Uluslararası Af Örgütü'nden Türkiye'ye kırmızı kart

Uluslararası Af Örgütü'nden Türkiye'ye kırmızı kart
Dünyaca muteber Uluslararası Af Örgütü, dün açıkladığı yıllık raporunda Türkiye'de insan hakları durumunun haziran seçimlerinden bu yana “ciddi biçimde kötüye gittiğini” belirtti. Raporda, “Basın, hükumet tarafından uygulanan eşi benzeri görülmemiş bir baskıyla karşı karşıya.” diyen örgüt, yargı bağımsızlığının daha da sarsıldığını kaydetti.
Başta Avrupa Birliği kurumları olmak üzere milletlerarası kurumların referans olarak kabul ettiği Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), Türk hükümetinin insan hakları performansını çok sert ifadelerle eleştirdi. UAÖ, Türkiye'nin insan hakları karnesinin değerlendirildiği bütün kategorilerde geriye gittiği tespiti yaptı. Gazeteciler Hidayet Karaca, Mehmet Baransu, Can Dündar, Erdem Gül'ün hâlâ hapiste olduğunu, Samanyolu TV'nin 13 kanalının susturulduğunu, İpek Medya Grubu'na el konulduğunu, Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin öldürüldüğünü not eden rapor, basın üzerinde ‘görülmemiş' baskı uygulandığını kaydetti. Avrupa Birliği'ni de sert ifadelerle eleştiren UAÖ, bütün dünyada insan haklarına yönelik saldırıların ‘emsali görülmemiş' boyutlara ulaştığını belirtti.

Yıllık insan hakları raporunu yayınlayan UAÖ, 4 sayfa ayırdığı Türkiye kısmında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu eleştirerek, Kürt meselesi, yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı, ifade ve basın hürriyeti gibi alanlarda ülkenin gerilediği tespiti yaptı.

ZATEN BAĞIMSIZLIĞINI KAYBEDEN YARGI DAHA DA KÖTÜYE GİTTİ

Yıl boyunca devam eden keyfi hakim ve savcı atamalarının ‘zaten' bağımsızlık ve tarafsızlığını kaybeden yargının durumunu daha da kötüleştirdiğini kaydeden rapor, sulh ceza hakimliklerinin hükümetin kontrolüne girdiğine işaret etti. Terörle Mücadele Kanunu'nun geniş yorumu sayesinde kitlesel yargılamaların yapıldığını vurgulayan rapor, “Fethullah Gülen Terör Örgütü” soruşturması çerçevesinde çok sayıda kişinin tutuklandığını belirtti. Rapor, Balyoz sanıklarının beraat ettiğini, Ergenekon dava sürecinin devam ettiğini, PKK ile ilgili de kitlesel tutuklamalar yaşandığını belirtti.

İfade hürriyetine geniş yer ayıran rapor, gazeteciler Hidayet Karaca, Mehmet Baransu, Can Dündar, Erdem Gül, Canan Coşkun, Frederike Geerdink, Muhammet Resul'u ismen zikretti. “Hükümet, medya gruplarını, dijital dağıtım şirketlerini ve sık sık tehdit edilen ve suçluları genelde bulunamayan kişilerce saldırıya uğrayan muhalif gazetecileri hedef göstererek basın üzerinde çok büyük bir baskı uyguluyor.” diyen rapor, Adalet Bakanı'nın altı ay içerisinde Erdoğan'a hakaretten 105 davaya izin verdiğine, Konya'da 17 yaşında bir öğrencinin Cumhurbaşkanı'na hakaretten 11 ay 20 güne mahkûm olduğuna işaret etti.

Uluslararası Af Örgütü'nün dikkat çektiği diğer hususlar da şöyle:

Gezi Parkı davalarının ‘uydurulmuş suçlamalarla' devam ettiğine işaret eden rapor, 244 kişinin çeşitli cezalara çarptırıldığını kaydetti.

“PKK'nın gençlik kolu (YDG-H) ile polis ve ordu arasındaki silahlı çatışmalar, özellikle bölge sakinlerinin hayatlarına zarar verdi” diyen rapor, sokağa çıkma yasakları sebebiyle temel haklara ulaşımın engellendiğini kaydetti. Örgüt, temsilcilerinin Güneydoğu'daki ihlalleri izlemek için bölgeye gitmesinin de mümkün olmadığını bildirdi.

Cizre'de öldürülen 12 yaşındaki Nihat Kazanhan ile Ali İsmail Korkmaz, Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Berkin Elvan vakalarını da ismen zikreden rapor, güvenlik görevlileri ile ilgili soruşturmalardan sonuç alınamadığına işaret etti.

Faili meçhul davalarını da gündeme getiren rapor, Cemal Temizöz ile birlikte bütün 8 sanığın beraat ettiğini belirterek, 1993 ile 1995 yılları arasında 21 kişinin kaybolması ile ilgili davanın ‘son derece eksik' şekilde görüldüğünü vurguladı. Rapor, geçtiğimiz yıl mart ayında katledilen Savcı Selim Kiraz'a da atıf yapıyor.

KAYYIM ELİYLE GASP DA RAPORDA

“FETÖ” soruşturması çerçevesinde basını susturmaya yönelik ‘emsali görülmemiş' adımlar atıldığına dikkat çeken rapor, ekimde özel bir şirket olan Digiturk'ün 7 kanalın yayınını durdurduğunu, mahkemenin atadığı kayyımların Koza İpek Grubu'na zorla girdiklerini, Bugün ve Kanaltürk canlı yayınlarını kestiklerini, Millet ve Bugün gazetelerinin baskılarına engel olduklarını vurguladı. El konulmanın ardından muhalif olan bu gazetelerin hükümet yanlısı hale geldikleri belirtildi. UAÖ, kasım ayında da Türksat'ın Samanyolu Grubu'nun 13 televizyon ve radyo kanalını uydudan düşürdüğünü belirtti.

ZAMAN
25 Şubat 2016 06:50
DİĞER HABERLER