanma ihtimalini gündeme getirdi. Ayrıca, Zelenskiy ile görüşmesinden sadece iki gün önce, ABD’nin Avrupa Birliği’nden gelen mallara yüzde 25 gümrük vergisi uygulayacağını açıkladı ve AB’nin “ABD’yi mahvetmek için” kurulduğunu ilan etti.
Avrupa Komisyonu Ticaret Sözcüsü Olof Gill, “AB, serbest ve adil ticaretin önündeki haksız engellere karşı kararlılıkla ve derhal tepki gösterecektir.” cevabını verdi. İspanya Başbakanı Pedro Sánchez ise “Ekonomilerimiz, tamamen haksız ve ekonomik egemenliğimize örtülü bir tehdit oluşturan gümrük vergileriyle saldırıya uğradığında çıkarlarımızı savunacağız.” dedi. Yani Oval Ofiste Zelensky ile tartışma, NATO ittifakını saran alevlerin üzerine benzin döktü. Avrupa Birliği’nin üst düzey diplomatı Kaja Kallas yaptığı konuşmada “Bugün, özgür dünyanın yeni bir lidere ihtiyacı olduğu açıkça ortaya çıktı,” dedi. Eski Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ise “Trump yönetimi artık müttefikimiz değil,” diyordu.
Ukrayna'nın nadir maden kaynakları neler?
Donald Trump, Ukrayna’ya nadir toprak elementleri ve diğer stratejik maden kaynakları karşılığında askeri ve mali yardım teklifinde bulundu. Bu teklif kapsamında, ABD Hazine Bakanı Scott Bessent 12 Şubat’ta Kiev’e 500 milyar dolarlık nadir toprak elementleri anlaşmasının taslağını sundu. Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Başkanı Andriy Yermak, Associated Press’e verdiği röportajda ülkesinin sahip olduğu ve ABD’ye sunabileceği stratejik maden kaynakları arasında lityum, titanyum ve uranyumun bulunduğunu belirtti.
ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu tarafından açıklanan verilere göre, Amerika’nın ulusal güvenliği ve ekonomisi için kritik öneme sahip 50 mineral arasında Ukrayna’nın zengin rezervlere sahip olduğu ve özellikle Berilyum, Grafit, Lityum, Manganez, Titanyum, Zirkonyum gibi madenlere dikkat çekildi. Bu madenlerden bazıları, ileri teknoloji ürünlerinden savunma sanayisine kadar geniş bir kullanım alanına sahip. Özellikle titanyum ve demir cevheri, ABD’nin en çok ilgisini çeken kaynaklar arasında yer alıyor. Ukrayna, dünya titanyum rezervlerinin yaklaşık %20’sine sahip olup, 2021 yılı itibarıyla küresel ilmenit (titanyum üretiminde kullanılan bir mineral) üretiminin %5’ini karşılıyor.
Ukrayna, Sovyetler Birliği’nden miras kalan zengin maden yataklarıyla biliniyor. Ancak son üç yıl Rusya’nın kontrolüne geçen bölgeler, ülkenin stratejik yer altı kaynaklarının önemli bir kısmını içeriyor. Uzmanlara göre, Rusya’nın kontrolü altındaki bölgelerde: Ukrayna’daki kömür rezervlerinin %60’ı; Doğal gaz rezervlerinin %20’si; Nadir toprak elementleri ve diğer stratejik madenlerin %33’ü bulunuyor. Özellikle Zaporojya, Donetsk ve Lugansk bölgelerinde önemli maden rezervleri yer alıyor. Bu durum, Ukrayna’nın sahip olduğu stratejik maden kaynaklarını ekonomik ve jeopolitik açıdan daha da değerli hale getiriyor. ABD’nin Ukrayna’daki nadir toprak elementleri ve diğer kritik minerallere ilgisinin bir diğer önemli sebebi ise Washington ile Pekin arasındaki küresel rekabet. Fakat bu konuyu başka bir yazıda ele almak üzere burada noktalıyorum.
Mineral anlaşması Ukrayna’ya “Güvenlik Kalkanı” Olacak
ABD’li yetkililer, Ukrayna ile yapılacak nadir toprak metallerine ilişkin anlaşmanın ülkeye ekonomik bağlamda bir “güvenlik kalkanı” sağlayacağını savunuyor. Ukraynalı ve Amerikalı şirketler arasında ayrı sözleşmelerin imzalanması ve doğal kaynak gelirlerini yönetecek bir fon oluşturulması planlanıyor. Ukrayna bu fona madencilikten elde ettiği gelirlerin %50’sini aktaracak. Ayrıca bu anlaşma ABD Başkanı Donald Trump’a, kendi destekçilerini Ukrayna konusunda teşvik etme imkânı sağlayabilecek. Washington yönetiminin Kongre’den Ukrayna için ek yardım talep etmesi gerekirse, bu anlaşmanın Trump’ın elini güçlendirebileceği belirtiliyor.
Ukrayna medyası, doğal kaynaklar nedeniyle, müzakere sürecinde Kiev için daha avantajlı koşullar üzerinde mutabakata varıldığını öne sürüyor. Özellikle ABD’nin, Ukrayna’nın doğal kaynaklarından 500 milyar dolar gelir elde etme talebinden vazgeçtiği; Ukrayna-ABD hükümetleri, Ukrayna’nın yeniden inşası için ortak yönetimle bir yatırım fonu oluşturacağını; Ukrayna, devlet kontrolündeki doğal kaynakların (petrol, gaz, mineraller) gelecekte ticarileştirilmesinden elde edilecek gelirlerin %50’sini bu fona aktarılacağını ve ABD hükümeti, Ukrayna’nın barışın sağlanması için gerekli güvenlik garantilerini elde etme çabalarını destekleyeceğini yazıyor.
Ukrayna Trump ile Gerginliği Kaldıramaz
Ukrayna Parlamentosu’nun Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Aleksandr Merejko, Washington Post’a verdiği demeçte, “Ukrayna, ABD Başkanı ile kavga edebilecek bir konumda değil. Trump’ın güvenini ve saygısını kazanmamız gerekiyor, bu zor ama imkânsız değil.” dedi. Avrupalı bir yetkili ise Zelenskiy’nin Trump’a çok hızlı karşılık verdiğini belirterek, “Bu tür açıklamalara odaklanmak yerine, kaynak anlaşmasını tekrar değerlendirmesi gerekiyor” dedi. Eski Ukrayna Dışişleri Bakan Yardımcısı Elena Zerkal, Zelenskiy’nin Trump’a sert tepki göstermesinin yanlış bir strateji olduğunu söyledi: “Duygularını kontrol etmek zor olabilir, ancak o sıradan bir insan değil, bir devlet başkanı.”
Sonuç olarak Ukrayna’nın doğal kaynakları nedeniyle yaşanan gerginlik, iki lider arasında zaten var olan karşılıklı sert açıklamaları artırdı. Daha öncesinde Trump, Zelenskiy’yi “düşük popülariteye sahip bir diktatör” olarak tanımladı ve Ukrayna’da seçim yapılmasını istedi. Zelenskiy, Trump’ın sözlerine yanıt olarak “Beni şu an değiştiremezsiniz” dedi ve Ukrayna’da savaş sürdüğü sürece seçim yapılamayacağını belirtti. Bunun üzerine Beyaz Saray, Trump’ın, Ukrayna ile nadir toprak metallerine ilişkin anlaşma konusundaki “sertleşen söylemleri” tolere etmeyeceğini açıkladı. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, Fox News’e verdiği röportajda, Amerikan vergi mükelleflerinin Ukrayna’ya yapılan yardımların karşılığını almayı hak ettiğini vurguladı.