Ülkenin geldiği vahim nokta

Ülkenin geldiği vahim nokta
Yargı üzerindeki iktidar baskısı devam ediyor. Bugün TV ve Samanyolu Yayın Grubu'na ait kanalların Digitürk'ten çıkarılmasını ‘hukuksuz' bulan Mersin 1. Tüketici Mahkemesi Hakimi Mustafa Çolaker, HSYK tarafından Çorum'a sürüldü. Hukukçular, Anayasa'daki ‘yargıçların bağımsızlığı ve tarafsızlığı' ilkesinin çiğnendiğini kaydetti.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK), Bugün TV ve Samanyolu Yayın Grubu'na ait kanalların Digitürk platformundan çıkarılmasını ‘hukuksuz' bularak iptal eden Mersin 1. Tüketici Mahkemesi Hakimi Mustafa Çolaker'i Çorum'a sürdü.

Hakim Mustafa Çolaker, Bugün TV ve Samanyolu Grubu'na ait kanalların Digitürk platformundan çıkarılması kararını ‘hukuksuz' bularak kararın iptaline hükmetti. Bunun üzerine HSYK, Çolaker hakkında inceleme başlattı. Çolaker, geçici yetki ile Çorum'a sürüldü. Geçtiğimiz günlerdeki toplantısında Çolaker'in verdiği kararı değerlendiren HSYK 3. Dairesi, Çolaker'i araştırmak üzere müfettiş görevlendirdi. Müfettişlerin raporunu değerlendirecek olan 3. Daire, gerektiğinde Çolaker hakkında soruşturma izni de verebilecek.

Karara tepki gösteren hukukçular, Anayasa'nın 138. maddesinde yer alan ‘yargıçların bağımsızlığı ve tarafsızlığı' ilkesinin çiğnendiğini kaydetti. Bundan sonra hakimlerin tarafsız karar vermesinin zor olduğuna dikkat çekti.


HSYK, Bugün TV ve Samanyolu Yayın Grubu'na ait kanalların Digitürk platformundan çıkarılmasını ‘hukuksuz' bulan Mersin 1. Tüketici Mahkemesi Hakimi Mustafa Çolaker'i Çorum'a sürdü. HSYK 3. Dairesi de Çolaker'i araştırmak üzere müfettiş görevlendirdi.

Hakimlere baskı ve taciz suçtur
HSYK'nın kararını adalet.org sitesinde eleştiren Zonguldak Hakimi Kemal Karanfil, “Bu ne demek oluyor? Zonguldak'ta da benzer dava var. Şimdi ne yönde karar vereceğimi HSYK'dan mı soracağım?” dedi. Karanfil, Twitter'dan yaptığı açıklamada ise “Doğru ise yargıya karşı suç işleniyor. Zira hâkim ve savcılar görevlerinde bağımsızlar. Onlara kimse emir ve talimat veremez. Kararlarından dolayı baskı ve taciz suçtur.” dedi.
Adana Baro Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık korku, baskı, tehdit, sürgünlerle, görevini yapan insanların mesleklerinden soğutulduğunu söyledi. Çıtırık şunları kaydetti: “Bugün maalesef siyasi iktidar ve siyasi iktidarın emrindeki HSYK da bu doğrultuda devam etmekte. Yargıyı kendi içerisinde bölerseniz, verdiği kararları bu şekilde ayrıştırırsanız, vatandaşın olmayan güveni de ortadan kalkacaktır. Adalet sadece mahkeme duvarlarında ‘Adalet mülkün temelidir' şeklindeki sözde kalacaktır.”

Tüketici hakları ayaklar altında
Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar, hâkimin böyle bir karar sebebiyle sürgün edilmesinin korkunç bir durum olduğunu söyledi ve ekledi: “Çok düşündürücü bir durum. Her şeyin bittiği bir nokta. Halktan yana, doğrudan yana karar veren hâkimler sürülecekse, hâkimler korkarak doğru karar vermezler. Sürülme nedeni bu ise yargı, hukuk, adalet kuralları ve tüketici hakları, ayaklar altına alınmıştır.”

Mantı açmak, Kutlu Doğum programı yapmak terör suçu oldu
Hayırseverlere yönelik nefret operasyonlarına bir yenisi Balıkesir'de eklendi. Yetim kızlara ve dar gelirli kadınlara yönelik yardım faaliyetleri düzenleyen Merve Derneği'nin eski yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 14 kişi, önceki gün gözaltına alındı. Terör örgütü üyeliği iddiasıyla gözaltına alınanlar arasında derneğin eski başkanı Ayşe Eratalay (60) da bulunuyor. Olaya tepki gösteren Eratalay'ın ailesi, dernek faaliyetlerinin tamamen ihtiyaç sahibi kızlara ve dar gelirli ailelerin hanımlarına yönelik olduğunu ifade ediyor. Cengiz Eratalay, eşinin dernek başkanlığı yaptığı dönemdeki faaliyetlerini şöyle anlatıyor: “Yetiştirme yurdunda kalan kızlara yönelik çeşitli programlar hazırladılar. Bu kızları Çanakkale, İstanbul gibi şehirlere götürerek gezdirdiler. Kutlu Doğum programları düzenlediler. Kızlar bu programlarda Kur'an-ı Kerim okudu, ilahiler okudu, naatlar okudu.”


Derneğin İçişleri Bakanlığı'yla geliştirdiği projeyi, Ayşe Eratalay açıklamıştı.

Merve Derneği'nin dar gelirli ailelerin hanımlarına yönelik düzenlediği mantı kursu bile suç gibi gösteriliyor. Derneğin, İş-Kur ile ortaklaşa hazırladığı mantı kursunda kadınlar mantı açmayı öğrenerek sertifika alıyor. İhtiyaç sahibi kadınlar hazırladıkları mantıyı satarak aile bütçelerine katkıda bulunuyor. Operasyonun bir bilirkişi raporuna dayandığı öğrenildi. Ancak, gizlilik kararı sebebiyle raporun kimler tarafından hazırlandığı ve içeriği bilinmiyor. Bu arada gözaltına alınan 14 kişiden 9'u, dün öğlen adliyeye sevk edildi. Aralarından Ayşe Eratalay'ın da bulunduğu 9 kişi, savcılıktaki ifadelerinin ardından serbest bırakıldı.

Diyanet, israfı eleştiren memurun işine son verdi
Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB), sosyal medyadaki paylaşımları nedeniyle İstanbul Fatih Müftülüğü'nde memur olarak çalışan İlkeli Diyanet ve Vakıf Çalışanları Dayanışma Sendikası (İnanç İlke-Sen) Başkanı Özhan Uçan'ın görevine son verdi. İşçi hakkı, yöneticilerin israf ve lüks düşkünlüğünü eleştirdiği sosyal medya paylaşımları nedeniyle hakkında soruşturma açılan Uçan'ın, savunmasının dahi alınmadan işine son verildiği öğrenildi. Alınan bilgilere göre Özhan Uçan hakkında, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlar nedeniyle Diyanet tarafından geçtiğimiz haziran ayında iki ayrı soruşturma başlatıldı. İlk soruşturmada Uçan, Facebook'tan siyasi paylaşımlar yapmakla suçlandı. İkinci soruşturmaya ise Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'e uygunsuz söylemler içerdiği iddia edilen Uçan'ın sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterildi. Uçan, sosyal medyada yaptığı paylaşımlarında işçi hakkı, taşeron işçi sistemi, yöneticilerin israf ve lüks düşkünlüğü gibi konuları eleştirdiği görülüyor. İlk soruşturma neticesinde dün görevine son verilen Uçan hakkındaki ikinci soruşturma ise devam ediyor.


Diyanet, Facebook'taki paylaşımları nedeniyle İstanbul Fatih Müftülüğü'nde memur olarak çalışan Özhan Uçan'ın görevine son verdi.

Eleştirmek sendikacının en temel hakkıdır
Engelli memur Uçan'ın görevine son verilmesine sendika ve sivil toplum örgütleri tepki gösterdi. İnanç İlke-Sen Başkanı Özhan Uçan'ın görevine son verilmesinin kabul edilemez olduğunu dile getiren Cihan Sendikalar Konfederasyonu Genel Başkanı Naci Haliloğlu ise “Antidemokratik uygulamaları eleştirmek ve çalışanların sıkıntılarını gündeme taşımak sendikacıların ve sendikacılığın en temel hakkıdır. Üstelik bu hak, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yasal ve anayasal güvencelerle teminat altına alınmıştır.” dedi. Eski Mazlum-Der Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada Diyanet'in kararını kınadı.

09 Aralık 2015 14:06
DİĞER HABERLER